Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/3907 E. 2014/6170 K. 09.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3907
KARAR NO : 2014/6170
KARAR TARİHİ : 09.06.2014

MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 2011/837-2013/462

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili, 23.09.2011 tarihli dava dilekçesi ile; Kahramanmaraş Merkez, S. Köyü 51, 52 ve 58 nolu parsellerin doğusunda kalan 15 dönüm yüzölçümündeki taşınmazın müvekkilleri tarafından satın alındığını, her ne kadar 51, 52 ve 58 nolu parseller S. Köyü tapulama sahasında kalmakta ise de bitişiğindeki 15 dönümlük bölümün Y. Köyü sınırları dahilinde tapulama harici bırakıldığını, dava konusu 15 dönümlük kısmın kadimden beri tarım arazisi olup, önceleri Hasan oğlu M. T.’ın iken satışı ile A. K.ve oğullarının mülkiyetine geçtiğini, onların da bu yeri E. G. adlı şahsa sattıklarını, E. G.’un bu yeri müvekkillerine sattığını, müvekkillerinin bu suretle devir ve teslim aldıkları yerin zilyetliğini malik sıfatı ile nizasız ve fasılasız sürdürdüklerini, bilinen önceki maliklerle ondan sonrakilerin devam eden zilyetliğinin herhangi bir itiraza ve kesintiye maruz kalmadığını iddia ederek malik sıfatı ile nizasız ve fasılasız olarak devam ettirilen bu yerin 2/8 payının M.. A.., 2/8 payının M.. O.., 2/8 payının N.. O.., 1/8 payının M.. O.., 1/8 oranının F.. O.. adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile fen bilirkişisi Mustafa Dal tarafından düzenlenen 04/04/2013 tarihli krokide (A) harfi ile turuncu renkle gösterilen 13.854,08 m2 alanındaki taşınmazın; 2/8 payının M.. A.., 2/8 payının M.. O.., 2/8 payının N.. O.., 1/8 payının M.. O.., 1/8 payının F.. O.. adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu Y. Köyünde dava tarihinden önce 15.09.2006-15.03.2007 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu ise 1961 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir.
Dava, tapusuz taşınmazın tesciline ilişkin olup, Türk Medenî Kanununun 713/4. maddesinde yer alan “Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunur.” hükmü gereğince, kanunî ve zorunlu ilânlar yapılmadan karar verilmesi, kanunun âmir hükmüne aykırı olup, bozma nedenidir. Ayrıca, taşınmazın paftasındaki konumuna göre, sınırında orman bulunduğundan Orman Yönetimi de davaya dahil edilerek, taraf oluşturulmalı ondan sonra işin esasına girilmelidir.
Hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda, S. Köyü orman kadastro haritası ile Y. Köyü orman kadastro haritası kenarlaştırılarak uygulanmadığı için, taşınmazın Y. Köyü orman kadastrosundaki durumu anlaşılamamaktadır. Ayrıca, keşifte uygulanan 1956, 1988 ve 2002 tarihli memleket haritalarının yapımına esas alınan hava fotoğrafları incelenmediği için, bu rapor taşınmazın orman niteliğini belirlemede yeterli değildir. Dava 2011 yılında açıldığına göre, dava tarihinden geriye doğru 20 yıllık zilyetlik süresinin tesbiti için, 1989 ilâ 1991 yılları arasındaki hava fotoğraflarının da incelenmesi ve taşınmazdaki zilyetliğin hangi tarihte başladığının tesbiti gerekir. Bu nedenle, 1989-1991 yılları arasındaki hava fotoğrafları incelenmediği için, dava tarihinden geriye doğru 20 yıl kullanım olup olmadığı saptanmamış ve zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluşup oluşmadığı belirlenmeden karar verilmiştir. Keza, dava konusu taşınmazın komşu parsellerine ait tapu kayıtları, kadastro tutanak örneği ve dayanağı belgeler, tescil ilâmı ile oluşmuş ise tescil dosyası getirtilerek, taşınmaz yönünü ne olarak okuduğu saptanmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, öncelikle Orman Yönetimi davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmalı, dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ait 1956, 1988 ve 2002 tarihli memleket haritalarının yapımına esas alınan hava fotoğrafları getirtilerek, önceki bilirkişiler dışında bir orman, bir fen ve bir ziraat bilirkişisi yardımıyla mahkemece yeniden yapılacak keşifte; orman bilirkişi tarafından hava fotoğrafları incelenerek, dava tarihinden geriye doğru 20 yıl önceki hava fotoğraflarında taşınmazın tarımsal amaçlı kullanılıp kullanılmadığı araştırılarak, hava fotoğrafları ve memleket haritaları ile pafta çakıştırılarak taşınmazın gösterildiği, denetime elverişli açıklamalı rapor düzenlenmeli, S. Köyü orman kadastro haritası ile Y. Köyü orman kadastro haritası kenarlaştırılıp uygulanarak, taşınmazın tahdit hattına göre konumu belirlenmeli, ziraat bilirkişisi tarafından taşınmazın toprak örnekleri alınıp, bilimsel analizleri yapılarak kaç yıldır tarımda kullanıldığı konusunda rapor alınmalı, taşınmazın her bir bölümünün toprak yapısı ve üzerindeki ağaçların yaşı, cinsi, dağılımı, tarım bitkileri yetiştirilip yetiştirilemeyeceği, hangi tür tarım bitkileri yetiştirilmesine uygun olduğu ayrıntılı açıklanmalı, komşu parsel kayıtları uygulanarak taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiği araştırılmalı, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri dikkate alınarak yapılacağı düşünülmeli, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları ve satın alınan kişiler yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tesbit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı, Medenî Kanunun 713/4. maddesindeki kanunî ilânlar yapılmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 09/06/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.