YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3795
KARAR NO : 2014/5360
KARAR TARİHİ : 12.05.2014
MAHKEMESİ : Menderes 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/02/2012
NUMARASI : 2006/767 – 2012/63
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı M.. E.. vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 06.11.2000 tarihli dava dilekçesinde, sınırlarını bildirdiği İzmir İli, …. Beldesi, …. Mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, (B2) ile gösterilen yerin davacı adına, (A1), (C), (E) ve (F) ile gösterilen bölümlerin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; davalı Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, hüküm Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 08.06.2006 gün ve 2006/3589 – 3994 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Dava konusu taşınmazın tapulamada tesbit dışı bırakılma tarihi sorulmadığı için, tesbit dışı bırakılma tarihi ile dava tarihi arasında 20 yıllık sürenin dolup dolmadığı anlaşılamamakta, dosyada orman tahdit haritası olmadığı için tahdit hattına göre konumu denetlenememektedir. Medenî Kanunun 713/4-5. maddesi gereğince usulüne uygun şekilde yerel ilânlar da yapılarak ve değinilen eksikler giderilip, tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sırasında dava edilen taşınmazın bir kısmının 1837 sayılı parselde kaldığı anlaşılmış; davacı bu kısım için, 1837 sayılı parsel maliklerine karşı 04.05.2009 tarihinde tapu iptali ve tescil davası açmış; mahkemenin 10/03/2010 gün ve 2009/284 – 2010/145 sayılı kararı ile bu dosya ile birşleştirilmiş, yapılan yargılama sonunda:
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, dava konusu İzmir İli, … İlçesi, …, …. Mevkiinde bulunan taşınmazın 25/11/2011 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (B) ile gösterilen tescil harici bırakılan 3793,06 m2’lik kısmının imar ve ihya ile zilyetlik nedeniyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
Davalı Hazinenin MK’nun 713. maddesi uyarınca yaptığı tescil talebinin kabulü ile İzmir İli, .. İlçesi, .. beldesinde bulunan taşınmazın 25/11/2011 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide kırmızı ile boyanan 9224,34 m2’lik kısmının Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,
Birleşen dosyada 1837 sayılı parselde kalan (A) ile gösterilen 5208,44 m2’lik kısma ilişkin davanın reddine,
Aslî müdahil Orman İdaresinin davasının kabulü ile dava konusu taşınmazın İzmir İli, .. İlçesi, .., … Mevkiinde bulunan taşınmazın 25/11/2011 tarihli bilirkişi raporunda orman olarak tesbit ettiği ve rapora ekli krokide yeşil ile boyanan 969,25 m2’lik bölümünün orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,
karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından (B) ile gösterilen bölüme ve davacı M.. E.. vekili tarafından 1837 parselde kalan (A) ile gösterilen bölüme ve 2750 ada 7 nolu parsel numarası verilen 9224,34 m2’lik kısma yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil ile Medenî Kanunun 713/1. maddesi hükmüne göre tescil istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1949 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 3302 sayılı Kanuna göre yapılıp, 17.03.1987 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
Dava konusu taşınmazlar, tapulama çalışmaları sırasında 09.07.1955 tarihinde tapulama harici bırakılmıştır.
Davacının 2750 ada 7 nolu parsele yönelik temyiz itirazları bakımından;
İncelenen dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın krokide kırmızı kalemle boyalı olarak gösterilen 9224,34 m2’lik kısmına, davanın devamı sırasında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenerek, 2750 ada 7 parsel numarası verilerek ve davacı M.. E..’nın kullanımında olup, üzerindeki zeytin ve narenciye ağaçlarının kendisine ait olduğu, beyanlar hanesine yazılarak, Hazine adına tescil edilmiştir. Daha sonra taşınmaz, 6292 sayılı Kanun gereğince davacı M.. E..’ya satılıp, 15.07.2013 tarihinde tapuda tescil işlemi yapılarak, adına tapu kaydı oluştuğundan dava konusuz kalmıştır. Konusu kalmayan bu bölüm hakkındaki dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde Hazine adına tescile karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
Davacının 1837 parsel içinde kalan (A) ile gösterilen bölüme yönelik, davalı Hazinenin ise krokide (B) harfi ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Dava konusu 1837 nolu parsel, İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.06.1995 gün ve 1990/910-1995/478 sayılı tescil ilâmı ile tapuya tescil edilmiştir. Bu dosyanın keşfinde görev alan ve hükme esas alınan fen bilirkişi N..Ç…21.12.1994 tarihli krokisinde, dava konusu (B) harfi ile gösterilen alanın, “hali arazi ve çalışmayan maden ocağı sahası” olarak gösterildiği, keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi ve tanıklar da, bu dosyada dava konusu olan taşınmazın, batı komşusu olan (B) bölümün içinde olduğu alanın M.. E..’ya ait arazi olduğuna dair bir beyanda bulunmamışlardır. Eğer bu arazi davacı tarafından 1994 yılından sonra kullanılmaya başlandı ise, dava tarihi olan 2000 yılına kadar 20 yıllık zilyetlik süresi dolmamıştır. Mahkemece bu dosya getirtilerek, keşifte uygulanmadığı ve mahallî bilirkişi ve tanıklardan, sorulmadığı için bu durum anlaşılamamaktadır. Öte yandan, krokide (A) harfi ile gösterilen bölümün 1837 parselin çapı içinde kaldığı gerekçesiyle, bu bölüm hakkındaki davanın reddine karar verilmişse de, bu hususta da yeterince araştırma yapılmamış, bu kısımda davacının zilyetlik durumu araştırılmamış, bu bölümün tescil ilâmı ile N.. C.. ve arkadaşları adına tescil edilinceye kadar davacı M.. E.. lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmamıştır. Eksik inceleme ve yetersiz araştırma ile hüküm kurulamaz.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece yeniden yapılacak keşifte, dava konusu (A) ve (B) ile gösterilen taşınmazların, İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/910 Esas sayılı dava dosyasındaki belge ve bilgiler incelenerek ve yapılacak keşifte mahallî bilirkişi ve tanıklardan sorularak, bu dosyadaki keşfin yapıldığı tarihte dava konusu taşınmazlarda davacının ekonomik amaca uygun bir zilyetliğinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, dava konusu olan ve 1837 sayılı parselde kalıp krokide (A) ile gösterilen bölümün davalı kişiler adına tescil edildiği tarihe kadar, davacı M.. E.. lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı M.. E..’nın krokide (A) harfi ile gösterilen kısma ve 2750 ada 7 nolu parsele yönelik, davalı Hazinenin krokide (B) harfi ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/05/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.