Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/3738 E. 2014/6167 K. 09.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3738
KARAR NO : 2014/6167
KARAR TARİHİ : 09.06.2014

MAHKEMESİ : Kınık(Kapatılan) Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 28/05/2013
NUMARASI : 2013/1-2013/2

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili 24.01.2013 tarihli dava dilekçesinde, İzmir İli, K. İlçesi, P. Beldesi sınırları içinde evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile ve evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Orman Kanununun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulamasının 163 nolu Orman Kadastrosu Komisyonu tarafından tamamlanıp, 25.12.2012 – 25.01.2013 tarihleri arasında ilâna çıkarıldığını, 6831 sayılı Orman Kanununun 6292 sayılı Kanunla değişik 10. ve 11. maddeleri gereğince tutanak suretleri ve haritaların birer suretinin Poyracık Belediyesi ilân duvarına asıldığını, kanunî süresi içinde 2/B uygulamasına itirazlarına ilişkin iş bu davayı açtıklarını, Belediye sınırları içerisinde bulunan Kalaycıdüzü Mevkiinde bulunan alanın tüm taşlarının Ö. K. A.Ş tarafından alındığını ve bu alanın büyük bir çukur haline geldiğini, bu haliyle orman vasıfını yitiren bu alan içine çöp dökülmek suretiyle müvekkil belediyenin kullanımında ve zilyetliğinde olduğunu, bu taşınmazın orman vasfını kaybetmesine rağmen orman sınırları içine alınmasının yasal olmadığını, bu taşınmazın 2/B kapsamına alınmasını talep ettiklerini, ekli haritada orman sınırları dışında bırakılan zeytin alanlarının sınırlarının düz bir çizgi halinde olmadığını, girintili çıkıntılı şekilde tesbit edildiğini, bu nedenle bu sınırların düz çizgi olarak yeniden belirlenmesini talep ettiklerini, A. Mevkii gibi yerleşim alanlarının, müvekkil Belediyenin gelişme alanları diye nitelendirilen yerlerden olduğu ve orman vasfını yitirdiğini, bu nedenle bu yerlerin orman sınırından çıkarılarak 2/B kapsamına alınmasını talep ettiklerini, müvekkil belediyenin sınırları içerisinde bulunan 5491 ve 5495 sayılı parsellerin müvekkil belediyenin imar planında gece kondu önleme bölgesi, mesire yeri ve mezarlık olarak belirlendiğini, bu alanlara ait imar planlarının nazara alınmayıp bu yerlerin orman sınırları içerisinde bırakılmasının yasal olmadığını, bu yerlerin orman sınırı dışına çıkartılarak 2/B uygulaması kapsamına alınmasını talep ettiklerini, mülkiyeti belediyeye ait bulunan 3922 parselde kayıtlı 149.039 m2 arazinin bir bölümünün 2/B kapsamına alınarak müktesep haklarının yok sayıldığını, 3923, 3924 ve 3925 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazların mülkiyeti gözönüne alınarak bu taşınmazların doğrudan 2/B uygulanmadan orman sınırları dışına çıkartılmasının müvekkili Belediyeye karşı hasmane tutum içerisinde bulunulduğunun göstergesi olduğunu, müvekkili belediyenin mağduriyetinin giderilmesini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle dava konusu taşınmazlardaki davalıya ait kullanım ve zilyetliğinin tesbitinin iptali ile bu taşınmazlardaki müvekkili Poyracık Belediyesinin mülkiyet, kullanım ve zilyetliğin tesbitini, bu taşınmazların 2/B uygulaması kapsamına alınmasını ve diğer talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 2/B çalışmaları sırasında taşınmazın, 2/B kapsamına alınıp alınmaması idarî bir karar olup, açılacak davada idarî yargı yerleri yetkili olduğundan ve yargı yolu dava şartlarından olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alınması gerektiğinden yargı yolu yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman sınırı içinde kalan taşınmazın 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılarak, 2/B alanında kaldığının tesbitine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 1943 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 25.12.2012 tarihinde ilân edilerek, bu dava nedeniyle kesinleşmeyen 3302 sayılı Kanun 2/B uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına göre, dava 2/B uygulaması yapılmayan alanda kalan taşınmazın, 2/B uygulaması yapılarak orman sınırı dışına çıkarılmasına ilişkin olup, bu tür davalar adli yargının görevi içindedir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde yapılan işlemlere karşı, idarî yargının yetkili olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, 1744, 2896 ve 3302 sayılı Kanunlar ile değişik 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince, orman kadastro komisyonlarının yaptıkları işlemlere itirazı olanlar, adliye mahkemelerine müracaat ile bu işlemlerin iptalini isteyebilir. 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince askı ilân süresi içinde açılan davalara bakmakla görevli mahkeme kadastro mahkemesidir. Somut olayda, yörede 3302 sayılı Kanun döneminde çalışan 163 numaralı Orman Kadastro Komisyonunun aplikasyon ve 2/B madde uygulamalarına karşı askı ilân süresi içinde itiraz davası açıldığından, görevli mahkeme adliye mahkemeleri olup, idare mahkemesi görevli değildir. Açıklanan husus gözetilmeden, yerinde olmayan gerekçe ile yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının iadesine 09/06/2014 günü oybirliği ile karar verildi.