YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3609
KARAR NO : 2014/6625
KARAR TARİHİ : 17.06.2014
MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/04/2011
NUMARASI : 2010/194-2011/296
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği D.. K..ndeki yaklaşık 4000 m2’lik taşınmazın, tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescilini istemiştir.
Yargılama aşamasında davalı Hazine vekili dava konusu taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın 08.06.2007 ve 19.03.2007 tarihli raporlarda (A) harfi ile gösterilen Adana İli, K. İlçesi (e.) D.. K..nde kayıtlı halen Adana İli Çukurova İlçesine bağlanan 2328.22 m2 mesahalı, Doğusu: 401 parsel ve 901 parsel, Batısı: 399 parsel, Kuzeyi: (B) parsel ile devamı 400 parsel, Güneyi: yol ile çevrili yerin davacı adına tapuda son parsel numarası verilmek suretiyle tesciline, raporlarda (B) harfi ile gösterilen alana ilişkin davanın reddine ve orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 10.07.1998 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 11.03.1955 tarihinde kesinleşmiş, taşınmaz çalılık vasfıyla tesbit harici bırakılmıştır. Genel arazi kadastrosu işleminin kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın resmî belgelerde orman sayılmayan yerlerden olduğu ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle, davacının davasının kabulüne karar verilmişse de, mahkemece yapılan uygulama, inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; hükme dayanak yapılan ziraat ve orman bilirkişi raporlarında; çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritası dışında kaldıkları, (A) harfi ile işaretlenen bölümün % 6-8, (B) harfi ile işaretlenen taşınmazın % 25-30 eğimli oldukları, çekişmeli taşınmazların öncelerinin çalılık olduğu, çalılıktan imar ve ihya edilerek açıldıkları, (A) harfi ile işaretlenen bölümün üzerinde arpa, buğday ekildiği ve münferit nar, incir, dut ve zeytin ağaçları bulunduğu, (B) harfi ile işaretlenen bölümün 2005 yılında yapılan keşiften kısa bir süre önce temizliğinin yapılarak sürüldüğü, 2007 yılında yapılan keşifte ise buğday ekili olduğu, 1957 basım tarihli memleket haritasında (A) harfi ile işaretlenen bölümün sarı alanda gözüktüğü, (B) harfi ile işaretlenen bölümün yeşil alanda gözüktüğü, yeşil olan kısımların orman rumuzuyla adlandırılan
-2-
2014/3609-6625
alanlarda kaldığı, 1966 çekim tarihli hava fotoğrafında durumun aynı olduğu, taşınmazın (A) harfi ile işaretlenen bölümünün orman sayılmayan yerlerden oldukları belirtilmiş ise de rapor ekindeki memleket haritasında komşuları da gösterir şekilde geniş aplike yerine çekişmeli taşınmaz bazında aplike yapıldığı gibi taşınmazın hava fotoğrafındaki konumları da gösterilmemiş ve çekişmeli taşınmazın KIRIKLI – DÖRTLER MUHAFAZA ORMANI ismi ile DEVAMLI (SÜREKLİ) MUHAFAZA ORMANI olarak ayrılıp ayrılmadıkları, KIRIKLI – DÖRTLER MUHAFAZA ORMANI haritasının içinde kalıp kalmadıkları yönünde açıklamada bulunulmamıştır. Mahkemece, bu eksiklikler üzerinde durulup yöntemince giderilmemiştir. Böylelikle çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı yönünde duraksama olmuştur. Bu durumda, karara dayanak alınan uzman orman bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen rapor çekişmeli yerlerin öncesinin orman niteliğini belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu köydeki ormanlar dahil olmak üzere K., D., K., M., P. ve Ö. Köylerindeki ormanları içine alan Kırıklı-Dörtler Muhafaza Ormanı haritasında gösterilen Doğusu: Seyhan Baraj Gölü, Batısı: Solbaş-Çatalan Yolu, Kuzeyi; Makam Sırtı – Cümbüşün Çiri Tepe – Bulgur Dağı – Kaşobo – Püren Dağı – Narlı Koca Tepe – Naipler Mahallesi – Çatalan Yolu, Güneyi; Seyhan Baraj Gölü – Çakıt Çayı ile çevrili saha içindeki ormanların “Sürekli muhafaza ormanı olarak ayrıldığı” 13.08.1984 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Muhafaza Ormanlarının Ayrılması ve İdaresi Hakkında Yönetmeliğin; “Sürekli Ayrılma” başlıklı 3. maddesi aynen;
Sürekli Ayrılma:
Madde 3- Bir ormanın, maki ve fundalığın veya sahipli yerin sürekli olarak muhafaza ormanına ayrılabilmesi için bu alanların:
a) Çığ, arazi kayması ve erozyon nedeni ile bir afetin oluşması muhtemel yerlerde bulunması,
b) Yerleşim merkezlerinin çevre sağlığını olumlu yönde etkilemesi,
c) Kara ve demiryolları ile yerleşim yerlerini toz ve kum fırtınalarına karşı korunması,
d) Baraj, göl ve nehir yataklarının dolmasını engellemesi,
e) Yurt savunması için korunmasının zorunlu görülmesi,
f) Muhafaza ormanlarının tamamlanması için bunlara eklenmesi lazım gelen sahipli yerlerden olması, esas ve şarttır.
Öncelik:
Madde 4- Bir ormanın, maki ve fundalığın veya sahipli yerin sürekli olarak muhafaza ormanına ayrılabilmesi için 3. maddedeki şartlardan en az birinin mevcudiyeti yeterlidir. Bu şartlardan hepsini veya birkaçını bünyesinde toplayan yerler muhafaza ormanına ayrılmada öncelik kazanır.”
hükümlerinin bulunduğu,
Davaya konu taşınmazın içinde bulunduğu yerin Sürekli Muhafaza Ormanı olarak ayrılmasına ilişkin 23.11.2001 günlü raporda, yönetmelikde belirtilen koşullardan;
1- Seyhan Baraj Gölü kenarında ve Seyhan Barajının su toplama havzası içinde olması,
2- Halen Adana Büyükşehir Belediyesine yapılan içme suyu isale haltı projesinde yer alan ve inşaatı devam eden Doğu ve Batı su isale köprülerinin yapımı ile Büyükşehir Belediyesi mücavir alanına irtibatlandırılması nedeniyle ormana olan baskının azaltılması,
3- Seyhan Baraj Gölünün ve nehrin dolmasının engellenmesi,
4- Su korunma alanı olarak planlamaya konu edilen ve muhafaza ormanı içinde kalan ormanların çevre sağlığının iyileştirilmesine ve sürdürülebilirliğine daha etkin katkıda bulunması amacıyla 6831 sayılı Kanunun 23. maddesi gereğince KIRIKLI – DÖRTLER MUHAFAZA ORMANI ismi ile DEVAMLI (SÜREKLİ) MUHAFAZA ORMANI olarak ayrılmasının gerektiğinin” bildirildiği ve 23.11.2001 günlü bu raporun, Orman Genel Müdürlüğünün 23.01.2002 günlü teklifi ile Bakanlık Makamına sunulduğu ve Orman Bakanlığının 01.02.2002 gün ve 1 sayılı oluru” ile kabul edilerek DEVAMLI (SÜREKLİ) MUHAFAZA ORMANINA ayırma olgusunun kesinleştiği ve yukarıda isimleri yazılı köyler ile komşu köylerin tümünde ilân edildiği, muhafaza ormanına ayırmaya ilişkin 23.11.2001 günlü raporun 3/5. maddesinde “Muhafaza ormanı içerisinde münferit ve dağınık halde bulunan ve muhafaza ormanı bütünlüğünü bozan, özel şahıs arazileri kamulaştırılmalı, Hazine arazileri ise ağaçlandırılmak üzere tahsisi talep edilmelidir” şeklinde bilimsel açıklamalarda bulunulduğu, 6831 sayılı Kanunun 3, 4, 23 ve 25. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde muhafaza ormanları ile milli parkların aynı hukuki konumda oldukları H.G.K.’nun milli parklar konusunda oybirliği ile verdiği 09.11.1988 gün ve 1988/8-542-893 sayılı kararında açıklandığı gibi, “Orman rejimine alınan bu tür yerler için sonradan tapu alınamayacağının” kabul edildiği, milli park ve muhafaza ormanı olarak ayrılma işleminin başlı başına orman rejimi ve ayırma olarak kabul edilmesi gerektiğinden tapuda kaydı bulunmayan taşınmazların kesinleşen orman sınırı dışında bırakılmış olsa dahi “Orman niteliğinin devamı” başlıklı 1984 tarihli Yönetmeliğin 38 ve 1986 tarihli Yönetmeliğin 31 ve son olarak çıkartılan ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 34. maddesinde “6831 sayılı Orman Kanununun 1. maddesine göre, orman sayılan yerlerdeki; yanan orman alanları, muhafaza ormanları, milli parklar, izin ve irtifak hakkı tesis edilen ormanlar, orman olarak kamulaştırılan ve orman rejimi içine alınan yerler, orman sayılan yerlerden olma özelliğini korurlar.” hükümleri gereğince orman sayılacağı gözetilerek, mahkemece en eski tarihli memleket haritası ile hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, kesinleşmiş tahdit ve 2/B haritası, işe başlama, çalışma, bitirme ve askı ilân tutanakları ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek iki orman yüksek mühendisi, bulunamaması halinde iki orman mühendisi bir harita mühendisi bulunamaması halinde bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle öncelikle, kesinleşmiş orman kadastrosu, varsa aplikasyon ve 2/B madde haritaları ile tapulama paftası ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilerek değişik açı ve uzaklıklarda olan, en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktası görülecek biçimde dava konusu taşınmaz ve komşu taşınmazların orman kadastrosu ve aplikasyon hattına göre konumu, orman kadastro haritasındaki sınır noktaları ile varsa aplikasyon haritasındaki sınır noktaları kadastro paftası üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilmek suretiyle gösterir, bilirkişilere müşterek imzalı kroki tanzim ettirilmeli, en eski tarihli memleket haritası hava fotoğrafları ve amenajman planına göre yapılacak incelemede ise, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumları saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapıları, bitki örtüleri ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişilerden, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ve hava fotoğrafının ölçeğini kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri, hava fotoğrafları kadastro paftası ile çakıştırılıp stereoskop aletiyle incelenerek, çekişmeli taşınmazın üzerinde neler gözüktüğünü, ayrıca münhanili kadastro paftasından, memleket haritası, halihazır harita ve topoğrafik haritalardan da yararlanılmak suretiyle çekişmeli yerin gerçek eğimini belirtir şekilde ve çekişmeli taşınmazın kadastro paftası ölçeği ile KIRIKLI – DÖRTLER SÜREKLİ MUHAFAZA ORMANI haritası ve ekleri ilgili yerlerden getirtilip, ölçekleri eşitlenerek, çekişmeli taşınmazın KIRIKLI – DÖRTLER SÜREKLİ MUHAFAZA ORMANI haritasına göre konumları duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı, taşınmazın bu haritalara göre yapılan uygulamalarla ilgili konumlarını ayrı ayrı renklerle gösteren , taşınmazın KIRIKLI – DÖRTLER MUHAFAZA ORMANI ismi ile DEVAMLI (SÜREKLİ) MUHAFAZA ORMANI olarak ayrılıp ayrılmadıkları, KIRIKLI – DÖRTLER MUHAFAZA ORMANI sınırları içinde kalıp kalmadıkları yönünde ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte , bilimsel verileri bulunan ortak krokili rapor alınmalı,
Bu şekilde yapılacak inceleme ve araştırma sonucunda, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu belinlendiği taktirde; bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, çekişmeli taşınmaz hâkim tarafından gözlemlenmeli, taşınmaz üzerinde neler bulunduğu, (bitki örtüsü, ağaçların cinsi, sayısı, orman ağaçlarının toplumu dağınık mı bulundukları vb.) ayrıntılı olarak keşif tutanağına yazılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı, çekişmeli yeri sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı, taşınmazın imar ve ihya edilmek suretiyle tarım arazisi haline getirilip getirilmediği, ne zamandan beri tarım arazisi vasfında olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ve imar ihyanın ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; davacı gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre ise; davacı gerçek kişinin (A) harfi ile işaretlenen bölüme ilişkin davasının kabulü ile taşınmazın davacı adına niteliğinin belirtilmeden tesciline karar verilmesi ve her ne kadar Orman Yönetimi davaya konu taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tescilini talep etmişse de davaya harçlı katılımı bulunmadığından talebinin reddine, Hazinenin tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi hüküm kurulmuş olması da usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılardan Hazine ve Orman Yönetimi vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 17/06/2014 günü oy birliği ile karar verildi.