Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/357 E. 2014/2563 K. 27.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/357
KARAR NO : 2014/2563
KARAR TARİHİ : 27.02.2014

MAHKEMESİ : Siirt 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/05/2013
NUMARASI : 2012/1447-2013/238

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalıar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekilinin 01/10/2012 havale tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Siirt İli, Merkez … Köyü, .. Mevkiinde 247 ve 254 nolu parseller arasında müvekkiline atalarından kalan tarlanın 1983 yılında yapılan kadastro çalışmasıyla kayıtlara sehven tapulama harici alan olarak geçtiğini, müvekkilinin bu durumdan T…’ın yakın zamandaki kamulaştırmasından sonra haberdar olduğunu, müvekkilinin önceleri atalarının ve şuanda kendisinin zilyetliğinde niza ve fasılaya uğramaksızın 100 yılı aşkın bir süreden beri devam eden tarım faailiyeti yapıldığını, müvekkili tarafından büyük emek ve harcamalar kuru tarım arazisinden fıstık alanına dönen zilyetindeki arazinin adına tescil olmamasından dolayı mağdur olduğunu ileri sürerek, Siirt İli, Merkez .. Köyü 247 ve 254 sayılı parseller arasındaki tapulama harici yaklaşık 30 dönüm tarlanın müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne; 254 ve 247 parsel sayılı taşınmazların arasında kalan 07/03/2013 tarihli kadastro bilirkişisi raporunda (A) harfiyle gösterilen ve etrafı kırmızı çizgiyle sınırlandırılmış toplam 31.783,35 m2’lik tescil harici bırakılan alana yeni parsel numurası verilmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Orman Yönetimi ve Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1984 yılında kesinleşmiştir.
Dava konusu taşınmazlar üzerinde 2 adet pilon yeri bulunduğu ve üzerinden eneji nakil hattı geçmekte olduğu belirlenmiş olmasına rağmen, mahkemece de, T…’ın davaya dahil edilmesi gerektiği düşünülmemiştir. Taraf teşkili davanın görülebilme koşullarından olup, mahkemece, re’sen (kendiliğinden) yapılması gereken işlemlerdendir. Mahkemece, davanın eksik taraf teşkiliyle sonuçlandırılması usûl ve kanuna aykırıdır. Kabule göre de mahkemece bu yer hakkında yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki; davacı kişi, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açtığına göre, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince imar ve ihya ile zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerekeceğinden, bu kez dava konusu taşınmazların bulunduğu yere ilişkin olarak, kadastro tesbit tarihinden 15 – 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topoğrafik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritaları ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ( Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, ziraat mühendisi ve harita mühendisi ile birlikte hava fotoğrafları; topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, fen, ziraat ve orman bilirkişi tarafından taşınmaz üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, kadastro tesbit tarihine kadar geçen zilyetlik süresinin iktisap için yeterli olup olmadığı üzerinde durulmalı, zilyetlik olgusunun maddi olaylara dayalı olmasından hareketle, maddi olayların ancak tanık, bilirkişi ve benzeri anlatımlarla kanıtlanacağı gözetilmeli (H.G.K. 30/03/1994 gün ve 1993/8-939-1994/176 sayılı kararı), komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları ile kadastro tesbit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tescil istemine ilişkin ilân yaptırılarak, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı ile eklemeli zilyetler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden senetsiz belgesiz araştırması yapılıp, sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği 40/100 dönüm sınırlamasının aşılıp aşılmadığı saptanmalı, çekişmeli taşınmazın taşlık ve ormanlık bölümlerinin imar ve ihyasının tamamlanmadığı düşünülerek ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine ve davalı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/02/2014 günü oy birliği ile karar verilmiştir.