Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/3560 E. 2014/9799 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3560
KARAR NO : 2014/9799
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında Hisarönü Köyü, Merkez 156 ada 1 parsel sayılı 885,40 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tek katlı kargir ev ve bahçesi niteliğiyle atalarından intikalen …’in zilyetliğindeyken 13.12.1983 taihinde …’ye, onun da 04.08.1992 tarihinde …’e sattığı ve halen onun zilyetliğinde olduğu, ancak, 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/423 esasında davalı olduğundan sözedilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir.
Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/423 Esasına kayıtlı dava dosyasında davacı … tarafından Hazine, Orman Yönetimi ve … aleyhine 03.11.2011 tarihinde, Hisarönü Köyünde bulunan sınırlarını bildirdiği taşınmazın Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tapuya tescili istemiyle açtığı dava, 3402 sayılı Kanunun 5 ve 27. maddeleri gereğince kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/358 Esasına kayıtlı dava dosyasında; davacı Hazine tarafından hasımsız olarak, Hisarönü Köyünde sınırlarını bildirdiği taşınmazın Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescili istemiyle … tarafından açılan tescil davasının açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu taşınmazın Hazine adına tescili istemiyle dava açmış, bu davada 3402 sayılı Kanunun 5 ve 27. maddesi hükmüne göre kadastro mahkemesine aktarılmış, davalar kadastro mahkemesinin 2008/313 Esasında birleştirilmiştir.
Kadastro Mahkemesince …’ün davasının kısmen kabulüne, çekişmeli parselin fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 839,51 m² yüzölçmündeki bölümün tesbitteki niteliğiyle … adına tapuya tesciline, (B) harfi ile gösterilen 45,89 m² yüzölçümündeki bölümün ise dere yatağında olması nedeniyle kadastro dışı bırakılmasına karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri ile katılanlar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ve 1988 ilâ 1990 yılları arasında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B uygulaması vardır.
1) Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritası ile eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında kalan ve orman sayılan yerlerden olmadığı anlaşıldığına göre, Orman Yönetimi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Hazine vekili ve katılan davacılar … ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi sonucu;
Mahkemece, davacı …’ün davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; eldeki dava, asliye hukuk mahkemesi’nde açılan tescil davasının, yörede 3402 sayılı Kanuna göre yapılan genel arazi kadastro çalışmalarından önce açılması nedeniyle, aynı Kanunun 5 ve 27. maddeleri uyarınca kadastro mahkemesine aktarılan dava niteliğinde olup, mahkemece, aynı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca re’sen malik tesbitinin yapılabileceği gibi, aktarılan davanın devamı niteliğinde bulunduğundan, taraflarının da davadan haberdar olması ve delillerinin mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir. Aktarılan asliye hukuk mahkemesi’nin 2004/358 E. – 2008/33 K. sayılı davasının aktarıldığı ve eldeki dava ile birleştirilen Kadastro Mahkemesi’nin 2008/468 E – 2009/928 K. sayılı davanın yargılaması sırasında, 26.11.2008 hâkim havale tarihli dilekçe ile harcını yatırmak suretiyle … ve arkadaşları ile Gayrimenkul Değerler Ticaret Anonim Şirketi davaya katılarak çekişmeli taşınmazın adlarına tescilini istemişlerdir. Mahkemece, usulüne uygun olarak davaya katılınmasına rağmen, katılan kişilerin iddia ve delilleri değerlendirilmeden hüküm kurulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan “Hukukî Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hukukî dinlenilme hakkı, sadece belli bir yargılama için ya da yargılamanın belli bir aşaması için geçerli olan bir ilke değil, tüm yargılamalar için ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir. Bu çerçevede gerek çekişmeli ve çekişmesiz yargı işlerinde gerekse bu yargılamalarla bağlantılı geçici hukukî korumalarda, icra takiplerinde, tahkim yargılamasında, hatta hukukî uyuşmazlıklarla ilgili yargılama dışında ortaya çıkan çözüm yollarında, her bir yargılama, çözüm yolu ve uyuşmazlığın niteliğiyle bağlantılı şekilde hukukî dinlenilme hakkına uygun davranılmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilerek, katılan … ve arkadaşlarının, iddia ve delilleri toplanıp, taşınmaz başında değerlendirildikten sonra, davacı, katılan ve Hazine arasındaki uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla katılanların delillerin toplanıp değerlendirilmeden karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) Yukarıda ikinci bentde açıklanan nedenlerle; Hazine ve katılan davacılar … ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.