YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/356
KARAR NO : 2014/2558
KARAR TARİHİ : 27.02.2014
MAHKEMESİ : Sincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/06/2013
NUMARASI : 2011/497 – 2013/197
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine, Orman Yönetimi, A.. B.. ve S.. B.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde özetle; Ankara İli, Sincan İlçesi, .. Köyü, .. Mevkiinde kain ve 1956 tarihli tapulama çalışmalarında kıraç arazi olarak tapulama harici bırakılan taşınmazının tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu beyanla, dava konusu Ankara İli, Sincan İlçesi, .. Mevkiinde bulunan Güneyi: 468, 469 ve 470 sayılı parsellerle, Doğusu: 444, 445, 447 ve 448 numaralı parsellerle, Kuzeyi ve Batısı: tapulama harici arazilerle çevrili dava konusu taşınmazının Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulü ile; Sincan İlçesi, Y../…. Mahallesinde bulunan ve fen bilirkişi L.. Ç.. tarafından hazırlanan rapor ve krokisinde (G) harfi ile gösterilen 95350.949 m2 yüzölçümlü taşınmazın davacı K.. P.. (T.C. Kimlik No: 18…) adına .. Mahallesine ait en son parsel numarası verilmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline, karara krokinin bir suretinin eklenmesine karar verilmiş, hüküm davalar Hazine, Orman Yönetimi, A.. B.. ile S.. B.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 24.03.2005 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu ise, 1956 yılında yapılmış ve sonuçları 15.08.1956 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Keşifte görev alan ziraat bilirkişisi raporuna göre, taşınmaz üzerinde davacı tarafından dikilen 15-20 ve 8-10 yaşlı bağ omcaları ve 3-4 yaşlı genç ceviz ağaçlarının bulunduğu bildirilmiştir. Ağaçların yaşı itibarıyla 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığı gibi, davacı tarafından, ağaçlar dikilmeden önce zirai amaçla kullanılıp kullanılmadığı araştırılmamıştır. Mahallî bilirkişi ve tanıklar, bu konuda bir açıklama yapmadığı gibi, imar ve ihyadan sonra hemen ağaç dikilerek kullanılmaya başlandığını beyan etmişler, ancak mahkemece de bu durum ayrıntılı açıklattırılmamıştır. 1985-1990 yılları arasındaki hava fotoğrafları incelenmediği için kullanım olup olmadığı saptanmamış, ziraat bilirkişisi tarafından toprak analizleri yapılmadığı için kaç yıllık tarım arazisi olduğu açıklığa kavuşturulmadan ve zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluşup oluşmadığı belirlenmeden karar verilmiştir. Dosyadaki taşınmaz fotoğraflarının incelenmesinde de taşınmazların bitki örtüsünden ve toprağın çok taşlı olduğundan tarım arazisine benzemediği görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ait 1985-1990 tarihleri arasındaki hava fotoğrafları getirtilerek, önceki bilirkişiler dışında bir orman, bir fen ve bir ziraat bilirkişisi yardımıyla mahkemece yeniden yapılacak keşifte; orman bilirkişi tarafından hava fotoğrafları incelenerek, dava tarihinden geriye doğru 20 yıl önceki hava fotoğraflarında taşınmazın tarımsal amaçlı kullanılıp kullanılmadığı araştırılarak, hava fotoğrafları ile pafta çakıştırılarak taşınmazın gösterildiği denetime elverişli açıklamalı rapor düzenlenmeli, mahallî bilirkişi ve tanıklardan, ağaçların dikilmesinden önce, davacı tarafından tarım arazisi olarak kullanılıp kullanılmadığı sorularak, tam ve kesin olgulara dayalı beyanlar alınmalı, ziraat bilirkişisi tarafından taşınmazın toprak örnekleri alınarak, bilimsel analizleri yaptırılarak kaç yıldır tarımda kullanıldığı konusunda rapor alınmalı, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları ve satın alınan kişiler yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda 5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tesbit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın bulundu mevkide ve taşınmaza yakın yerlerde Medenî Kanunun 713. maddesine göre daha önce açılmış veya devam eden tescil davasının bulunup bulunmadığı araştırılmalı varsa dava dosyları getirtilip incelenmeli, ayrıca, Sincan Belediyesi İmar Müdürdüğünden ve Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Müdürlüğünden taşınmazın bilirkişi krokisi de eklenerek imar planı içinde bulunup bulunmadığı, imar planı içindeyse hangi tarihte imar planı içine alındığının kesin olarak belirlenmesi gerekmektedir. Bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine, Orman Yönetimi, S.. B.. ve A.. B.. vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, davalılar tarafından yatırılan temyiz harcının istek halinde iadesine 27/02/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.