Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/3500 E. 2014/7029 K. 01.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3500
KARAR NO : 2014/7029
KARAR TARİHİ : 01.07.2014

MAHKEMESİ : Sinop 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2011
NUMARASI : 2011/578-2011/744

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

S. İli, M.İlçesi, O. Köyü .. ve.. parsel sayılı 4,00’er m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, pilon yeri niteliğinde T. E. Kurumu adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı Orman Yönetimi vekili, taşınmazların kesinleşen orman sınırları içinde orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır.
Mahkemece, taşınmazın mülkiyetinin T. E.Kurumuna ait olduğu ve mülkiyeti ile ilgili tüm ihtilaflarda da hasım olarak kurumun değişen adı ile T. aleyhine dava açılması gerektiği, davacı kurum tarafından mülkiyet ihtilafı ile ilgili davalarda T.’ın hasım olarak gösterilmesi gerektiğinin bilindiği, bu nedenle de HMK’nun 124/4. maddesi hükmünden davacı tarafın yararlanmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 25.04.2003 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1964 yılında yapılmıştır.
Mahkemece, davacı Orman Yönetiminin, T. E.K. adına tapuda kayıtlı olan O. Köyü .. ve .. parsel sayılı taşınmazların, kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı ve orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile açmış olduğu davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmişse de mahkemenin bu değerlendirmesi yerinde değildir.
Şöyle ki; 12.08.1993 tarih ve 93/4789 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile TEK’nun tüzelkişiliği sona erdirilerek T. ve T. ünvanlı iki ayrı iktisadi devlet teşekkülünün kurulduğu ve TEK’nun bütün haklarının bu iki kuruma devredildiği anlaşılmaktadır. Taşınmaz üzerindeki enerji nakil hattı direği bulunan taşınmazın T.’a ait olduğundan TEK’nun mülkiyet hakının T..’a devredildiğinin kabulü gerekir.
Davacının dava dilekçesinde davalı olarak Y.Elektrik Dağıtım AŞ’yi göstermesi maddi bir hata niteliğindedir. Davacı tarafından yargılama sırasında bu maddi hatanın düzeltilmesi mümkün olup, maddi hatanın düzeltilmesi HMK’nın 124/4. maddesinde belirtilen “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” kabul edilebilir bir yanılgı niteliğindedir. Bu sebeple; mahkemece, davacı iadereye maddi hatayı düzelterek doğru kişiye husumeti yöneltmesi için süre verilip, yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 01/07/2014 günü oy birliği ile karar verildi.