Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/3473 E. 2014/7028 K. 01.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3473
KARAR NO : 2014/7028
KARAR TARİHİ : 01.07.2014

MAHKEMESİ : Sinop 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/09/2011
NUMARASI : 2011/105-2011/598

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı R.. Ö.. vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin giderden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, adına tapuda tarla vasfıyla kayıtlı K. Köyü .. parsel sayılı taşınmazın yörede ilân edilen orman kadastrosu sırasında orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu ileri sürerek, bu yere ait sınırlamanın iptali, taşınmazın adına tescili, talebi kabul edilmediği takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla şimdilik 8.000,00.-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, dava konusu ile ilgili Sinop Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/555 Esas ve 2008/200 Karar sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil yönünden kararın kesinleştiği ve karar ile ilgili kesinleşmiş mahkeme ilâmı bulunduğundan davacının davasının tüm yönleri ile birlikte reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1970 yılında kesinleşen genel arazi kadastrosu ve 11.02.2007 tarihinde kesinleşen orman tahdidi bulunmaktadır
Dava, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince on yıllık süre içinde açılan orman tahdidinin iptaline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1970 yılında kesinleşen genel arazi kadastrosu ile davacının dayanağı 670 sayılı parsel oluşmuştur. Dava konusu .. parselin tapusunun iptali istemi ile Orman Yönetimince tapu maliki R.. Ö.. aleyhine açılan davada Sinop Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 08.04.2008 gün ve 2007/555 Esas, 2008/200 Karar sayılı kararı ile parselin (A) harfi ile belirtilen 1220,88 m2 ve (B2) harfi ile belirtilen 543,12 m2 olmak üzere toplam 1764 m2 kısmın tapu kaydının iptali ile bu bölümlerin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen karar, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26.02.2009 gün ve 2009/90 – 3240 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiş olup, yerel mahkemece her ne kadar keşif ve hiç bir araştırma yapılmadan Sinop Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 08.04.2008 gün ve 2007/555 Esas, 2008/200 Karar sayılı dosyasından bahsedilerek davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemenin bu değerlendirmesi yerinde değildir.
Dava, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince on yıllık süre içinde açılan orman tahdidinin iptaline ilişkin olduğuna göre, öncelikle, orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin getirtilip davanın on yıllık süre içinde açılıp açılmadığı belirlenmeli, on yıllık süre içinde açıldığının tespit edilmiş olması halinde halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurandan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla, yerinde yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Yasanın 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli,
Yapılan bu uygulama sonucu çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalan bölümü belirlendikten sonra bu bölümün öncesi itibariyle orman sayılan yerlerden olup olmadığının memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı uygulanması yapılması ile de belirlenmesi gerekir.
Bu sebeple, en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile amenajman planı bulunduğu yerden getirtilip, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın bu bölümünün öncesinin bu belgelerde ne şekilde göründüğü orman ya da 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde ifade edilen orman içi açıklık olup olmadığının aynı bilirkişilerce rapor edilmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman tahdidi içinde kalan bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, önceki kadastrodan oluşan tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edildiğinden bu bölüme yönelik taşınmazın değeri bakımından araştırma ve inceleme yapılıp Medenî Kanunun 1007. maddesi gözönünde bulundurularak tazminat hususunda karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan Sinop Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 08.04.2008 gün ve 2007/555 Esas – 2008/200 Karar sayılı dosyasından bahsedilerek davanın reddi yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 01/07/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.