YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/335
KARAR NO : 2014/1819
KARAR TARİHİ : 13.02.2014
MAHKEMESİ : Şavşat Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2013
NUMARASI : 2011/455 – 2013/48
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 05/10/2011 tarihli dava dilekçesi ile; .. Köyü 127 ada 1 sayılı orman parseli içinde müvekkillerinin murislerinden kalan ve osmanlı tapusu olan taşınmazın bulunduğunu, kadastro çalışmaları sırasında müvekkiline yalnızca 311 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tesbit edildiğini, tapu kapsamında olan büyük bir kısmın ise orman parseli içinde bırakıldığını belirterek, 127 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile müvekkilleri adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu, 3402 sayı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesine göre yapılmış ve kesinleşmiştir.
Mahkemece davacıların dayandığı tapu kaydı ve satış senedinin dava konusu taşınmaza uyduğu konusunda olumlu kanaat oluşmadığı ve dava konusu taşınmazın sınırında davacı adına tesbit edilen 311 ada 14 parsel sayılı taşınmaz bulunduğu gerekçesi ile tapu kaydı ve satış senedine itibar edilmeyerek davanın reddine karar verilmişse de yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur.
Şöyle ki; dava konusu taşınmazın sınırında olan ve kadastro sırasında davacı adına tapuya tescil edilen 311 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına dayalı olarak değil senetsizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit görmüştür. Mahkemece dava konusu taşınmaza komşu taşınmazlara ait tapu kayıtları ve dayanakları getirtilmemiş, dava konusu taşınmazı ne olarak okudukları da araştırılmamıştır. Ayrıca, davacının dayandığı tapu kaydı maliki ile satış senedi malikleri arasında irsî ilişkinin ne olduğu davacıdan ve keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak sureti ile tesbit edilmemiştir.
O halde mahkemece, dava konusu taşınmaza komşu olan 311 ada 13, 14, 24, 25 ve 66 parsel sayılı (dosya içerisindeki mevcut krokiden komşuların tamamı gözükmemekte olup taşınmazın kuzey sınırı düzenli köyü kadastro çalışma alanı olduğundan bu köye ait kadastro paftası ile birlikte bu köyde kalan komşu parseller de dahil olmak üzere) taşınmazlara ait kadastro tutanakları, tapu kayıtları ve dayanakları getirtilerek, mahkemece yapılacak keşifte uygulanmalı, davacıların dayandığı tapu kaydı, kadastro sırasında revizyon görmediğine göre, yapılacak keşif sırasında davacıların dayandığı tapu kaydı ve satış senedi uygulanmalı, tapu maliki ile satış senedinde malik olarak ismi geçen kişinin ve davacının ilişkilerinin saptanması,gerekirse satış senedinde ismi geçen tanıklar hayatta iseler beyanları alınmalı, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, davacılara nasıl geçtiği, davacıların taşınmaza ne kadar süredir ne şekilde kullandığı sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınarak oluşacak sonuca göre karar vermelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.