YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3317
KARAR NO : 2014/9798
KARAR TARİHİ : 25.11.2014
MAHKEMESİ : Marmaris Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2014
NUMARASI : 2013/48-2014/15
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında T. Köyü, Y. Mevkii .. ada . parsel sayılı 888,02 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle, atalarından intikalen 20 yıldan fazla süredir A.Ç.zilyetliğindeyken 2006 yılında Ali oğlu E.. D..’a sattığından söz edilerek E.. D.. adına tesbit edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu sınırları içindeki Devlet ormanı olduğu iddiasıyla tesbitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescilini istemiştir.
Davacı Hazine ise, davaya konu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, zilyetlikle edinilemeyeceği iddiasıyla tesbitinin iptali ve Hazine adına tapuya tescili istemiştir.
Mahkemece, davalar birleştirildikten sonra Orman Yönetiminin davasının kabulüne, Hazinenin davasının reddine, çekişmeli parselin tesbitinin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline ilişkin verilen karar, davacı Hazine ve davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından 02.10.2012 gün ve 2011/9885-11096 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “…1)Çekişmeli parselin kesinleşmiş orman sınırları dışında bırakıldığı, ancak yüksek eğimli makilik ve taşlık niteliğindeyken 2004 yılından sonra tarım alanı haline getirilmeye çalışıldığı, 2004 yılına kadar zilyetlikle edinilecek yerlerden olmadığı, bu tarihten sonra da, 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmadığı, davalılar yararına zilyetlikle taşınmaz edinme süresinin dolmadığından, davalı gerçek kişilerin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2) Orman Yönetimi tarafından çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı, orman sınırlarının daraltılamayacağı tesbitin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açıldığına, başka bir neden ileri sürülmediğine, kesinleşmiş orman kadastrosuna ilişkin tutanak ve haritaların uygulanmasına dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla, çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı belirlendiğine göre, mahkemece dava ile bağlı kalınarak, Orman Yönetiminin davasının reddine, Hazinenin davasının kabulü ile parselin tesbitteki niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi …” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacı Orman Yönetiminin davasının reddine, Hazinenin davasının kabulüne, dava konusu taşınmazın tesbitinin iptaline ve tarla niteliğiyle Hazine adına tesciline, 1. derece doğal sit sınırları içerisinde kaldığının tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından niteliğe ilişkin temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1966 yılında yapılıp 11.10.1968 tarihinde ilân edilen ve 11.01.1969 tarihinde kesinleşen orman tahditi, 1981 yılında yapılıp 13.05.1982 tarihinde ilân edilerek itirazsız yerlerde 13.05.1983, itirazlı yerlerde ise 30.07.1982 tarihinde ilân edilip, 30.07.1983 tarihinde kesinleşmiş, sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyonu, orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun, 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması, 1991 yılında 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması mevcuttur.
Her ne kadar, Yargıtay bozma kararına uyulmakla bozma kapsamında kalan hususlar yönünden ilgilileri yararına usûlî kazanılmış hak oluşturmakta ise de, Yargıtayın onama veya bozma kararlarında maddi hata yapılması bunun istisnası olup, ilgili taraf aleyhine veya lehine sonuç doğurmaz (Hukuk Genel Kurulunun 23.10.2002 gün ve E:2002/10-895, K:2002/838; 02.07.2003 gün ve E:2003/21-425, K:2003/441; 13.04.2011 gün ve E:2011/9-72, K:2011/99 sayılı kararları).
Mahkemece, bozma kararına uyularak Orman Yönetimi tarafından kesinleşmiş orman kadastrosuna dayalı olarak açılan davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; taşınmaz başında 08.01.2011 tarihinde yapılan keşif sonucunda teknik bilgisine başvurulan orman bilirkişi A. A. tarafından düzenlenen 09.02.2011 hâkim havale tarihli raporda, çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün kesinleşmiş orman kadastro sınırları dışında, (B) bölümünün ise kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde olduğu bildirilmiştir. Hükmüne uyulan bozma kararında ise dava konusu taşınmazın tamamının orman kadastro sınırları dışında bulunduğu kabul edilmek suretiyle maddi hata yapıldığından, bozma kararı ilgili taraf aleyhine veya lehine sonuç doğurmaz.
Bu nedenle, mahkemece, hükme esas alınan fen ve orman bilirkişilerinden ek rapor alınmak suretiyle, dava konusu taşınmazın orman kadastro sınırları içinde kalan ve kalmayan bölümlerine ilişkin olarak infaza elverişli ve yüzölçümleri belirlenen ek rapor alınmalı, alınacak ek rapor sonucu orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmaz bölümüne ilişkin olarak davacı Orman Yönetimi tarafından açılan davanın kabulü ile bu bölümün orman niteliğiyle tesciline, orman kadastro sınırları dışında kalan bölümüne ilişkin olarak da, yüksek eğimli makilik ve taşlık niteliğindeyken 2004 yılından sonra tarım alanı haline getirilmeye çalışıldığı, 2004 yılına kadar zilyetlikle edinilecek yerlerden olmadığı, bu tarihten sonra da, 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin davalı gerçek kişi yararına dolmadığından ve Orman Yönetimi tarafından kesinleşmiş orman kadastrosuna dayalı olarak dava açıldığı ve başkan bir neden ileri sürülmediğinden, Hazine tarafından açılan davanın orman kadastro sınırları dışında kalan bölüme ilişkin olarak kabulü ile, bu bölümün tesbit tutanağındaki niteliği ile Hazine adına tesbit ve tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.