YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3278
KARAR NO : 2014/6622
KARAR TARİHİ : 17.06.2014
MAHKEMESİ : Gercüş(Kapatılan) Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 31/01/2013
NUMARASI : 2011/14-2013/1
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve dahili davalı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Batman İli, G. İlçesi, E.Köyü 112 ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman vasfıyla Maliye Hazinesi adına tesbit edilerek ilâna çıkarıldığını, taşınmaz içindeki takriben 80 dönümlük arazinin atalarından kaldığı iddiasıyla, tespitin iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile fen bilirkişinin rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 6415.64 m2’lik kısım ile (D) harfi ile gösterilen 70878.31 m2’lik kısmın dava konusu 112 ada 1 nolu parsel numaralı taşınmazdan ifraz edilerek aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle tarla vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (E) harfi ile gösterilen 3521.03 m2’lik kısma yönelik davanın ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve dahili davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılıp kesinleşmeyen orman kadastrosu vardır.
Mahkemece; dava konusu taşınmazın (E) harfi ile gösterilen kısmının davacı tarafından 10-15 yıldır kullanılmadığı, büyük bir kısmı üzerinde meşe çalılığı bitkisinin bulunduğu, davacının iradi olarak zilyetliği terk ettiği gerekçesi ile (E) harfi ile gösterilen kısma ilişkin davanın reddine, dava konusu taşınmazın (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısımlarında ise davacının eklemeli zilyetliğinin aralıksız 20 yılı aştığı, orman bilirkişi raporuna göre orman sayılan yerlerden olmadığı gerekçesiyle (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısımlara ilişkin davanın kabulüne karar verilmişse de mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır.
Şöyle ki; dava konusu 112 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanak aslının dosyada bulunmadığı, dosya içerisinde yer alan kadastro tutanak suretinin incelenmesinde ise taşınmazın kadastro mahkemesinin 2011/13 ve 19 Esas sayılı dosyalarında davalı olduğu anlaşılmış, iade kararı ile taşınmazın davalı olduğu dosyaların incelenmek üzere gönderilmesi istenmiş, Gerçüş Kadastro Mahkemesinin 2011/13 E. sayılı dosyasında verilen kararın Dairemizin 28.01.2014 gün ve 2013/11054 E., 2014/1329 K. sayılı kararı ile taşınmazın davalı olduğu diğer dava dosyaları ile birleştirilmesi gerektiği belirtilerek bozulması sonrasında davacı vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması nedeniyle dosyanın tekrar Yargıtay’a gönderildiği, Gerçüş Kadastro Mahkemesinin 2011/19 E. sayılı dosyasının ise, Gerçüş Kadastro Mahkemesinin kapatılması nedeniyle Midyat Kadastro Mahkemesine devredildiği ve Midyat Kadastro Mahkemesinin 2013/61 E. sırasına kaydedilerek yargılamasına devam edildiği ve halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
Kadastro davalarında, tutanak aslının dosyada bulundurulması ve çelişkili kararların verilmemesi ve infaz sırasında tereddüt yaratılmaması bakımından aynı parseller hakkında açılan davaların birleştirilerek görülmesi ve taşınmaz hakkında tek sicil (kayıt) oluşturulması usûl hükmü gereğidir. Bu nedenle, aynı parselin dava konusu olduğu dava dosyalarının H.M.K.’nun 166. maddesi gereğince birleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, ayrı ayrı görülüp sonuçlandırılması yerinde değildir.
Bu nedenle, mahkemece aynı parselin dava konusu olduğu kadastro mahkemesi dosyaları ile temyize konu iş bu dosya arasında hukukî ve fiilî yönden irtibat bulunması nedeniyle bu dosyaların H.M.K.’nun 166. maddesi gereğince birleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre, çekişmeli 112 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında tek sicil (kayıt) oluşturulabilmesinin sağlanması bakımından yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine ve dahili davalı Orman Yönetiminin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 17/06/2014 günü oy birliği ile karar verildi.