Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/3260 E. 2014/5095 K. 05.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3260
KARAR NO : 2014/5095
KARAR TARİHİ : 05.05.2014

MAHKEMESİ : Dargeçit(Kapatılan) Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 11/06/2012
NUMARASI : 2009/199-2012/28

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve davalılardan H.. H.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı Orman Yönetimi, 10.09.2008 tarihli dilekçe ile …… Köyü 107 ada 1 parsel sayılı taşınmazın çevresinde bulunan ve dava dilekçesine ekli krokide gösterilen taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu halde, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereğince yörede yapılan orman kadastrosu sırasında orman sınırları dışında bırakıldığı ve kadastro tespit tutanağı düzenlenmediği, orman niteliği ile H.. H.. adına tesciline karar verilmesi istemiyle H.. H.. ve köy tüzel kişiliğine husumet yönelterek dava açmıştır.
Mahkemece, davanın görülebilmesi için kadastro tespit tutanağının düzenlenmesinin gerekli olduğu, çekişmeli taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmediği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08/07/2009 gün ve 2009/9578 sayılı ilâmıyla “…Yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4/3. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosunda 6831 ve 3402 sayılı Kanun hükümleri iç içe ve birlikte uygulandığından orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kanunun 26/4. maddesi gereğince henüz olumlu tesbit tutanağı ve haritası düzenlenmemiş olmakla birlikte orman olmadığı konusunda “olumsuz tutanak ve harita düzenlendiği” kabul edilip, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağı Çevre ve Orman Bakanlığının ya da Orman Genel Müdürlüğünün otuz günlük kısmî ilân süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceği, açılacak bu davada yapılan kadastro işlemin özelliği ve açılacak davanın niteliği nedeniyle bu davada husumet H.. H.. veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzel kişiliği ya da davaya konu taşınmaza zilyed olanlara yöneltilebileceği, kendilerine husumet yöneltilerek dava açılan özel ya da tüzel kişilerin gerçek hak sahibi olmadığı gerekçesiyle dava husumet yönünden red edilmeyip, kadastro mahkemesinin, dava dilekçesinde nitelikleri bildirilen taşınmazın tesbit tutanağının, malik hanesinin açık bırakılmak suretiyle düzenlenip, kanun ve yönetmelik hükümlerine göre mahkemeye göndermesini kadastro müdürlüğünden istemesi gerektiği, tesbit tutanağı düzenlenmeden keşif yapılması halinde, keşif sırasında belirlenecek hak sahiplerinin davaya katılması, bu arada tesbit tutanağının gönderilmesi halinde dava dosyası ile birleştirip 3402 sayılı Kanunun 27, 28 ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tesbit tutanağında yazılı hak sahiplerini de davaya katıp, husumet yaygınlaştırılarak taraf oluşturulduktan sonra 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece re’sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmaz veya taşınmazların gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekir.” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilâmına uyulmuştur.
Davaya konu yer hakkında 155 ada 1, 2 ve 5, 154 ada 16, 107 ada 129, 130, 131, 132 ve 21 parsel numarası verilerek ve kadastro mahkemesinde orman kadastrosuna itiraz davasına konu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılıp, kadastro tespit tutanağı düzenlenerek, 3402 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince mahkemeye gönderilmiş, zilyetleri davaya dahil edilerek davaya devam edildikten sonra; Mahkemece,
1- 155 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde fen bilirkişisi F.. Ö.. 03/05/2012 tarihli rapor ve krokisinde “I” harfi ile gösterdiği kısmının orman niteliği ile H.. H.., “S” harfi ile gösterilen kısmının M.. E.. oğlu A.. A.., “İ” harfi ile gösterilen kısmının M..E.. oğlu A.. A.. adına tapuya kayıt ve tesciline,
2- 155 ada 2 parsel sayılı taşınmazın “O” harfi ile gösterdiği kısmının orman niteliği ile H.. H.., “N” harfi ile gösterilen kısmının Beşir oğlu R.. Y.. adına tapuya kayıt ve tesciline,
3- 155 ada 5 parsel sayılı taşınmazın “M” harfi ile gösterdiği kısmının orman niteliği ile H.. H.., “L” harfi ile gösterilen kısmının Yusuf kızı V.. B.. adına tapuya kayıt ve tesciline,
4- 154 ada 16 parsel sayılı taşınmazın “J” harfi ile gösterdiği kısmının orman niteliği ile H.. H.., “K” harfi ile gösterilen kısmının Haci oğlu A.. D.. adına tapuya kayıt ve tesciline,
5- 107 ada 129 parsel sayılı taşınmazın “D” harfi ile gösterdiği kısmının orman niteliği ile H.. H.., “C” harfi ile gösterilen kısmının Haci oğlu M.. D.. adına tapuya kayıt ve tesciline,
6- 107 ada 130 parsel sayılı taşınmazın “B” harfi ile gösterdiği kısmının orman niteliği ile H.. H.., “A” harfi ile gösterilen kısmının Hüseyin oğlu M.. D.. adına tapuya kayıt ve tesciline,
7- 107 ada 131 parsel sayılı taşınmazın “F” harfi ile gösterdiği kısmının orman niteliği ile H.. H.., “E” harfi ile gösterilen kısmının Emin kızı L.. D.. adına tapuya kayıt ve tesciline,
8- 107 ada 132 parsel sayılı taşınmazın “H” harfi ile gösterdiği kısmının orman niteliği ile H.. H.., “G” harfi ile gösterilen kısmının M. Emin oğlu M.. A.. adına tapuya kayıt ve tesciline,
9- 107 ada 21 parsel sayılı taşınmazın “P” ve “R” harfi ile gösterdiği kısımlarının orman niteliği ile H.. H.., “Ö1” harfi ile gösterilen kısmının Sabri oğlu A.. K.., “Ö2” harfi ile gösterilen kısmının Mehmet oğlu M.. A.., “Ö3” harfi ile gösterilen kısmının İsmail kızı F.. S.., “Ö4” ve “Ö5” harfi ile gösterilen kısımlarının H.. H.. adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ile davalı H.. H.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazların (B), (D), (F), (H), (J), (M), (O), (P), (R), (I) harfiyle işaretli bölümlerin orman sayılan; (A), (C), (E), (G), (K), (İ), (S), (N), (L), (Ö) harfleriyle işaretli bölümlerinin ise orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve (A), (C), (E), (G), (K), (İ), (S), (N), (L) ve (Ö) adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, temyiz edenlerin diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
Ne var ki; kadastro hâkimi infazı mümkün doğru sicil oluşturmakla yükümlüdür. Mahkemece oluşturulan hüküm, infazda kuşkuya meydan verecek biçimde oluşturulmuştur. Karar yerinde tescile karar verilen taşınmazların yüzölçümü yazılmamış, kişiler adına tesciline karar verilen taşınmazların ise nitelikleri belirtilmemiştir. Kaldı ki, kadastronun bir amacı taşınmazların türünü geometrik durumlarını ve yüzölçümlerini tespit günündeki hukuksal duruma göre belirlemekten ibarettir.
Mahkemece, bu olgular gözardı edilerek açık bir söyleyişle infazda kuşkuya meydan verecek şekilde doğru sicil oluşturulmaksızın hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenle davacı Orman Yönetimi ile davalı H.. H..nin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/05/2014 günü oy birliği ile karar verildi.