YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/321
KARAR NO : 2014/1909
KARAR TARİHİ : 17.02.2014
MAHKEMESİ : Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/03/2012
NUMARASI : 2012/170-2012/214
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve müdahil davacı Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 1993 yılında yapılan arazi kadastrosu çalışmaları sırasında .. Köyü 111 ada 146 parsel sayılı 7450 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile belgesizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği nedeniyle M.. Y.. adına tesbit ve tapuya tescil edilmiştir. Daha sonra, 2011 yılında 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmaları sırasında bu yer, yine 111 ada 146 parsel numarası ve 6436,82 m2 yüzölçümü ile yenileme tesbiti yapılarak, tutanak 06/08/2011 – 05/09/2011 tarihleri arasında ilân edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, 26/08/2011 tarihinde kadastro mahkemesinde açmış olduğu davada, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek tesbitin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiş; Hazine, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek, orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle davaya müdahil olmuştur.
Kadastro mahkemesince, dava, mülkiyete ilişkin olduğundan, mahkemenin görevsizliğine ve dava dosyasının görevli ve yetkili asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ile müdahil davacı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince 1990 yılında yapılan ve 1993 yılında genel arazi kadastrosu ile birlikte ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamından ve özellikle keşif sonucu orman ve fen bilirkişiler tarafından resmî belgelere dayalı olarak düzenlenen bilirkişi raporu ve krokide; dava konusu 111 ada 146 parsel sayılı taşınmaz ile aynı gün Dairemizde temyiz incelemesi yapılan Mahkemenin 2012/78 Esas sayılı dosyasında dava konusu olan komşu 111 ada 147 parsel sayılı taşınmazın paftasındaki konumuna göre, tüm yönlerden orman parseli ile çevrili olduğu ve orman içi açıklık durumunda olduğu anlaşılmaktadır.
6831 sayılı Kanunun 17. maddesi hükmüyle kanun koyucu, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır.
Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır. [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyedlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; bu tür yerler kanun gereği orman sayıldığı için, orman içi açıklık ve boşlukların zilyedlik yolu ile kazanılmasına kanunî olanak yoktur. Dolayısıyla bu yollarla ormandan toprak kazanımından söz edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davanın kabulü gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın reddi yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi ve müdahil Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.