YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3194
KARAR NO : 2014/6873
KARAR TARİHİ : 25.06.2014
MAHKEMESİ : Şenkaya Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 29/03/2013
NUMARASI : 2007/240-2013/32
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Y. Köyü 111 ada 19 parsel sayılı 2314,99 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, kadastro tesbitinin iptali ile taşınmazın mera olarak sınırlandırılması talebiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddi ile Erzurum İli, Şenkaya İlçesi, Y. Köyü, A. mevki, 111 ada 19 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Yörede 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılan orman kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın sınırında 101 ada 1 parsel sayılı orman parseli bulunduğu halde, orman araştırması yapılmamış, mera iddiası bulunduğu halde, komşu köyden tanık ve yerel bilirkişi dinlemek suretiyle yöntemine uygun mera araştırması yapılmamış, zilyedlik tanıkları dinlenmemiş, kadastro tespit bilirkişileri ve yerel bilirkişiler dinlenmek suretiyle karar verilmiş, komşu parseller davalı olduğu halde, dava sonuçları araştırılmamış, ziraat uzmanı tarafından taşınmazda muhtelif ardıç ağaçları bulunduğu açıklanmış ise de; ağaçların sayısı, yaşı, taşınmazdaki dağılımı belirtilmemiştir.
Bu sebeplerle; mahkemece, yöreye ait en eski tarihli ve 1980’li yıllara ait memleket haritaları, hava fotoğrafları ve amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi; bulunamaması halinde, orman mühendisi, bir harita mühendisi; bulunamaması halinde bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, yukarıda belirtilen resmi belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, öncesinin ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve orman bilirkişilere, orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeğini kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritası ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, çekişmeli taşınmaz hâkim tarafından gözlemlenmeli, taşınmaz üzerindeki ağaçların cinsi, sayısı, yaşı, toplu mu dağınık mı bulundukları konusu ayrıntılı olarak keşif tutanağına yazılmalı ve bu konularda bilirkişilerden de ayrıntılı rapor alınmalı, komşu parsellerin dava dosyalarının sonuçları araştırılmalı, komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişiler aracılığıyla kadimden beri mera olarak kullanılıp kullanılmadığı sorulup saptanmalı ( tahsisli mera bulunmadığı bildirilmiştir.), taşınmazın mera ya da orman olmadığı anlaşıldığı takdirde, öncesinin ne olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak sorulmalı, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, davalılar ile eklemeli zilyetler yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, Tapu ve Kadastro Müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi hükmüne göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 25/06/2014 günü oy birliği ile karar verildi