Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/3182 E. 2014/7040 K. 02.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3182
KARAR NO : 2014/7040
KARAR TARİHİ : 02.07.2014

MAHKEMESİ : Torul Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2012
NUMARASI : 2012/166-2012/666

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı T.. K.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, 07/12/2012 havale tarihli dava dilekçesiyle; müvekkili hakkında G. İli, K. İlçesi, A. S.Köyü Mevkii .. numaralı bölmedeki ormanlık arazide ev yaparak ormanlık alanı işgal ettiğinden bahisle Torul Sulh Ceza Mahkemesinde 2012/127 sayılı dava açıldığını, müvekkilinin ev yaptığı araziyi eski maliki olan A. K.’den satın aldığını belirterek davalı İdarenin sataşmasının önlenmesi ile taşınmazın sınırlarının tesbitini talep etmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın Torul Sulh Ceza Mahkemesinde davaya konu edilen yer olup, orman sayılan yerlerden olduğu, .. ada.. parsel sayılı orman arazisi içinde kaldığı, sınır tesbiti için her zaman kadastro müdürlüğüne başvurulabileceği ve dava açmakta hukukî yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı T.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Dosya içeriğinden, yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı; yapılmışsa, orman kadastrosunun kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/127 sayılı dosyasında bulunan raporlara göre karar verilmiş ise de; yukarıdaki hususlar bilinmediğinden rapor denetlenememektedir ve ilgili dosyanın kesinleşip kesinleşmediği de belli değildir.
Kural olarak, orman kadastrosunun kesinleştiği yerlerde, bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş orman kadastrosu, harita ve tutanaklarının uygulanmasıyla çözümlenir ise de; o yerde köy ya da belde sınırlarının tümünü kapsayan ve 4785 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak orman kadastrosunun yapılması halinde sağlıklı çözüme ulaştırır. Çünkü, 3116 sayılı Kanun sadece Devlet Ormanlarının kadastrosunun yapılması öngörülmüştür. Bu nedenle; 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.7.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu kesinleşen tahdit harita ve tutanaklara göre, orman sınırı dışında kalan taşınmazların orman niteliği ve hukukî durumu saptanamayacağından, çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığının 4785, 5658 sayılı kanunlar ile 05.11.2003 tarih ve 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirilmiştir. Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuş ve iade koşulları kanunda gösterilmiştir.
O halde; mahkemece, yörede yapılan bir orman kadastrosu varsa, buna ait harita ve tutanaklar getirtilip, kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, kesinleşmişse; en az 10 – 12 OS noktası görülecek şekilde, çekişmeli taşınmaz ve çevresine uygulanmalı ve taşınmazın
kesinleşen orman kadastro haritasındaki konumu belirlenmeli, orman kadastrosu hiç yapılmamış ya da kesinleşmemişse,  dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile  en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları bulunduğu yerlerden istenerek,  bu belgeler  dava konusu taşınmaz  ile  çevresine  uygulanıp, hava fotoğrafları  ve dayanağı haritalar steroskop aletiyle ve  üç boyutlu  olarak   incelettirilip  taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, orman sayılan yer ya da 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi anlamında orman içi açıklık konumunda olup olmadığı saptanmalı, komşu parsellerin tesbit tutanakları, kesinleşme durumlarını da gösterir şekilde getirtilmeli, Torul Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/127 sayılı dosyasının sonucu araştırılmalı, sulh ceza mahkemesi dosyasına verilen raporda taşınmazın .. ada ..parsel içinde kaldığı bildirildiğinden, bu parsele ait kadastro tutanağı; davalı ise dava dosyası, kesinleşip tapuya tescil edilmişse tapu kaydı getirtilmeli, tutanak kesinleşmemişse, eldeki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26/D maddesine göre o davaya katılma niteliğinde olacağı düşünülerek görev konusu düşünülmeli, bu şekilde  toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmelidir.
Böylesine bir inceleme yapılmadan eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda  açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/07/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.