YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3149
KARAR NO : 2014/5250
KARAR TARİHİ : 08.05.2014
MAHKEMESİ : Fatsa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/02/2012
NUMARASI : 2006/410-2012/171
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve katılan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 1974 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında çekişmeli… Köyü 569 parsel sayılı 75941 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle Şubat 1963 tarih ve 11 sıra numaralı tapu kaydına dayalı olarak K.. ve A.. E.. adlarına tespit edilmiştir.
Orman Yönetimi tarafından açılan kadastro tespitine itiraz davasının Fatsa Kadastro Mahkemesinin 1988/80 – 1988/184 sayılı dosyasında yapılan yargılaması sonucunda davanın reddine karar verilerek, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Fatsa Kadastro Mahkemesinin 1990/259 – 1990/162 sayılı dosyasında ise, A. ve K..E..tarafından tapu kaydına dayanılarak çekişmeli 569 sayılı parseli orman sınırları içine alan orman kadastrosunun iptali için dava açılmış, yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleşmiştir.
569 parsel, satış yoluyla R.. C.. adına kaydedilmiş, Fatsa Kadastro Mahkemesinin 2007/424 Esas sayılı dosyasında bu kez, R.. C.. tarafından Orman Yönetimine karşı dava açılarak tarafları ve dava sebebi aynı olan bir konuda birbiriyle çelişen iki karar bulunduğunu ileri sürüp yargılamanın iadesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş; Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10/02/2009 tarih ve 2008/15642 E.-2009/1976 K. sayılı kararı ile özetle; “569 sayılı parselin tesbiti henüz kadastro mahkemesinde davalı iken 1979 yılında orman kadastrosu yapılarak taşınmazın bir bölümünün orman sınırı içine alındığı, bu işleme karşı 29.12.1981 tarihinde açılan orman kadastrosuna itiraz davası nedeniyle tahdidin kesinleşmediği, ancak kadastro tespitine itiraz davasına bakan mahkemece taşınmazın orman olmadığı hususu kesinleşmiş gibi düşünülerek Orman Yönetimi tarafından açılan davanın reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 24.01.1990 tarihinde kesinleştiği, orman kadastrosuna itiraz davasında ise, davanın reddi yolunda verilen kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 23.03.1995 tarihinde kesinleştiği, her iki davanın tarafları aynı ise de, dava sebeplerinin farklı olduğu, H.U.M.K.’nın 445/10. maddesinde yazılı yargılamanın iadesini gerektirecek bir durum bulunmadığı”na değinilerek hüküm onanmıştır.
Bu kez; davacı Orman Yönetimi tarafından, 29/08/2006 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde açılmış olan davada, 569 sayılı parselin ifrazı ile oluşan çekişmeli….Köyü 1001 ada 6 parsel sayılı taşınmazın halen davalılar adına tapuda kayıtlı olduğu, 569 numaralı ana parselle ilgili olarak verilen ve birbiri ile çelişen iki hüküm bulunması nedeniyle çekişmeli yerin hukukî niteliğinin çekişmeli olduğu ileri sürülerek, 1001 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili ile tapu kaydının beyanlar hanesindeki şerh ve sınırlamaların kaldırılması istenmiştir.
01/05/2007 tarihli dilekçe ile davasını ıslah ederek 1001 ada 12 sayılı parselin de dava kapsamına alınmasını istemiştir. Hazine, Orman Yönetimi yanında davaya katılmıştır.
…. Köyü 569 parsel 72371 m2 fındık bahçesi niteliğiyle R.. C.. adına tapuda kayıtlı iken 06/08/1992 tarihinde ifraz edilerek 4681.07 m2’lik 1750 sayılı parsel, 5049.39 m2’lik 1751 sayılı parsel, 8574.51 m2’lik 1752 sayılı parsel, 10154.17 m2’lik 1753 sayılı parsel, 9459.10 m2’lik 1754 sayılı parsel, 7646.48 m2’lik 1755 sayılı parsellere ifraz edilmiş, 04/11/2004 tarihinde imar uygulamasına konu olduğundan sayfaları kapatılmıştır.
Çekişmeli 1001 ada 6 parsel sayılı 891.00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, halen imar uygulaması nedeniyle arsa niteliğinde R.. C.. adına tapuda kayıtlıdır.
Çekişmeli 1001 ada 12 parsel sayılı 865.49 m2 yüzölçümündeki taşınmaz da imar uygulaması nedeniyle arsa niteliğinde R.. C.. adına tapuda kayıtlıdır. Bu parseller 1750 sayılı parselin ifrazlarındandır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede 1974 yılında yapılan arazi kadastrosu ile 06/04/1981 tarihinde ilân edilen orman kadastro çalışması vardır.
Mahkemece çekişmeli yerlerden yalnızca 6 sayılı parselle ilgili olarak inceleme ve araştırma yapılmış; 12 sayılı parselle ilgili araştırma yapılmamıştır. 6 sayılı parsel de ise, raporu hükme dayanak yapılan orman bilirkişilerince kesinleşen orman kadastrosu değil, eski tarihli belgelerdeki konumu incelenmiş ve bilimsel olmayan kişisel görüşlere yer verilerek orman sayılmayan yerlerden olduğu açıklanmıştır.
Yukarıda ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere temyize konu tapu iptali ve tescil davasının açıldığı tarihte yörede yapılmış olan orman kadastrosu kesinleşmiş bulunmaktadır. Mahkemece yapılacak iş: bu çalışmaya ait harita ve tutanaklar esas alınarak inceleme ve araştırma yapmak ve sonucuna göre bir hüküm kurmaktan ibarettir.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi ve katılan Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/05/2014 günü oy birliği ile karar verildi.