Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/3112 E. 2014/6072 K. 03.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3112
KARAR NO : 2014/6072
KARAR TARİHİ : 03.06.2014

MAHKEMESİ : Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/01/2013
NUMARASI : 2007/224-2013/10

Taraflar arasındaki tapu sicil kaydının iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 09.01.2013 günlü hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili Av. S.. Ö.. ve Av. Yasemin Cambulat tarafından istenilmekle, tayin olunan 03.06.2014 günü için yapılan tebligat üzerine, duruşma talep eden davalılar vekili Av. R. V. geldi, diğer taraftan Orman Yönetimi vekili Av. I. H. S. geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;

K A R A R

Davacı Orman Yönetimi vekili 20.07.2007 hâkim havale tarihli dilekçe ile; E. Köyü … ada 21 parsel sayılı 22348,85 m² yüzölçümlü ve fındık bahçesi niteliğiyle davalılar adına 1/5’er payla tapu siciline kayıtlı taşınmazın, eski tarihli memleket haritasında ve 1975 yılında yapılan orman kadastro çalışması tutanaklarında orman olarak gözüktüğü iddiasıyla tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine ve çekişmeli taşınmazın 08.10.2012 havale tarihli rapor ve ekindeki krokide (B1)=6019,53 m² ve (B2)=1860,95 m² yüzölçümlü bölümlerin tapu kaydının iptali ile ayrı bir parsel numarası verilmek suretiyle orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, aynı raporda (A)=14462,62 m² yüzölçümlü bölüme ilişkin davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından (A) harfli bölümüne, davalılar vekili tarafından ise duruşma istemli olarak (B1) ve (B2) bölümlerine ilişkin olarak temyiz edilmiştir.
Dava, tapu sicil kaydının iptali ve tescil istemine iliştindir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde, 3116 sayılı Kanuna göre 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1975 yılında aplikasyon, orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması ile 1993 yılında yapılıp 26.09.1994 tarihinde ilân edilerek, dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması vardır.
Yörede genel arazi kadastrosu 1998 yılında yapılıp 15.07.1999 kesinleşmiş olup, dava konusu taşınmaz belgesizden 368 tahrir numaralı vergi kaydı ile davalılar adlarına tesbit ve tescil edilmiştir.
H.M.K.’nun 166. maddesi uyarınca, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar; aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.
Dava konusu 114 ada 21 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak davacı Orman Yönetimi ve davalılar arasında görülmekte olan birisi eldeki dava, diğeri ise kadastro mahkemesinde açılıp görevsizlikle asliye hukuk mahkemesine gönderilen tapu iptal ve tescil davası bulunmaktadır. Aynı yere ilişkin aynı taraflar arasındaki davalar arasında fililî ve hukukî irtibat bulunduğu, davanın birinin sonucunun diğerini etkileyeceğinden H.M.K.’nun 166. maddesi gereğince davaların önce açılan dava üzerinden birleştirilmeli, davalı taşınmazın E. Köyü mülkü hudutlarında bulunmasına rağmen komşu U. Köyünde yapılan orman kadastro çalışmaları sonucunda orman kadastrosuna tabi tutulduğundan, U. Köyünde yapılan orman kadastrosunun askı ilânlarının E. Köyünde yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı belirlenen bölümleri hem şeklen hemde, miktar olarak, her iki dava dosyasında ve kararında farklı olması nedeniyle kesinleşmiş orman kadastro haritasının yöntemince uygulanıp uygulanmadığı konusunda da tereddüt oluştuğundan, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile hem E. Köyünde ve hem de U. Köyünde yapılan orman kadastro tutanak ve haritaları ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır… Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı sekizinci bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6 – 7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası ve eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafı üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi vekili ve davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz itirazlarının duruşmalı değerlendirilmesi nedeniyle 1.100.- TL vekâlet ücretinin davalılardan alınarak davacı Orman Yönetimine verilmesine, yine 1.100.- TL vekâlet ücretinin davacı Orman Yönetiminden alınarak davalılara verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/06/2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.