Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/3054 E. 2014/5890 K. 29.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3054
KARAR NO : 2014/5890
KARAR TARİHİ : 29.05.2014

MAHKEMESİ : Gerze Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/09/2013
NUMARASI : 2011/125 – 2013/418

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Orman Yönetimi, Sinop İli, … İlçesi, ….Köyünde bulunan 101 ada 213 parsel sayılı taşınmazın, 1975 yılında yapılan tapulama çalışmalarında tarla vasfı ile davalı Ş.. S.. adına tespit edildiğini ve tapuya kaydedildiğini, çekişmeli taşınmazın bir kısmının, yörede 2007 yılında 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastro çalışmalarında kısmen orman olarak sınırlandırıldığını, bu nedenle davalı taşınmazın kesinleşen orman sınırları içerisinde kalan kısmının tapu kaydının iptali ve orman vasfıyla Hazine adına tescili istemiyle açmıştır.
Mahkemece; davacı Orman Yönetiminin açmış bulunduğu davadan önce Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından dava konusu edilen bölüme yönelik kısmî kamulaştırma işlemi yapıldığından, bu nedenle de davacının davasını Karayolları Genel Müdürlüğüne yönlendirmesi gerekirken, tapuda malik görünen gerçek kişiye yönlendirilmiş olduğundan bahisle, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimince temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 10/08/2006 tarihinde ilân edilerek 10.02.2007 tarihinde kesinleşen 6831 sayılı Kanun hükümlerine yapılan orman tahdidi ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Yörede ayrıca tapulama çalışmaları yapılmış olup, bu çalışmalar 26.04.1975 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece, her ne kadar Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kısmî kamulaştırma yapılmış olduğundan bahisle, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; kurulan hüküm usûl ve kanuna aykırıdır.
Şöyle ki; dosyanın yapılan incelemesinde; dava konusu taşınmaza ait kamulaştırma dosyası içinde bulunan fen bilirkişinin düzenlediği raporda, taşınmazın dava edilen ve kamulaştırma haritasında (B) harfi ile gösterilen bölümünün tahdit dışında kaldığı gözlemlenmiştir. Oysa, davacı Orman Yönetimi kesinleşen tahdide dayalı olarak dava açmıştır. Mahkemece dava konusu edilen yerin, kısmen ya da tamamen kamulaştırma sahası dışında bulunabileceği yeterince araştırılmadan ve bu durumda tapu sahibi gerçek kişinin de davalı olacağı düşünülmeden, pasif dava ehliyeti yokluğundan gerekli taraf teşkilleri sağlanmaksızın ve işin esasına girilmeksizin davanın reddi yönünde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Usûl hukuku bakımından pasif husumet ehliyeti, subjektif bir hakkın kendisinden istenebileceği, o hakka uymakla yükümlü olan kişi olup, eldeki dava yönünden de kesinleşen tahdit içinde kaldığı iddia edilerek tapu iptali ve tescil davasına konu edilen taşınmaz bölümünün tapuda adına kayıtlı olduğu gerçek kişi malik olduğu bilinmelidir.
Öyleyse; mahkemece öncelikle davalı taşınmaza ait kamulaştırma harita ve tutanakları, yine davalı taşınmazın bulunduğu yeri gösterir orman kadastro haritasına uygulanmak suretiyle, taşınmazın dava edilen bölümü tam olarak tespit edilmelidir. Şayet davalı taşınmazın tahdit içinde kalan bölümünde kamulaştırmaya konu bir alan bulunduğu tespit edilirse, mahkemece öncelikle, Karayolları Genel Müdürlüğüne aleyhine husumet yaygınlaştırılarak davaya Karayolları Genel Müdürlüğü’nün de katılımı sağlanmalı, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi’nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 29.05.2014 günü oy birliği ile karar verildi.