Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/2822 E. 2014/5249 K. 08.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2822
KARAR NO : 2014/5249
KARAR TARİHİ : 08.05.2014

MAHKEMESİ : Fatsa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2011
NUMARASI : 2007/763-2011/1060

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve katılan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:.

K A R A R

Yörede 1974 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında çekişmeli …Köyü 569 parsel sayılı 75941 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle Şubat 1963 tarih ve 11 sıra numaralı tapu kaydına dayalı olarak K.. ve A.. E.. adlarına tesbit edilmiştir.
Orman Yönetimince açılan kadastro tesbitine itiraz davasının Fatsa Kadastro Mahkemesinin 1988/80 – 1988/184 sayılı dosyasında yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine karar verilerek, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Fatsa Kadastro Mahkemesinin 1990/259 – 1990/162 sayılı dosyasında ise A.ve K.. E.. tarafından tapu kaydına dayanılarak çekişmeli 569 sayılı parseli orman sınırları içine alan orman kadastrosunun iptali için dava açılmış, yapılan yargıma sonucunda davanın reddine karar verilmiş, karar Yargıtay 20. Hukuk Dairesince onanarak kesinleşmiştir.
569 parsel satış yoluyla R… A.. C.. adına kaydedilmiş, Fatsa Kadastro Mahkemesinin 2007/424 Esas sayılı dosyasında bu kez R.. A. C.. tarafından Orman Yönetimine karşı dava açılarak tarafları ve dava sebebi aynı olan bir konuda birbiriyle çelişen iki karar bulunduğunu ileri sürüp yargılamanın iadesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından; “ 569 parselin tesbiti henüz Kadastro Mahkemesinde davalı iken 1979 yılında orman kadastrosu yapılarak taşınmazın bir bölümünün orman sınırı içine alındığı, bu işleme karşı 29.12.1981 tarihinde açılan orman kadastrosuna itiraz davası nedeniyle tahdidin kesinleşmediği, ancak, kadastro tespitine itiraz davasına bakan mahkemece taşınmazın orman olmadığı hususu kesinleşmiş gibi düşünülerek Orman Yönetimince açılan davanın reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 24.01.1990 tarihinde kesinleştiği, orman kadastrosuna itiraz davasında ise, davanın reddi yolunda verilen kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 23.03.1995 tarihinde kesinleştiği, her iki davanın tarafları aynı ise de, dava sebeplerinin farklı olduğu, H.M.U.K.’nun 445/10. maddesinde yazılı yargılamanın iadesini gerektirecek bir durum bulunmadığı” belirtilerek hüküm onanmıştır.
Bu kez, davacı Orman Yönetimi tarafından 28/11/2007 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde açılmış olan davada, 569 parselin ifrazı ile oluşan çekişmeli Evkaf Köyü 1015 ada 11 parsel sayılı taşınmazın satış yoluyla davalı adına tapuda kayıtlı olduğu, 569 numaralı ana parselle ilgili olarak verilen ve birbiri ile çelişen iki hüküm bulunması nedeniyle çekişmeli yerin hukukî niteliğinin çekişmeli olduğu ileri sürülerek, 1015 ada 11 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tescili, tapu kaydının beyanlar hanesindeki şerh ve sınırlamaların kaldırılması istenmiştir.
Hazine, Orman Yönetimi yanında davaya katılmıştır.
…. Köyü 569 sayılı parsel 72371 m2 fındık bahçesi niteliği ile R.. A.. C.. adına tapuda kayıtlı iken, 06/08/1992 tarihinde ifraz edilerek 4681.07 m2’lik 1750 sayılı parsel, 5049.39 m2’lik 1751 sayılı parsel, 8574.51 m2’lik 1752 sayılı parsel, 10154.17 m2’lik 1753 sayılı parsel, 9459.10 m2’lik 1754 sayılı parsel, 7646.48 m2’lik 1755 sayılı parsellere ifraz edilmiş, 04/11/2004 tarihinde imar uygulamasına konu olduğundan sayfaları kapatılmıştır.
Çekişmeli …. Köyü 1015 ada 11 parsel sayılı 412.00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, arsa niteliğiyle davalı adına tapuda kayıtlıdır. Bu parsel 1751 parselin ifrazlarındandır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede 1974 yılında yapılan arazi kadastrosu ile 06/04/1981 tarihinde ilân edilen orman kadastro çalışması vardır.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Raporu hükme dayanak yapılan orman bilirkişilerince kesinleşen orman kadastrosu değil, taşınmazın eski tarihli belgelerdeki konumu incelenmiş ve bilimsel olmayan kişisel görüşlere yer verilerek orman sayılmayan yerlerden olduğu açıklanmıştır.
Yukarıda ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere, temyize konu tapu iptali ve tescil davasının açıldığı tarihte yörede yapılmış olan orman kadastrosu kesinleşmiş bulunmaktadır. Mahkemece yapılacak iş; bu çalışmaya ait harita ve tutanaklar esas alınarak inceleme ve araştırma yapmak ve sonucuna göre bir hüküm kurmaktan ibarettir.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması hakkındaki yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/05/2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.