Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/2788 E. 2014/6048 K. 03.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2788
KARAR NO : 2014/6048
KARAR TARİHİ : 03.06.2014

MAHKEMESİ : Şebinkarahisar Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 05/11/2013
NUMARASI : 2013/15-2013/104

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine vekili ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında davaya konu Ç. İlçesi, T. Köyü, … ada 1 parsel sayılı taşınmaz orman niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı S.. S..; K.sani 320 tarih ve 32 sıra numarasında kayıtlı beş dönüm taşınmazın atalarından kendisine kaldığı ve halen kullanımında olduğu ve T. Köyü 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içinde tespitinin yapıldığını ileri sürerek, … ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile adına tapuya tescili talebinde bulunmuştur.
Davacı R. E. tarafından açılan ve eldeki dava ile birleştirilmesine karar verilen davada, davacı, atalarından kendisine kalan ve halen kullanımında olan üç parça taşınmazının T. Köyü 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığını ileri sürerek, … ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile kullanımında olan üç parça taşınmazın adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davaların kısmen kabulü ile, Giresun İli, Ç. İlçesi, T. Köyü, Susuz Mevkiinde kain 101 ada 1 nolu parselin fen bilirkişisi M.Fatih Karaağaç’ın 13/09/2012 tarihli raporu ve ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 67,10 m2’lik ve (B) harfi ile gösterilen 307,50 m2’lik kısmın aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle; davacı Rıza Emeksiz’in mirasçıları adına, (C) harfi ile gösterilen 523,50 m2’lik kısmın aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle davacı S.. S.. adına tapuya kayıt ve tesciline, geriye kalan kısmın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Orman Yönetimi ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. madde hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır.
Mahkemece, taşınmazın orman sayılmayan tarım arazisi niteliğinde olduğu ve davacılar lehine 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu değerlendirilerek davacıların davalarının kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu değerlendirmesi yerinde değildir.
Şöyle ki; davacı S.. S..’un dayanağı, tedavülü bulunmayan K.sani 320 tarih ve 32 sıra numarasında kayıtlı tapu keşifte mahalli bilirkişi tarafından zemine uygulanamadığı gibi, 4785 sayılı Kanun ile Devletleştirilen ve iadeye tabi olmayan ormanlara ait olup hukukî değerini yitirmiştir. Kaldı ki, dava konusu taşınmazlar 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde olup, gerek 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 31.5.1970 gün ve 531 sıra no’lu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3. ve 19.08.1974 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 25.7.1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1. ve 02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1. ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde “… 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaçcık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağı” öngörülmüştür.
6831 sayılı Kanunun 17. maddesindeki düzenlemeyle kanun koyucu orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazların memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, kanun gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacıların davasının reddine karar vermek gerekirken, dava konusu taşınmazların özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Orman Yönetimi ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/06/2014 günü oy birliği ile karar verildi.