Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/2752 E. 2014/7217 K. 08.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2752
KARAR NO : 2014/7217
KARAR TARİHİ : 08.09.2014

MAHKEMESİ : Çermik Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/09/2013
NUMARASI : 2011/61-2013/94

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında G. Köyü 101 ada 1 sayılı parsel 7.132.382,89 m2 yüzölçümlü taşınmaz, orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı A.. A.., 10/01/2011 havale tarihli dilekçesi ile; G. Köyünde beş-altı dönümlük taşınmazının 101 ada 1 sayılı parsel içinde kaldığı iddiasıyla, tapusunun iptali ile kendi adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Kadastro mahkemesince, görevsizlik kararı verilerek dosya sulh hukuk mahkemesine gönderilmiştir. Sulh hukuk mahkemesince, davanın kabulüne, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2248,84 m2’lik kısmının tapusunun iptaline, TMK’nın 713. maddesi gereğince A.. A.. adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Orman Yönetimi tarafından taşınmazın orman olduğu gerekçesi ile temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp 08/07/2010-09/08/2010 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu vardır.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; ormanların mülkiyeti Hazineye ait olmasına rağmen Hazinenin davada taraf olmadığı, orman bilirkişi raporunda memleket haritası ve hava fotoğraflarında aplikasyon yapılmadığı, ziraat bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmaz ve çevresi bir bütün olarak değerlendirilmediği, fen bilirkişi tarafından çekişmeli taşınmaz ve geniş çevresinin orijinal kadastro paftasında gösteriminin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu nedenlerle; mahkemece, öncelikle Hazinenin davaya dahil edilmesi, süre verilerek delillerinin toplanması, komşu parsel tutanak ve dayanakları, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile dava tarihinden 20 yıl öncesine ait memleket haritası ve hava fotoğrafları ile standart topoğrafik fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro haritası, varsa amenajman planı ilgili yerlerden eksiksiz olarak getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen bilirkişi yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, önceki bilirkişi raporlarında elde edilen bulgular da değerlendirilerek, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785
ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, kapalılık durumu, çevresi, incelenmeli, çekişmeli taşınmazın eylemli durumu incelenerek değerlendirilmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri, hava fotoğrafında çekişmeli taşınmaz ve çevresine ait bitki örtüsünün ne olduğunun ve kullanım durumunun stereskop aleti ile incelenip ve memleket haritasındaki durumunun ne olduğu, fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında taşınmazın konumu gösterilerek bu paftada düzenlenen zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, orman içi açıklık olup olmadığının, çekişmeli taşınmazda bulunduğu önceki raporlarında belirtilen kesilmiş dip kütüklerin, arazi üzerindeki ağaçların yaşı, cinsi ve kapalılık oranı ve fındık ocaklarının yaşının açıklandığı, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, tescile karar verilecek gerçek kişiler yanında, (murisler) yönünden de aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/09/2014 günü oy birliği ile karar verildi.