YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2630
KARAR NO : 2014/5609
KARAR TARİHİ : 15.05.2014
MAHKEMESİ : Vezirköprü 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/04/2000
NUMARASI : 2000/14-2000/41
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi asli müdahil Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, 09.07.1990 tarihli dava dilekçelerinde özetle; dilekçede sınırlarını bildirdikleri …. Köyünde bulunan taşınmazlarının tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.
Müdahil davacı Orman Yönetimi ise; müdehale talebini içerir dilekçesinde dava konusu taşınmazın 1949 yılında yapılarak kesinleşen orman tahdidinde orman sınırları dışında bırakılmış olsa da 1959 tarihli tarihli memleket haritasında ormanlık alanda göründüğünden bahisle davalı taşınmazın orman vasfıyla Hazineye tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; gerçek kişilerinin davasının takip edilmediğinden açılmamış sayılmasına, asli müdahil davacı Orman Yönetiminin davasının ise; taşınmazın kesinleşen tahdit dışında bulunduğundan bahisle reddine karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi üzerine yerel mahkeme hükmü Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 29.11.1999 tarih ve 1999/10405-10516 Esas ve Karar sayılı ilâmı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Olayda davacı vekilinin duruşmaya gelmemesi üzerine davalı vekilinin de isteği ile usûlün 409. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. H.U.M.Y’nın sözü geçen maddesi hükmünce duruşmaya çağrılmış olan taraflardan hiç biri gelmediği veya gelipte davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde, dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. Oysa ki; davalı müdahil vekilleri duruşmaya gelmiş ve davayı takip edeceklerini bildirerek kesin bir sonuca bağlanmasını ve davacının isteğinin reddine karar verilmesini istemişlerdir. Bu durum karşısında mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken H.U.M.K’nın 409. maddesinin uygulanması ve yazılı şekilde hüküm kurulması ile mahkemenin davadan elini çekmesi usûl ve kanuna aykırıdır” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak; davacı gerçek kişilerin zilyetlikle kazanma koşullarını taşımadıkları ve asli müdahil davacı Orman Yönetiminin ise, taşınmazın kesinleşen tahdit dışında kalmasından bahisle açtıkları davanın reddine karar verilmiş, hüküm asli müdahil Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescil istemine ilişkindir.
….. Köyünde 1949 yılında seri bazda yapılarak kesinleşen orman kadastrosu bulunmakta olup, davalı taşınmaz orman tahdidi dışında bırakılmıştır. Ayrıca, yörede genel arazi kadastro çalışmaları bitirilerek 01.04.1986 tarihinde kesinleşmiş, davalı taşınmaz köy boşluğu olarak tespit harici bırakılmıştır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; yörede orman kadastrosunun seri bazda yapıldığı ve dava konusu yerin ormana bitişik olmadığı anlaşıldığından, orman kadastro komisyonu tarafından dava konusu taşınmaz yönünden orman incelemesi yapılmamıştır. Bu nedenle, dava konusu taşınmaz yönünden kesinleşmiş bir orman kadastrosunun varlığından söz edilemez. Ayrıca, mahkemece, yörede kesinleşmiş bir tahdit bulunmadığından 1998 tarihli keşifte, dava konusu taşınmaza en eski 1959 tarihli gizli memleket haritası uygulattırılmış, dava konusu taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün açık alanda, (B) harfi ile gösterilen bölümünün yeşile boyalı ormanlık alanda kaldığı orman bilirkişi raporuna ekli krokide gösterilmiş ve eylemli durumda da (A) harfli bölümünün tarım toprağı niteliğinde olduğu ve üzerinde üzüm omcaları bulunduğu, (B) harfli bölümün üzerinde ise 60 ilâ 80 yaşlarında yaklaşık 500 adet meşe ağacı bulunmakta olduğu tespit edilmiştir. Bu sebeplerle; kadastroda tescil harici bırakılmış dava konusu taşınmaza yönelik Orman Yönetiminin açmış olduğu davanın mahkemece taşınmazın (B) harfli bölümüne yönelik kabulüne karar verilmesi gerekirken, açılan davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda açıklanan nedenlerle; dava konusu taşınmazın eski tarihli belgelerde açık alanda, eylemli olarak da orman sayılmayan yerlerden bulunduğu tespit edilen (A) harfi ile işaretli 8400,00 m2’lik bölüme ilişkin davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının reddine,
2) Dava konusu taşınmazın (B) harfli bölüm yönünden ise; davacı Orman Yönetimin temyiz itirazlarının kabulü ile, dava konusu tescil harici bırakılan taşınmazın orman bilirkişisinin rapor ve krokisine (B) harfi ile işaretli 10400,00 m2’lik bölüme ilişkin olarak hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/05/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.