Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/2575 E. 2014/5178 K. 06.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2575
KARAR NO : 2014/5178
KARAR TARİHİ : 06.05.2014

MAHKEMESİ : Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/04/1998
NUMARASI : 1997/464 – 1998/353

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

1976 yılında yapılan kadastro sırasında Kılıçlı Köyü 1211 parsel sayılı 25000 m2yüzölçümündeki taşınmaz, K.E..943 tarih 631 numaralı tapu kaydı nedeniyle V.. Ö.. adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece kesin hüküm nedeniyle davanın reddi yolunda verilen karar Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.04.1997 gün ve 3203 – 3967 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle, “Daha önce ölü V.. Ö..aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verildiği, eldeki davada ise mirasçılarına husumet yöneltildiği, dolayısıyla önceden verilen kararın kesin hüküm teşkil etmeyeceği, işin esasına girilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne, (A) ve (C) harfleri ile işaretli 7675 m2 taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, (B) harfi ile işaretli 17325 m2 taşınmaz Veli Ördek adına olup henüz mirasçılara intikal yapılmamış olduğundan davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1951 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece, taşınmazın (A) ve (C) harfli bölümünün orman sınırı içinde kaldığı gerekçesiyle karar verilmiş ise de, hükme esas alınan uzman bilirkişi raporları hükme yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazı geniş çevresiyle (komşularıyla) birarada gösteren kadastro paftası ile orman kadastro haritasının birbiri üzerine çakıştırıldığı bir uygulama bulunmadığından, rapor denetlenememektedir. Kaldı ki, husumetten ret ile sonuçlanan dava dosyasının incelenmesinde, çekişmeli taşınmazın bilirkişi raporlarındaki gösterimlerinin kesinleşen tahdit haritasına göre farklılık gösteridiği, görülmekte olan bu davada ise, belirtilen çelişki giderilmeden hüküm kurulduğu görülmüştür.
O halde, mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resm Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre de; orman sınırı dışında kaldığı belirlenen (B) bölümü yönünden davanın reddine karar verilmekle yetinilmesi gerekirken; güncel tapu kaydı dosyaya getirtilmeden, mükerrer sicil oluşturacak biçimde karar verilmiş olması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükme yöneltilen tüm temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/05/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.