Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/2506 E. 2014/5177 K. 06.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2506
KARAR NO : 2014/5177
KARAR TARİHİ : 06.05.2014

MAHKEMESİ : Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2012/261 – 2013/646

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

1959 yılında yapılan kadastro sırasında…… Köyü 120 sayılı parsel 10110 m², 2005 yılında yenileme sonucu 103 ada 21 sayılı parsel 10100,57 m² numarasını almış olup, H.. G.. adına tapuda kayıtlıdır ve diğer davalı lehine haciz şerhi konulmuştur.
Davacı Orman Yönetimi taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla tapu kaydının iptali, orman niteliğiyle Hazine adına tescili, 3. kişiler yararına konulan şerhlerin silinmesi ve elatmanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanının kısmen kabulüne ve dava konusu parselin (B) harfiyle işaretli 2500 m² bölümünün orman niteliğiyle tapuya tesciline, elatmanın önlenmesi isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından (A) harfi ile gösterilen bölümü ve elatmanın önlenmesi istemi yönünden temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1945 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 21/11/1991 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Mahkemece, taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümünün kesinleşmiş orman sınırı içinde kaldığı gerekçesiyle karar verilmiş ise de; yapılan araştırma inceleme ve bilirkişi raporları hükme yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazı geniş çevresiyle (komşularıyla) birarada gösteren kadastro paftası ile orman kadastro haritasının orijinal örneği ve ayrıca çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri ilgilendiren 3804 ve 3805 numaralı orman sınır noktalarına ait çalışma tutanakları dosyaya getirtilmediği gibi; orman bilirkişi Yahya Güvenç tarafından hazırlanan rapora ekli kroki ve hava fotoğraflarından çekişmeli taşınmazın hangisi olduğu anlaşılamamaktadır, fen bilirkişi raporuna ekli krokide ise taşınmaz çevre parsellerden bağımsız olarak tek parsel bazında gösterildiğinden raporlar denetlenememektedir.
O halde, öncelikle çekişmeli taşınmazı geniş çevresiyle (komşularıyla) birarada gösteren kadastro paftası ile orman kadastro haritasının orijinal renkli bir örneği ve ayrıca çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri ilgilendiren 3804 ve 3805 numaralı orman sınır noktalarına ait çalışma tutanakları bulundukları yerden dosyaya getirtilmeli, mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre de; tapu kaydında davalı G.. Ö.. lehine ipotek şerhi bulunduğu, ormanların korunmasına ilişkin Anayasanın 169. ve 6831 sayılı Kanunun 93. maddeleri karşısında, ormanlar üzerine herhangi bir şerh konulamayacağı gözönünde bulundurulduğunda, orman sınırı içinde kalan bölüm üzerinde davalı lehine konulan ipotek şerhinin silinmesine karar verilmesi gerekirken; bu konuda herhangi bir karar verilmemiş olması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Orman Yönetimininin temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/05/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.