Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/2467 E. 2014/9573 K. 18.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2467
KARAR NO : 2014/9573
KARAR TARİHİ : 18.11.2014

MAHKEMESİ : Kozluk Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 22/01/2014
NUMARASI : 2008/17-2014/3

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, K. İlçesi, D. Köyü, .. ada .. parsel sayılı 3267714,06 m² yüzölçümündeki taşınmaz, niteliği belirtilmeden, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/73 Esas sayılı dosyada davalı olduğu belirtilmek suretiyle 3402 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
Davacı, 15.04.2008 hâkim havale tarihli dilekçe ile; 30 yılı aşkın süredir zapt ve tasarrufu altında bulunan yaklaşık 70 dönüm miktarlı taşınmazının, ormanla ilgisi olmadığı halde orman sınırları içinde bırakıldığı iddiasıyla kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak işlemin iptali ile taşınmazın bir bölümünün adına tesbit ve tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne; dava konusu .. ada .. parselin tesbitinin iptali ile, fen bilirkişileri N. I. ve N. T.’ın 25.11.2013 tarihli raporuna ekli haritada (A) harfi ile gösterilen 60753,40 m² bölümün adanın son parsel numarasında tarla niteliğiyle davacı adına tesciline, geriye kalan bölümün aynı vasıf ve nitelikte aynı parsel numarası ile tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman sınırlandırılmasına itiraz ile tescil niteliğindedir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmamaktadır.
Mahkemece, dava konusu edilen taşınmaz bölümünün orman sayılan yerlerden olmadığı, zilyetlikle edinilebilen yerlerden olduğu ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının davacı gerçek kişi yararına gerçekleştiği kabul edilerek davanın kabulü şeklinde hüküm kurulmuş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Şöyle ki; dava konusu .. ada .. parsel sayılı taşınmaz, asliye hukuk mahkemesinde davalı olduğundan 3402 sayılı Kanunun 5 ve 27. maddeleri uyarınca kadastro mahkemesine devredildiği halde, tesbit tutanağının aslı dosya arasına getirtilmemiş, hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmaz bölümünün evveliyatının belirlenmesi için kullanılan memleket haritası ile kadastro paftası denetime elverişli olarak çakıştırılma denetime elverişli olmadığı gibi, sınır komşusu olan kadastro parsellerinin tutanak ve varsa dayanak belgeleri getirtilmek suretiyle taşınmaz başında uygulanmamıştır. Eksik uygulama ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
O halde, mahkemece; dava konusu 102 ada 1 sayılı parsele ilişkin kadastro tutanağı aslı dosya arasına getirtilmeli, aynı taşınmaza ilişkin olarak açılmış başkaca dava olup olmadığı araştırılmalı, varsa biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyeceğinden H.M.K.’nun 166 ve devamı maddeleri uyarınca birleştirilmeleri düşünülmeli, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları, varsa amenajman planı ve komşu parsel tutanak ve dayanakları ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ( Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir zuraat mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli .. ada .. sayılı parselin kadastro paftası içinde davalı olan bölümünü konumunu çevre parsellerle ve aynı taşınmaza ilişkin açılmış başkaca davalar da bulunması halinde halinde dava açılan tüm taşınmaz bölümlerini birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Ayrıca; dava konusu .. ada..sayılı parsele ilişkin olarak 3402 sayılı Kanunun 30/2 gereğince mülkiyet hususunun belirlenmesi gerektiği, anılan kanun hükmü uyarınca hâkimin re’sen araştırma ve infaza elverişle doğru sicil oluşturma yükümlülüğü bulunduğu halde hüküm yerinde .. ada .. sayılı parselin geriye kalan bölümü hakkında infaza elverişli karar verilmemesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.