Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/2381 E. 2014/5239 K. 08.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2381
KARAR NO : 2014/5239
KARAR TARİHİ : 08.05.2014

MAHKEMESİ : Kiğı Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/01/2014
NUMARASI : 2010/95-2014/1

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı M.. Y.., kadastro mahkemesine verdiği 09/12/2009 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; ….Köyünde yapılan kadastro çalışmalarında tapunun 04/12/1981 tarih 212 sıra numarasında kayıtlı 8271 m2’lik taşınmazının 119 ada 2 parsel olarak Hazine adına tesbit edildiğini ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan keşifte, dava konusu taşınmazın 120 ada 2 sayılı orman parseli içinde kaldığı belirlenmiş, dava tarihi olan 09/12/2009 tarihi itibariyle 120 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin kesinleştiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, kararın kesinleşmesi ile birlikte dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, Asliye Hukuk Mahkemesince taşınmazın değeri itibariyle Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmiş, kararın kesinleşmesi ile birlikte dosya Sulh Hukuk Mahkemesine gelmiş, yargılama devam ederken C.. Y.., M.. Y.. ve İ.. Y.. adı geçen tapu kaydında kendilerinin de hisselerinin bulunduğu iddiasıyla davaya katılmışlardır.
Mahkemece; davanın kabulüne, kadastro bilirkişisi raporu doğrultusunda Bingöl İli, … İlçesi, .. Köyü 120 ada 2 ve 119 ada 1 nolu parsellerin içinde kalan 04/12/1981 tarih ve 88 sıra nolu tapu kaydında belirtilen 8271 M2 alanın iptali ile davacı Celal ve Elif oğulları M.. Y.., C.. Y.., M.. Y.. ve İ.. Y.. adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman olarak sınırlandırılmıştır.
Mahkemece, davacı gerçek kişilerin dayanak tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, Bağlarpınarı Köyü 120 ada 2 ve 119 ada 1 nolu parseller içinde kalan 8271 m2’lk kısmın tapusunun iptali ile davacı gerçek kişiler adına tesciline karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki; mahkemece, davacıların dayandığı tapu kaydının kapsamının kısmen 119 ada 1 sayılı parselde kaldığı belirlenmesine rağmen, 119 ada 1 sayılı parselin tapu kaydı getirtilip hangi nitelikle kimin adına kayıtlı olduğu, başka dosyada davalı olup olmadığı hususları araştırılmamış, orman bilirkişi raporunda 119 ada 1 sayılı parsele yönelik açıklamalarda bulunulmamış, sadece diğer davalı parsel olan 120 ada 2 sayılı parsel yönünden orman araştırması yapılmıştır. Yine, davacı gerçek kişilerin dayandığı 04/12/1981 tarih ve 88 sıra nolu tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğu belirlenmiş ise de; dayanak tapu kaydı tüm geldi ve gitti kayıtları ile getirtilerek keşif sırasında mahallinde usûlüne uygun şekilde uygulanmamış, çekişmeli taşınmaza uyup uymadığı tam olarak tesbit edilmemiş, tapu kaydının başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği usûlünce sorulup saptanmamıştır.
Ayrıca, hüküm fıkrasında 120 ada 2 ve 119 ada 1 nolu parseller içinde kalan tapu miktarı kadar olan 8271 m2 alanın iptaline karar verilmiş ise de; fen bilirkişi raporunda dava konusu yerler 120 ada 2 parsel içinde kalan (A) harfli 5716,70 m2, yol olarak gözüken (B) harfli 2281,97 m2, 119 ada 1 parsel içinde kalan (C) harfli 1013,30 m2’lik bölümler olarak belirtilmiş, mahkemenin kabulünde belirttiği 8271 m2’lik alanın nereye isabet ettiği, hangi parselden kaç m2 ifraz edildiği belli olmadığından infazda karışıklık oluşturacaktır.
Bu nedenlerle; mahkemece öncelikle, dava konusu 119 ada 1 sayılı parselin tapu kaydı getirtilerek kim adına hangi nitelikle kayıtlı olduğu belirlenmeli, davalı ise dava dosyası ve kadastro tutanak örneği getirtilmeli, kadastro mahkemesinde davalı olup tapu kaydı oluşmadığı takdirde görev hususu düşünülmeli, Hazine dışında bir özel ya da tüzel kişilik adına tapuda kayıtlı olması halinde taraf teşkili hususu düşünülmeli, dayanılan tapu kaydı tüm geldi ve gitti kayıtları ile varsa harita veya krokisi, kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tesbit tutanakları getirtilmeli ve bu tapu kaydına dayanılan ve çekişmeli taşınmaza komşu olan taşınmazlarla ilgili açılmış başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları tesbit edilmeli, komşu parsellere ait tapu kayıtları kadastro tesbit tutanakları ve dayanakları belgeler getirtildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir fen elemanı bilirkişi marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftasının ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; davacıların dayanağı tapu kaydı var ise komşu parsellerin dayanaklarını teşkil eden tapu kayıtlarıyla birlikte uygulanmalı; dayanılan tapu kaydı yerel bilirkişi yardımıyla mahallinde uygulanmalı, sınır denetimi yapılmalı, dayanılan tapu kaydının mahalline uyup uymadığı tesbit edilerek tapu kaydı mahalline uyuyor ise tapu kaydının kapsadığı taşınmazları gösterir fennî bilirkişi tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı, yapılacak araştırma sonucunda taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, dayanılan tapu kaydının hukukî değerini koruyup korumadığı da tartışılmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı ve davacı gerçek kişilerin dayandığı tapu kaydı kapsamı dışında kaldığı anlaşıldığı takdirde, davacıların zilyetliğe dayandığı taşınmazlar yönünden zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; taşınmazın ne kadar zamandır kullanılıp kullanılmadığı yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle tesbit edilmeli, taşınmazın öncesinde ne şekilde tasarruf edildiği ayrıntılı biçimde açıklattırılmalı, taşınmaz üzerinde taraflar yararına zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, uzman ziraat mühendisi bilirkişiden; taşınmazın niteliği hususunda, komşu parsellerin toprak yapısı da mukayese edilmek suretiyle, toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmazda zilyetlik koşulları oluşmuş ve iradi terk sözkonusu değil ise 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri dikkate alınarak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, tarafların delilleri toplanmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/05/2014 günü oy birliği ile karar verildi.