Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/2373 E. 2014/5241 K. 08.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2373
KARAR NO : 2014/5241
KARAR TARİHİ : 08.05.2014

MAHKEMESİ : Dargeçit(Kapatılan) Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 15/04/2013
NUMARASI : 2012/5-2013/4

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı H.. H.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı A.. K.. tarafından Dargeçit Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verilen 09/07/2009 tarihli dava dilekçesinde özetle; Mardin İli, … İlçesi, … Köyü, .. .. mevkiinde yapılan kadastro çalışmalarında kendi zilyetliğinde bulunan 46 dönüm bağının bir kısmının 105 ada 1 sayılı parsel içinde, bir kısmının ise 105 ada 72 sayılı parsel içinde kaldığını, 23 dönüm tarlasının ise bir kısmının 102 ada 1 parsel, bir kısmının ise 103 ada 1 sayılı parsel içinde kalarak orman vasfı ile davalılar adına tespit edildiğini, söz konusu yerlerin dedesinden ve babasından kendisine kaldığını, nizasız ve fasılasız olarak 60 yıldan fazla zilyetliğinde bulunduğunu, bu yerlere ilişkin vergi kayıtlarının bulunduğunu ileri sürerek, dava konusu yerlerin orman vasfı ile yapılan tespitlerinin iptali ile adına tescil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Asliye Hukuk Mahkemesince 02/07/2010 tarihinde yapılan keşifle birlikte fen bilirkişileri M… K.. ile F.. Ö…tarafından düzenlenen 19/07/2010 tarihli rapor ve krokide davacının iddia etmiş olduğu yerler 105 ada 1 ve 103 ada 1 sayılı orman parselleri ile birlikte 105 ada 70, 71, 72, 85 ve 120 sayılı parselleri de kapsadığı ve 105 ada 70, 71, 72, 85 ve 120 sayılı parsellerin kadastro tutanaklarının 24/07/2009 – 24/08/2009 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı, 25/08/2009 tarihinde itirazsız kesinleştiği görülmüş, söz konusu taşınmazlara ilişkin davanın, harcın yatırıldığı tarih olan 10/07/2009’da açıldığı anlaşılmakla, Dargeçit Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/53 Esas ve 2012/44 sayılı kararıyla Mardin İli ….. İlçesi, …..Köyü 105 ada 70, 71, 72, 85 ve 120 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tefrik kararı verilmiş, tefrik edilen dosya Dargeçit Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/496 Esas sırasına kaydı yapılarak 2012/496 Esas, 2012/309 sayılı kararıyla görevsizlik kararı verilerek kadastro mahkemesine gönderilmiş, eldeki esasa kaydedilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile … İlçesi, …Köyü 105 ada 70 ve 72 parsel sayılı taşınmazların davalı … Köy Tüzel Kişiliği adına olan tespitin iptali ile davacı A.. K.. adına tapuya kayıt ve tesciline, 105 ada 71, 85 ve 120 parsel sayılı taşınmazların davalı Maliye H.. H..si adına olan tespitin iptali ile davacı A.. K.. adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı H.. H.. tarafından 105 ada 71, 85 ve 120 sayılı parsellere yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece her ne kadar davanın kabulü ile temyize konu 105 ada 71-85 ve 120 sayılı parseller yönünden; taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu ve davacı yararına zilyetlikle edinme koşulları oluştuğu gerekçesi ile adına tescil kararı verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki; Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdirî delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, en eski tarihli hava fotoğrafı ve memleket haritaları ile kadastro tespit tarihinden 15 – 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliği, konumu ve kullanım durumları anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmemiştir. Kaldı ki; dosya arasında bulunan ve orman bilirkişi ve fen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; 1954 tarihli memleket haritasında yeşil renkli, taşlık ve orman bitki rumuzu ile ifade edilen alanda kaldığı, ancak, 1951 tarihli hava fotoğraflarında tarımsal özellikte olduğu bildirilmiştir. Ancak, rapor ekinde yer alan ve taşınmazların hava fotoğraflarına göre konumunun gösterildiği krokide çekişmeli taşınmazların koyu renkli alanlarda kaldığı görülmesine rağmen orman bilirkişi tarafından buna ilişkin açıklama yapılmamıştır. Yapılan araştırma ve inceleme ile bilirkişi raporları çekişmeli taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı ve davacı yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığını belirleme noktasında yeterli değildir.
O halde; dava konusu taşınmazlar ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmazlara bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 – 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler, önceki bilirkişiler dışında, ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita – kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile üç orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu, yerel bilirkişiler, tanıklar ve tespit bilirkişileri yardımıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihya ile ekonomik amacına uygun bir zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazların gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, taşınmazların memleket haritalarında yeşil, hava fotoğraflarında ise koyu renkli alanlara isabet etmesi halinde yeşil rengin ve koyulugun sebepleri, taşınmazlar üzerinde bulunan ağaçların yoğunluğu, kapalılığı, dağılımı ve yaşları ayrıntılı bir biçimde açıklanmalı ve oluşacak sonuç gereğince bir hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak kurulan hüküm usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı H.. H..nin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün temyize konu 105 ada 71, 85 ve 120 sayılı parseller yönünden BOZULMASINA 08/05/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.