YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2349
KARAR NO : 2014/5007
KARAR TARİHİ : 24.04.2014
MAHKEMESİ : Gördes Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/01/2013
NUMARASI : 2011/213-2013/65
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, dava dilekçesi ile; E….Köyü.. parsel sayılı 11.300,00 m2 yüzölçümlü taşınmazın, 1974 yılında 766 sayılı Kanun gereği yapılan çalışmalarda Mehmet A.. adına tespit edilip tapuya kaydedildiğini, buna rağmen 11.12.2009 tarihinde kesinleşen orman tahdidinde; 395 parsel sayılı taşınmazın 11.121,141 m2’lik kısmının orman sınırları içinde kaldığını belirterek çekişmeli taşınmazın orman sınırları içinde kalan 11.121,141 m2’lik kısmının tapusunun iptali ile bu kısmın orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir
Dava, kesinleşen orman sınırları içinde kalan taşınmaza yönelik açılmış tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde, 766 sayılı Kanuna göre yapılan tapulama çalışmaları 1974 tarihinde kesinleşmiştir. Aynı yerde 6831 sayılı Orman Kanunu gereğince yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulamaları ise, 11.6.2009 – 11.12.2009 tarihleri arası ilân edilerek kesinleşmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın eski tarihli resmî belgelere göre orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmişse de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; davacı Orman Yönetimi, dava konusu taşınmazın bir kısmının kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı iddiası ile bu davayı açmış olduğuna, davalılar tarafından orman tahdit sınırlarının iptaline yönelik açılmış bir dava bulunmadığına ve mahkemece yapılan inceleme ve araştırma sonucu dava konusu taşınmazın kesinleşen orman sınırları içerisinde kaldığı belirlendiğine göre; mahkemece davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kalan kısmının tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Ancak, mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazın tamamının kesinleşen orman sınırları içinde olduğu belirlenmiş olup, dava konusu taşınmaz tapuda 11.300,00 m2 yüzölçümü ile kayıtlıdır. Buna rağmen, davacı, dava konusu taşınmazın 11.121,43 m2 kısmının kesinleşen tahdit sınırları içinde kaldığını belirtmiştir. Bu sebeple, mahkemece daha önce keşfe katılmamış fen bilirkişisi eşliğinde yapılacak keşif ile taşınmazın gerçek yüzölçümü ve tahdit sınırları içinde kalan kısmın yüzölçümü net olarak belirlenmeli ve davacının talebi de değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin davanın reddi yolunda hukum kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/04/2014 günü oy birliği ile karar verildi.