Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/2003 E. 2014/6966 K. 30.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2003
KARAR NO : 2014/6966
KARAR TARİHİ : 30.06.2014

MAHKEMESİ : Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/03/2012
NUMARASI : 2004/213-2012/67

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar M.. E.., R.. Ç.., A. K. mirasçıları vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Hazine, 04/06/2014 tarihli dava dilekçesi ile T. Köyü 311 parsel sayılı 26000 m² yüzölçümündeki taşınmazın, 1983 yılında 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanunun hükümlerine göre A. E. oğlu A.. K.. adına tapuya tescil edildiğini, 3573 sayılı Kanunun ve bu Kanunun Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi ve Yürürlükten Kaldırılması Hakkındaki 28/02/1995 tarihli ve 4086 sayılı Kanunun 2. maddesinde “… Beş yıl süre ile taşınmazın gayesine uygun olarak kullanıldığı Tarım ve Köy İşleri Bakanlığınca tespit edilenlere mahallin en büyük amiri tarafından tapuları devredilir. Bu yolla verilen taşınmazlar hiçbir şekilde veriliş amacı dışında kullanılamaz. Bu taşınmazlar; miras dahil hiçbir şekilde bölünmez, veriliş tarihindeki yüzölçümü hiçbir şekilde küçültülemez. Aksi takdirde Hazinece geri alınır.” hükmünün yer aldığını, taşınmazın uzun zamandır amacı doğrultusunda kullanılmadığını, tahsisin Tarım ve Köy İşleri Bakanlığınca kaldırıldığını ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydını iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
1994 yılında yapılan imar uygulaması ile 311 parsel sayılı taşınmaz 493 ada 1 ilâ 16, 494 ada 1 ilâ 16 ve 495 ada 1 ilâ 15 sayılı parsellere ifraz olmuş; 493 ada 1 ve 2 parseller R.. Ç..; 493 ada 3 parsel A.. E..; 493 ada 4 parsel M.. Ç..; 493 ada 5 parsel G. G.; 493 ada 6, 7, 10 ve 11, 494 ada 2, 3, 4, 5, 6, 7, 10, 11, 12, 13, 14, 15 ve 16, 495 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14 ve 15 parseller A.. K..; 493 ada 8 ve 9 parseller P.. K..; 493 ada 12 parsel R.. Ç..; 493 ada 13 parsel O. C.; 493 ada 14, 15 ve 16 parseller M.. E..; 494 ada 1 parsel Mehmet Sezgin; 494 ada 8 parsel A.. G.. ve 494 ada 9 parsel N.. O.. adına tapuya kaydedilmiştir.
Hazine tarafından davalı A.. K.. dışında kalan yukarıda anılan tapu maliklerine ayrı ayrı aynı iddia ile açılan davalar, eldeki dava dosyası ile birleştirilmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne; T. Köyü 311 parselden imar yoluyla ayrılmış 493 ada 1 ilâ 16, 494 ada 1 ilâ 16 ve 495 ada 1 ilâ 15 parsellerin tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar M.. E.., R.. Ç.., A. K. mirasçıları vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 1945 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 1980 yılında yapılıp 02.04.1981 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1985 yılında yapılıp, 23.05.1986 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 2896 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması, 1987 yılında yapılıp 23.12.1988 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Çekişmeli 311 parsel sayılı taşınmaz, 1963 yılında yapılan tapulamada devlete ait yabani zeytinlik olması nedeniyle Hazine adına tespit edilmiştir. 15/07/2008 tarihinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Ziraat İşleri Genel Müdürlüğünce çekişmeli taşınmazın (98 numaralı zeytincilik parseli) imar ve ihya edildiği anlaşıldığından A.. K.. adına tecili istenmiş, 15/04/1980 tarihinde Valilik Makamının talebiyle 311 parsel sayılı taşınmaz, A.. K.. adına tapuya tescil edilmiştir. 14/04/2004 tarihinde İdarece, taşınmaz üzerinde yapılan incelemede, veriliş amacı dışında kullanıldığı tespit edilmiş olması nedeniyle A.. K..’ya yapılan tahsisin kaldırılmasına karar verilmiş; A.. K..’nın tahsisin kaldırılması işleminin iptaline yönelik dava neticesinde, Antalya 1. İdare Mahkemesi 11/07/2007 gün ve 2005/253-1022 sayılı kararı ile tahsisin kaldırılması işleminin iptaline karar verilmiş; Tarım ve Köy İşleri Bakanlığının kararı temyiz etmesi üzerine, Danıştay’ın 28/05/2008 gün ve 2008/2778 sayılı kararı ile Antalya 1. İdare Mahkemesinin kararının durdurulmasına karar verilmiştir.
Uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdidi ile aplikasyon ve 2/B haritalarına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın (311 parselden imar uygulamasıyla ifrazen oluşan tüm parsellerin) öncesinde 1945 yılında yapılan orman kadastrosu sınırları içerisinde iken 1985 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılan XIX numaralı poligon içinde kaldığı belirlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davaya etkisi ve uyuşmazlığı sona erdirecek nihaî karar şeklinin belirlenmesi bakımından, 26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe giren 19/04/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun” hükümlerinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı Kanunun 2/1-b maddesi uyarınca, bu Kanun uygulamasında “2/B alanları”; 6831 sayılı Kanunun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 5/6/1986 tarihli ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendine veya kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ve çıkarılacak yerleri ifade etmektedir.
6292 sayılı Kanunun 7. maddesinde, hukuk Devletinin bir gereği olarak, tapu sicilinin tutulmasından Devletin sorumlu olduğu da dikkate alınarak ve ayrıca, vatandaşların Devlete olan güveninin devamının sağlanması amacıyla, tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtlarının geçerliliği, belirtmelerin terkini ve iade edilecek taşınmazlarla ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre, Kanunun 7. maddesinin: birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca “Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır…”; birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca “Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan, ancak, daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir,…”; birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca “Bu fıkra (yani, 7. maddenin birinci fıkrasının “a” ve “b” bentleri) kapsamında kalan taşınmazların kullanıcılarının kayıt maliklerinden farklı kişiler olmaları ve kayıt maliklerinin bu fıkradan yararlanmak istemeleri hâlinde, kullanıcılar bu Kanunda belirtilen şartları taşısalar dahi doğrudan satış hakkından yararlanamazlar.”; ikinci fıkrası uyarınca, “Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulması gereken taşınmazların tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulmaz ve bunlar hakkında dava açılmaz.”.
6292 sayılı Kanunun “Davalar” başlıklı 9. maddesinin ikinci fıkrasında da, “Bu Kanuna göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2/B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmaz, açılmış ve devam eden davalar durdurulur. Durdurulan bu davalara konu taşınmazlar hakkında hak sahipleri veya ilgilileri tarafından bu Kanunda belirtilen süreler içinde gerekli başvuruların yapılmaması veya başvuru yapılmasına rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde, mahkemelerce bu davalara devam edilerek genel hükümlere göre karar verilir.” hükmü yer almaktadır.
6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edileceği ve tapu kütüklerindeki 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescillerinin aynen devam edeceğinin; keza, özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan, ancak, daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtlarının geçerli kabul edileceğinin; yine, aynı Kanunun “Tasarrufa geçme” başlıklı 3. maddesinin ikinci fıkrasında, 2/B alanlarında bulunan taşınmazların tapu kütüklerinde 6831 sayılı Kanunun 2. maddesi ile aynı maddenin birinci fıkrasının (B) bendine göre orman sınırları dışına çıkartıldığı yönünde yer alan belirtmelerin, ilgisine göre Orman Genel Müdürlüğünün veya Maliye Bakanlığının ya da idarenin talebi üzerine tapu idarelerince terkin edileceğinin öngörülmüş bulunmasına göre, 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında bulunan ve tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulan taşınmazların kayden maliki olan kişilerin, idareye başvurmalarını gerektiren bir işlem ve süre öngörülmediği gibi bu kişilere idareye başvurmaları yönünde kanunen getirilen bir yükümlülükten söz etmek mümkün değildir. Burada konumuz çerçevesinde ve Kanunun 9. maddesinin ikinci fıkrası bağlamında, ancak, Kanunun 6. maddesi hükümlerine göre 2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen veya bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenecek güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce veya sonra kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen ve “hak sahibi” sayılan kişiler açısından öngörülen bazı yükümlülük ve sürelerden (m. 6/1-16); keza, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen ve kesinleşen kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazların iadesi bakımından, ilgililerin 6292 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 26.04.2012 tarihinden itibaren iki yıl içinde idareye başvurmaları gereğinden bahsedilebilir (m. 7/1-a bendi son cümle; (b) bendi son iki cümle). Buna göre, Kanunun 9. maddesi hükümlerinin, Hazine tarafından, taşınmazın 2/B alanında kaldığı iddia ederek açılan tapu iptali ve tescil davaları bakımından uygulanması sözkonusu değildir. Dolayısıyla bu tür davalarda; yargılama sırasında, Hazine davadan 6292 sayılı Kanun gereğince vazgeçmez veya vazgeçmeyeceğini bildirir ve tapu kütüğündeki 2/B belirtmesi de 6292 sayılı Kanun hükümleri uyarınca terkin edilmemiş olursa, “Hazinenin davadan 6292 sayılı Kanun gereğince vazgeçmiş sayılmasına” karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan tüm bu nedenlerle, mahkemece, 6292 sayılı Kanun gereğince davacı Hazinenin davadan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar M.. E.., R.. Ç.., A. K. mirasçıları vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 30/06/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.