Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/1979 E. 2014/5310 K. 08.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1979
KARAR NO : 2014/5310
KARAR TARİHİ : 08.05.2014

MAHKEMESİ : Pervari Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2013/291-2013/1244

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Ş.. U.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Yörede 2009 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında …. Köyü 102 ada 1 parsel sayılı 874776,81 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman vasfıyla Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı Ş.. U.., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla 102 ada 1 sayılı parsel içinde kalan yaklaşık 30 dönüm kadar yere ilişkin olarak dava açmıştır.
Mahkemece; davanın kabulüne, (A) harfi ile gösterilen kısma ait tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13.06.2013 tarih ve 2013/4888 E.- 6610 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Çekişmeli 102 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, orman vasfıyla Hazine adına tapuda kayıtlı olup, ormanların mülkiyeti Hazineye, intifa hakkı Orman Yönetimine ait olduğundan, Hazinenin davada taraf sıfatını alması gerekirken taraf teşkili tamamlanmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu”na değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda; 3402 sayılı Kadastro Kanunu 18. maddesi gereğince ormanların, tapuda kayıtlı olsun olmasın zilyetliğe dayalı kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisabının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Ş.. U.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkeme kararından önce Anayasa Mahkemesi tarafından 22.05.2013 tarih ve 2012/108 Esas – 2013/64 Karar sayılı ilâm ile 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun, 5/11/2003 tarihli ve 4999 sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6. maddesiyle değiştirilen 11. maddesinin birinci fıkrasının “Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü süredir.” biçimindeki üçüncü ve dördüncü cümlelerinin Anayasa’nın 13, 35 ve 36. maddelerine aykırı görülerek iptallerine karar verilmiştir. Karar 12.07.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış, yayımından itibaren 6 ay sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiş olup, 13.01.2014 günü itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve mahkemenin ret karından sonra 26/2/2014 tarihli ve 6527 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 1.3.2014 tarih ve 28928 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve 6527 sayılı Kanunla, 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 11. maddesinin somut davayı ilgilendiren birinci fıkrası, “Orman kadastro komisyonlarınca alınan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar askı suretiyle otuz gün süre ile ilân edilir. Bu ilân ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve haritalara karşı itirazı olanlar; askı tarihinden itibaren otuz gün içinde kadastro mahkemelerinde, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemelerde dava açabilirler. İlân süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar kesinleşir. Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanarak Hazine hariç itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” şeklinde değiştirilmiştir.
Getirilen bu yeni düzenlemeye göre, tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık süre içerisinde tapuya dayalı olsun veya olmasın kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak dava açılabilecektir.
Eldeki dava, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sonucu orman olarak tescil edilen taşınmaza karşı on yıllık süre içerisinde açılmış olup, kanundaki değişikliğin derdest davalarda da uygulanması gerektiğinden tapu kaydı koşulu aranmaksızın işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesinin temini için temyiz isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Ş.. U..’un temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/05/2014 günü oy birliği ile karar verildi.