Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/192 E. 2014/4174 K. 07.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/192
KARAR NO : 2014/4174
KARAR TARİHİ : 07.04.2014

MAHKEMESİ : Borçka Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2013
NUMARASI : 2011/29-2013/94

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, 22/04/2011 havale tarihli dava dilekçesi ile; Ş… Köyünde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan kadastro çalışmalarında orman alanlarının kısmî ilâna çıkartıldığını, Ş.. K.. sınırları içinde bulunan,… ada 1 sayılı orman parselinin bitişiğinde yer alan 407-417 numaralı orman sınır noktalarını çevreleyen poligon içinde kalan sahanın orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman sınırı dışında bırakıldığı iddia ederek, bu taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir.
Arazi kadastrosu sırasında ….. ada 1 parsel sayılı 1260,31 m2 yüzölçümündeki ve …. ada 2 parsel sayılı 1288,66 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, vasıf ve malik haneleri boş bırakılıp, davalı olarak tesbit edilmiş ve mahkemeye gönderilmiştir. Mahkemece tutanak zilyetleri davaya dahil edilerek yapılan yargılama sonucunda, davanın kabul nedeni ile kabulüne, …. ada 1 ve 2 sayılı parsellerin kadastro tesbitlerinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp 24/03/2011 – 22/04/2011 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu vardır.
Mahkemece; her ne kadar davalı gerçek kişinin davayı kabul etmesi nedeni ile davanın kabulüne ve taşınmazların orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş ise de; mahkemenin bu kabulü yerinde değildir. Şöyle ki; dava, kısmî ilân süresi içinde açılmış olduğundan malik hanesi boş olarak tesbit tutanağı düzenlenmiştir. Kadastro ekibince malik hanesi doldurulmuş dahi olsa bunun bir geçerliliği sözkonusu değildir. 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince bu hallerde kadastro hâkimi kendiliğinden gerekli gördüğü tüm delilleri toplayarak gerçek hak sahibini bulmak ve sicil oluşturmak zorunda olduğu gibi taşınmaz hakkında araştırma yapmak gerektiği de düşünülmelidir. Bu yön gözetilmeden, gerekli araştırma ve inceleme yapılıp gerçek haksahipleri belirlenmeden, davalı gerçek kişilerin davayı kabul ettiğinden bahisle, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Bu nedenle, mahkemece, komşu parsel tutanak ve dayanakları, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi veya olmadığı takdirde bir tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaza ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yer üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler yardımıyla yerine uygulattırılıp; orijinal- renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; asıl taşınmazın kapsamı orman veya ormandan açma değilse, komşu parsel tutanakları da denetlenerek 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklığı olup olmadığı belirlenmeli; eylemli durumu üzerinde durulup varsa üzerindeki orman örtüsünün yoğunluğu, ağaçların yaşları ve alt flora ile toprak yapısı, eğim durumu incelenmeli, mahalli bilirkişi ve tanıklar taşınmaz başında dinlenilmeli, ziraatçi bilirkişiden taşınmazın niteliğine ilişkin rapor alınmalı, temyiz eden Hazinenin talepleri değerlendirilmeli ve davalı kişilerin davayı kabulleri de gözetilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 07/04/2014 günü oy birliği ile karar verildi.