YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1905
KARAR NO : 2014/4244
KARAR TARİHİ : 08.04.2014
MAHKEMESİ : Kumluca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2013
NUMARASI : 2008/53 – 2013/94
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı M.. A.. vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırları yazılı, S….Köyünde bulunan 6768 m2 ve 20726 m2 yüzölçümlü iki parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, önceki zilyedi Ali A…’tan satın alındığını, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazılı şartların davacı yararına gerçekleştiğini ileri sürerek, Medenî Kanunun 713. maddesine göre davacı adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, taşınmazların Ali A…. ve Emektar …. tarafından kullanıldığı ve davanın bu kişilere yöneltilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Medenî Kanunun 713. maddesine göre tescil istemine ilişkindir.
Yörede, 21.07.1988 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu ile 17.08.1968 tarihinde kesinleşen arazi kadastrosu vardır.
Mahkemece delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür. Şöyle ki; aynı taşınmazlar hakkında daha önce 07.06.1996 tarihinde Ali A…. ve Emektar İ….tarafından Kumluca Asliye Hukuk Mahkemesinde tescil davası açıldığı, davanın kabulü yolunda verilen kararın Dairenin 23.05.2002 tarihli kararıyla bozulduğu, ancak; dava dosyası Yargıtay’da temyiz aşamasındayken Ali A…tarafından koşullu olarak 12.04.2002 tarihli senetle Deniz K…. ve Kubilay D…’a satılıp bedelinin alındığı, Ali A…. lehine daha önce verilen tescil kararının Yargıtay’ca onanması halinde taşınmazın teslim edileceği, aksi halde % 15 faiziyle paranın geri verileceği şartının konulduğu, bozma kararından sonra 2002/375 Esas numarasını alan dosyada bu kez H.UM.K.’nun 409. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, satın alan Deniz K….’ın müdahale talebinin de mahkemece reddedildiği, satış bedelinin alınması konusunda icra takibine başlandığı, dairenin 27/12/2005 gün ve 11759-16350 sayılı kararıyla Deniz K….’ın temyiz dilekçesinin taraf olmadığından reddedildiği, daha sonra 10.01.2006 tarihli senetle Ali A….. tarafından taşınmazın bu kez davacı M.. A..’a satıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı, halefiyet ilkesi gereğince, önceki zilyedlerin eklemeli zilyedliğine dayanarak dava açtığına göre mahkemece işin esasına girilerek, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerinde yazılı araştırmalara göre karar verilmesi gerekirken, önceki zilyedlerin de davada taraf olması gerektiği düşüncesiyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/04/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.