Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/1809 E. 2014/3311 K. 20.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1809
KARAR NO : 2014/3311
KARAR TARİHİ : 20.03.2014

MAHKEMESİ : Karaisalı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2013
NUMARASI : 2013/51-2013/88

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında Adana İli, Karaisalı İlçesi, … Köyünde kain 104 ada 27 parsel sayılı 4815,50 m² yüzölçümlü taşınmaz, tarla vasfıyla davalı adına tesbit edilmiş ve tapuya kaydedilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapılan orman kadastro tahdit çalışmalarının kesinleştiğini ve kesinleşen tahdide göre dava konusu 104 ada 27 parsel sayılı taşınmazın tamamının orman tahdidi içinde kaldığını belirterek, tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesbit ve tescili ile mahkeme hükmü kesinleşinceye kadar üçüncü kişilere devir ve temlikini önlemek amacıyla tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 104 ada 27 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişinin hazırladığı rapora ekli krokide (A1) harfi ile gösterilen 175,43 m² ve (A2) ile gösterilen 191,18 m²’lik kısımların ifraz edilerek orman vasfıyla Hazine adına tesciline ve (A) harfi ile gösterilen 4448,89 m²’lik kısmın ise aynı parsel numarası ile davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun hükümlerine göre yapılmış ve 28/10/1992 – 26/11/1992 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu ve 2B madde uygulaması bulunmaktadır.
Dosya içeriğinden, davalı taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu çalışmalarının 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Dosya arasında mevcut bulunan 29.04.2013 tarihli, ziraat ve orman mühendislerince müştereken hazırlanan raporda davalı alan yeşil alanda görünmektedir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre ise, davacı Orman Yönetimi davalı taşınmazın tamamına dava açmıştır. Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. Sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304
sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler marifetiyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/03/2014 günü oy birliği ile karar verildi.