Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/1654 E. 2014/3082 K. 17.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1654
KARAR NO : 2014/3082
KARAR TARİHİ : 17.03.2014

MAHKEMESİ : Fethiye 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/12/2011
NUMARASI : 2009/756 E. – 2011/961 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı G.. B.. vekili ile müdahiller S.. A.. ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Yörede 1995 yılında yapılan kadastro sırasında G… Köyü, 1764 parsel sayılı 7719.86 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden taşınmazın 1744 sayı ile orman sınırı dışına çıkartılması nedeniyle Hazine adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacılar R.. Ç.. ve A.. U.. vekili dava dilekçesinde; G.. Köyü, 1764 parsel sayılı 2/B uygulaması ile Hazineye yazılan taşınmazı 40 yıla yakın zilyet ettiklerini üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının müvekkilleri tarafından dikilip yetiştirildiğini, davalı Belediyenin bu yerle bir ilgisi olmadığını, Belediyenin zilyetliğinin olanaksız olduğunu Belediye adına yapılan zilyetlik belirlemesinin iptali ile ekli krokide taşınmazın 4084 m²’sinin A.. U.., 3636 m²’sinin R.. Ç…. zilyetliğinde olduğunun belirlenmesini istemiştir. Müdahiller (muris M.. U.mirasçıları) S.. A.. ve arkadaşları vekili ise; taşınmazın keşifte dinlenen fen bilirkişi krokisinde (C) harfi ile gösterilen 4096.10 m² bölümünün muris M.. U. adına zilyetlik belirlemesinin yapılması iddiası ile dava açmışlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ve dava konusu Muğla İli, Fethiye İlçesi, .. Köyü, B.. mevkiinde bulunan 1764 parsel sayılı taşınmazın 14.01.2011 tarihli fen bilirkişi krokisinde (B) harfi ile gösterilen 2517.71 m² kısmının Hüseyin oğlu R.. Ç..’nın (C) harfi ile gösterilen 4096,10 m² bölümünün Rasim kızı A.. U..’ın zilyetliğinde bulunduğunun tespitine, asli müdahiller açısından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı … Belediye Başkanılığı vekili ile müdahiller S.. A.. ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4 madde uyarınca yapılan güncelleme/kullanım kadastrosu tesbitine itiraza ilişkin olup, taşınmaz üzerindeki zilyetlik şerhinin iptali ile yeniden belirlenmesi istemidir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu 24.02.1995 tarihinde yapılmış olup sonuçları 17/07/1995 – 17/08/1995 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiştir. Arazi kadastrosunda … Köyü, 1764 parsel sayılı 7719.86 m² yüzölçümündeki taşınmazın 1744 sayı ile orman sınırı dışına çıkartılması nedeniyle senetsiz ve belgesizden Hazine adına 18/08/1995 tarihinde tesbit ve tescil edilmiştir.
Daha sonra 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4 madde uyarınca yapılan güncelleme/kullanım kadastrosu tesbitine tabi tutulmuş, eski kullanıcı … Belediye Tüzel Kişiliği lehine güncelleme yapıldığı ve yeniden tutanak düzenlenmediği Muğla Valiliği Kadastro Müdürlüğünün 06.1102912 gün ve 3207 sayılı ve Fethiye Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğünün 07.01.2014 gün ve 150 sayılı yazılarından anlaşılmaktadır.
Taşınmazın bulunduğu yerde tesbit ve dava tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 11 nolu Tahdit Komisyonu tarafından 09.05.1945 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1744 sayılı Kanuna göre 03/03/1978 tarihinde ilânı yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması vardır. Taşınmaz bu uygulamada P.XXXVI nolu alanda kalmaktadır.
Davalı Belediye Başkanlığı vekili temyizinde; dava konusu çekişmeli G…Köyü, 1764 parsel sayılı taşınmazın 2/B madde uygulaması ile Hazine adına tespit ve tescilinin yapıldığını, 20 yılı aşkın bir süre ile fiilî kullanım durmunda olan Belediyenin işgalinde olduğunun kadastro tesbiti sırasında tutanağa yazıldığını, davacıların kullanımı belediyeden devraldıklarına ilişkin resmi bir yazı ve muhtarlıktan alınmış zilyetlik devrine ilişkin herhangi bir belgeleri de olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının bozulmasını, ayrıca, davalı Belediyenin kullanıcı sıfatı ile tapuya şerh verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Müdahiller M.. U.. ve S.. A.. ve müşterekleri vekili temyiz dilekçelerinde; davalı A.. U..’ın Aneleri olduğunu, muris M.. U.ı 1981 yılında vefatı ile Eşi Adile ile çocukları S.., M… S.. U.. ile ilk eşi A..B.. U.. kaldığını, davalı A.. U.. kendi ve çocukalrı adına dava ikame etmesi gerekirken hernedense sadece kendi adına dava açtığını, kendisinin taşınmazların bulunduğu …k Köyünden olmayıp .. Köyünden bu köye gelin geldiğini, bu taşınmazların M.. M.. U..’ın babası yani kök muris M.. U..’ın zilyetliğinden intikal ettiğini, orman kadastrosu çalışma tunağının 63. sayfasında M.. U…’ın zeytinliğinin ve davacı R.. Ç..’nın babası H.. Ç.. zeytinliği olarak yazıldığını, bu yazılı delile aykırı düşen tanık beyanlarına değer verilemiyeceğini belirterek yerel mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
Mahkemece, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyleki; çekişmeli … Köyü, 1764 parsel sayılı taşınmaz, yörede 24.02.1995 tarihinde yapılan genel arazi kadastrosunda, 1744 sayılı Kanuna göre 03 /03 /1978 tarihinde ilânı yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırlarıdışına çıkartılan P.XXXVI nolu 2. madde alanında kaldığından zeytinlik niteliği ile Hazine adına kadastro tespiti yapılmış ve 18/08/1995 tarihinde Hazine adına tapuya tescil edilmiş ve tutanağın edinme sütununda ise taşınmazın G.. Belediye Tüzel Kişiliğinin işgalinde olduğu ve tutanağın beyanlar hanesinde de ”6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkartılmıştır” belirtmesi yapılmıştır. Bilahare 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4 madde uyarınca yapılan güncelleme/kullanım kadastrosu tesbitine tabi tutulmuş, eski kullanaıcı G..Belediye Tüzel Kişiliği lehine güncelleme yapıldığı ve yeniden tutanak düzenlenmediği resmi yazılardan anlaşılmaktadır.
Çekişmeli taşınmazın kesinleşen P.XXXVI nolu 2. madde alanında kaldığı zeytinlik niteliği ile Hazine adına kadastro tespiti yapılarak 18/08/1995 tarihinde Hazine adına tapuya tescil edildiği konusunda kuşku yoktur. Hukukî sorun, taşınmazın edinme sütununda Göcek Belediye Tüzel Kişiliğinin işgalinde olduğunun yazılması ile güncelleme kadastrosunda davacıların kullanımında olduğu belirtmesinin yapılmamasından kaynaklanmaktadır. Davacılar sadece G.. B..na husumet yönelterek eldeki davalarını açmışlardır.
Kural olarak; 1744 sayılı Kanunun 2. maddesine veya 2896, 3302, 3373 sayılı kanunların 2/B maddelerine göre yapılan 2. madde ve 2/B madde kadastrolarında bilim ve fen bakımında nitelik yitiren yerlen Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılırlar. Bu kuralın istisnaları yasada belirtilmiştir. Bu nedenle, somut olayda Hazine yasal hasım konumundadır. Mahkemece bu usul eksikliği giderilmemiş, Haziye husumet yöneltilmek suretiyle taraf teşkili sağlanmamıştır.
Güncelleme bir kadastro işlemidir. Ancak, yenileme tutanağı düzenlenmesi halinde beyan ve şerhlere karşı yapılacak itiraz ve açılacak davaların Kadastro Mahkemesinde görülmesi gerekir. Somut olayda yenileme tutanağı düzenlenmemiş beyan ve şerhlerde bir değişiklik yapılmadan sadece güncelleme yapılmıştır. Bu durumnda genel mahkemelerin görevli olduğu açıktır. Ne var ki; açılacak bu tür davalarda yasal hasım Hazinenein yanında lehine zilyetlik veya kullanım şerhi verilen gerçek ve tüzel kişilere de husumetin yöneltilmesi gerekir.
Mahkemece yapılan keşifte, fen, ziraat, jeoloji ve mülk bilirkişi ile davacıların tanıkları dinlenmiş Orman bilirkişi dinlenmemiştir. Müdahillerin tanıkları ise duruşmada dinlenmişlerdir. Dinlenen tanıklar ortak anlatımlarına önceleri bu alanın G.. Köyü su koruma havazasında kalması nedeniyle kimsenin sahiplenmediği, bu nedenle Köy Tüzel Kişiliği tarafından kimseye ev ve yapı inşaat izni verilmediği, sonra köyün belediyelik olması nedeniylede Belediye Tüzel Kişiliğinin aynı korumayı devam ettirdiği, ancak, taşınmazın davacı Adilenin eşi ve müdahil davalıların babaları olan muris M..U..’dan ve hatta onunda babası kök muris M.. U..’dan gelerek zilyetliklerinde olduğu ve muris M… U..’n bu taşınmaz üzerindeki zeytinleri aşıladığı ve ürün almak suretiyle zilyetliğini sürdürdüğü, ölümü ile de eşi ve çocuklarına intikal ettiği söylenmektedir. Keşifteki tanık beyanları duruşmada dinlenen tanık beyanları ile kısmen çelişmekte olup mahkemece bu çelişki üzerinde durularak ve tanıklar gerekirse yüzleştirlmek suretiyle giderilmemiştir.
Bu nedenle; mahkemece, öncelikle davada yasal hasın konumunda olan Haziye husumet yöneltilmek suretiyle kendisne dava dilekçesi ve müdahale dilekçeleri usulünce tebliğ edilmeli, böylece taraf teşkili sağlanmalı, savunma hakkı bağlamında Hazineden açılan davaya karşı diyecekleri sorulmalı, varsa yazılı delilleri toplanmalıdır.
Bundan sonra taşınmaz başında önceki bilirkşiler dışında fen ziraat ve orman bilirkişi marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, taşınmazın kesinleşen orman kadastro haritasına göre konumu hangi alanda kaldığı yöntemince saptanmalı, kadastro paftası ile orman kadstro haritasının ölçekleri denkleştirilmek suretiyle ile tahdit haritası ile irtibatlı kroki çizilmeli, ziraat bilirkişiden taşınmaz üzerindeki ağaçların cinsi, yaşı, adedi, kapalılk derecesi husularında ayrıntılı rapo alınmalı, taşınmaz başında tarafların tanıkları dinlenmeli, taşınamazın kimden kime kaldığı, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı, taşınamaz üzerindeki zeytin ağaçlarının kim tarafından dikildiği veya aşılandığı sorulmalı, tanıkların önceki beyanlarında varsa çelişkiler giderilmeli, taşınmaz bölümlerinin fiilen kim ya da kimler tarafında kullanıldığı saptanmalı, taşınmazın ayrı ayrı kullanılan alan bölümleri fen bilikişi tarafından önceden olduğu gibi ölçülmeli bilirkişilerden ayrı ayrı rapor ve kroki alınmalı,
Ayrıca; çekişmeli taşınmazın çevresiyle birlikte köy su koruma havzasında kalması nedeniyle Köy ve Belediye Tüzel Kişiliklerinin taşınmazı ve çevresini fiilen kullanımlarının söz konusu olup olmadığı resmî yollardan araştırılmalı, bu hukukî olgular belirlendikten sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Eksik inceleme, araştırma ve uygulamaya dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Belediye Başkanlığı vekili ile müdahil davacılar M.. U.. ve S.. A.. ve müşterekleri vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 17/03/2014 günü oy birliği ile karar verildi.