YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/163
KARAR NO : 2014/2593
KARAR TARİHİ : 27.02.2014
MAHKEMESİ : Kadirli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/07/2012
NUMARASI : 2011/17-2012/298
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı A.. Ç.. vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği … Köyünde bulunan yaklaşık 40000 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescilini istemiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1966 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz tapulama harici bırakılmıştır. Bölgede 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları 11.08.1999 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazda imar ve ihya koşullarının gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; ulaşılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Şöyle ki; davacı A.. Ç.., imar ve ihya ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukukî nedenlerine dayanarak tescil isteğinde bulunmuştur. İmar ve ihya yolu ile iktisapta 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesinde belirtilen koşullar altında taşınmazın tasarruf edilmiş olması gerekir. Anılan maddeye göre; orman sayılmayan, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen yerin para ve emek sarf edilmek suretiyle kültür arazisi niteliği kazandırılması ve bu olgunun tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıldan fazla süreyle aynı Kanunun 14. maddesindeki koşullar altında tasarruf edilmesi halinde tesciline karar verilebileceği açıklanmıştır. Mahkemece yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve tanıklar, dava konusu taşınmazın 1970 yılından sonra davacı tarafından üzerinde bulunan funda, püren ve çalılar temizlenerek tarım arazisi haline getirildiğini ve o tarihten itibaren de tarım arazisi olarak kullandığını belirtmişlerdir.15/06/2012 tarihli keşifte görev alan orman bilirkişileri İ.. H.. ve M.. G.. tarafından tanzim edilen 28/06/2012 havale tarihli raporda taşınmazın kısmen, 1999 yılında kesinleşen tahdit dışında olduğu, eğiminin % 12’den düşük olduğu, 1956 tarihli memleket haritasında ve 1948 tarihli hava fotoğraflarında açıklık ve fundalık alanda kaldığı, 1999 yılı hava fotoğraflarında ise tarım arazisi olarak gözüktüğü, eylemli durumu itibariyle de içinde yaşlı meyve ağaçlarının bulunduğu ve kısmen de tarla olarak kullanıldığı belirtilmiştir. Ziraat bilirkişisi N.. P..’ın 02/07/2012 havale tarihli raporunda; taşınmaz üzerinde, 45 – 55 yaşlarında zeytin ağaçları, 40 – 45 yaşlarında nar ağaçları, 20 – 25 yaşlarında dut ağaçları bulunduğu, bir kısmının ise, tarla olarak kullanıldığı
belirtilmiştir. Dosya muhtevası, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatı, mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde dava konusu edilen taşınmazın kesinleşen tahdit dışında kalan bölümü yönünden 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle imar ve ihya koşullarının davacı yararına oluştuğu gözönünde bulundurularak öncelikle orman bilirkişi raporunda kesinleşen tahdit dışında kaldığı belirtilen (A) bölümü yönünden 15/06/2012 tarihli keşifte görev alan fen bilirkişilere infaza elverişli krokili ek rapor tanzim ettirildikten sonra bu bölüme yönelik davanın kabulü ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle taşınmazda imar ve ihya koşullarının gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın tamamen reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı A.. Ç.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.