Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/1607 E. 2014/4339 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1607
KARAR NO : 2014/4339
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

MAHKEMESİ : Tavşanlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2013
NUMARASI : 2013/346-2013/775

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar İlhan ve H.. E.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, K….Köyü …ada 10 parsel sayılı 669,50 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, bahçe niteliği ile belgesizden davacılar adına tesbit edilmiştir.
Davacılar, taşınmazın 4596 m2 olduğu halde, kendilerine 669 m2 kısmının verildiği, gerisinin bitişikteki orman parseli içinde kaldığı iddiası ile Orman Yönetimini hasım göstermek suretiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın husumet nedeniyle reddine, dava konusu parselin tesbit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, davacılar İlhan ve H.. E.. tarafından temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01/10/2012 tarih ve 2012/3704- 10912 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Dava dilekçesinde dava konusu edilen 256 ada 10 parsel sayılı taşınmazın, davacılara ait olduğu, bu parselin tesbit maliklerine karşı dava açılması gerektiği gerekçesiyle dava reddedilmişşe de; davacıların kendilerine ait taşınmaza dava açmasında hukukî yararı bulunmadığı, aslında dava edilmek istenen taşınmazın bitişikteki orman parseli olduğu, davacıların parsel numarasında maddi hata yaptığının anlaşıldığı açıklandıktan sonra mahkemece kanunî hasım durumunda olan Hazine de davaya dahil edilerek keşifte dava edilmek istenen taşınmaz gösterildiğinden fen bilirkişiden parsel numarası sorulup, tutanak aslının getirtilmesi, davaya bu parsel yönünden devam edilip işin esası hakkında bir hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmuş, dava edilen taşınmazın … ada 10 parsel bitişiğindeki …. ada 1 numaralı orman parseli olduğu saptanmış ve bu parsel hakkında tutanak düzenlenmediği, orman kadastrosunun ise 26/05/1999 tarihinde ilân edilelerek kesinleştiği gerekçesiyle dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine karar verilmiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşerek dava dosyası asliye hukuk mahkemesine aktarılmıştır.
Asliye hukuk mahkemesince davacıların kendi adlarına tesbit gören ….. ada 10 parsel sayılı bahçe vasıftaki taşınmazın yüzölçümüne itiraz ettikleri, bu parsel her ne kadar adlarına tesbit görmüş ise de komşu ….ada 1 orman parseli lehine eksik ölçüldüğünü ileri sürdükleri, istekleri Yargıtay bozma kararı doğrultusunda amaçsal yorumlandığında adlarına tesbit gören …ada 10 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün düzeltilmesi olduğu, bu durumda kadastro mahkemesinde görülen davanın konusunun eksik ölçüldüğü iddia edilen davacılar parseli olduğu, kadastro mahkemesinin dava konusu parseli hatalı yorumlayarak … ada 1 nolu orman parseli kabul ederek görevsizlik kararı vermesinin yerinde olmadığı gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesini müteakip iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Tavşanlı Kadastro Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine karar verilmiş, karar davacılar İlhan ve H.. E.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1997 yılında yapılıp 26/05/1999 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ile 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Daha sonra da 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre aplikasyon ve 2/B madde uygulamaları yapılmıştır.
Kadastro mahkemesi tarafından Dairemizin bozma kararı doğrultusunda işlem yapılarak çekişmeli yerin 260 ada 1 numaralı orman parselinin bir bölümü olduğu belirlenmiştir. Dava bu bölüme yönelik kadastro tesbitine itiraz şeklinde açılmışsa da dosya içeriğinden bu parselin yörede yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalması nedeniyle tutanağı düzenlenmeksizin 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince tapu kütüğüne aktarıldığı anlaşılmaktadır. Kadastro mahkemesi tutanağı düzenlenmeyen yere ilişkin tescil kararı veremeyeceğinden davaya bakma görevi genel mahkemelere aittir. Mahkemece, işin esasına girilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle görevsizlik kararı verilmiş olması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar Halil ve İ.. E..’ın temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/04/2014 günü oy birliği ile karar verildi.