YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1593
KARAR NO : 2014/3913
KARAR TARİHİ : 01.04.2014
MAHKEMESİ : Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/03/2013
NUMARASI : 2005/425-2013/187
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında E… Köyü …. ada 83 parsel sayılı 9218,68 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 2/B maddesine göre tarla niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı gerçek kişiler, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın ormanla ilgisinin bulunmadığı iddiasıyla tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.
Mahkemece davanın kabulüne; 126 ada 83 parselin tapu kaydının iptali ile taşınmazın Mut Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/226-208 E.K. sayılı veraset ilâmı doğrultusunda Hüseyin Y…’ın 8 mirasçısı Mustafa, Ali Z.., Meryem, Ayşe, Mehmet, Ömer, Bekir, M.. Y.. adlarına 1/8’er hisse itibariyle tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 28/07/1992 yılında ilânı yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. Yörede arazi kadastrosu 26/03/1996 – 24/04/1996 tarihleri arasında ilâna çıkarılmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; mahkemece dinlenen orman bilirkişisi çekişmeli taşınmazın orman tahididi ile konumunu belirlememiştir. Dairenin iade kararı üzerine alınan ek raporda, çekişmeli taşınmazın bir kısmının Bayat 1 Devlet Ormanı olarak orman sınırları içine alındığı, aynı yerin P.XLVIII nolu 2/B poligonu olarak orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 28/07/1992 tarihinde ilan edilerek kesinleştiği anlaşılmıştır. Eksik araştırma ve incelemeye, yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için, çekişmeli taşınmazı kapsayan orman tahdidi ve 2/B madde uygulamasına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği, komşu taşınmazların kadastro tutanakları ile orjinalinden çekilmiş krokileri getirilerek önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, fen bilirkişiye orman tahdit haritası ile irtibatlı, infaza elverişli koordinatlı kroki düzenlettirilmeli,taşınmazın kesinleşen 2/B uygulaması kapsamında kaldığı anlaşıldığı takdirde 27.01.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5831 sayılı Kanunun 5. maddesiyle, 6831 sayılı Kanuna eklenen ek 10. maddesi uyarınca, Orman Kanununun 20.06.1973 tarih ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi 23.09.1983 tarihli 2896 ve 05.06.1986 tarihli 3302 sayılı kanunlarla değişik 2. madde, birinci fıkrasının (B) bendi uygulamalarına göre çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemeyeceği düşünülmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın kesinleşen 2/B uygulama kapsamı dışında kaldığı anlaşıldığı takdirde davacının zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; taşınmazın ne kadar zamandır boş vaziyette olup kullanılmadığı yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle tesbit edilmeli, taşınmazın öncesinde ne şekilde tasarruf edildiği ayrıntılı biçimde açıklattırılmalı, taşınmaz üzerinde taraflar yararına zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, uzman ziraat mühendisi bilirkişiden; taşınmazın niteliği hususunda, komşu parsellerin toprak yapısı da mukayese edilmek suretiyle, toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmazda zilyetlik koşulları oluşmuş ve iradi terk söz konusu değil ise 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı yanında, murisler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri dikkate alınarak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, tarafların delilleri toplanmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine ve Orman Yönetimi vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 01/04/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.