YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1540
KARAR NO : 2014/2966
KARAR TARİHİ : 06.03.2014
MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/11/2012
NUMARASI : 2011/598 – 2012/646
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, dilekçesinde Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/583 Esas, 1997/574 Karar sayılı dosyasında gerçek kişi tarafından açılıp red ile sonuçlanan dava konusu K..Köyünde bulunan taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulü ile 03.061997 günlü fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 29.100 m2 yüzölçümündeki taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından eski dosyadaki fen bilirkişi raporunun infaza elverişli olmadığı gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1976 yılında yapılan genel arazi kadastrosu vardır. Çekişmeli taşınmaz çalılık olarak tapulama dışı bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına göre, Hazinenin H.. H.. açtığı tescil davasında keşif yapılmadığı, hiçbir araştırma yapılmadan hüküm kurulduğu gibi, dava, Medenî Kanunun 713. maddesi uyarınca tapulama dışı kalan taşınmazın tesciline yönelik olmasına rağmen, aynı Kanun gereğince gerekli ilânlar yapılmadığı ve Köy Tüzel Kişiliğinin de taraf gösterilmediği anlaşılmakla, mahkemece yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması yerinde değildir.
Türk Medenî Kanunu 713/3. maddesinde “tescil davası Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır”, 713/4. maddesinde “davanın konusu mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca, taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunur” hükümleri yer almakta olup, kanun gereği zorunlu olduğu anlaşılan bu şekilde taraf teşkili ve gerekli yasal ilânlar yapılmadan mahkemece yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması yerinde olmayıp bozma nedenidir.
Kabule göre de, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince açılan tescil davalarında koordinatlı paftayla irtibatlı olacak şekilde fen bilirkişisinden rapor alınıp ve buna göre hüküm kurulmasının da gözardı edilmiş olması yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşama incelemesine yer olmadığına 06.03.20014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.