YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1492
KARAR NO : 2014/3622
KARAR TARİHİ : 27.03.2014
MAHKEMESİ : Sinop Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/06/2010
NUMARASI : 2008/95-2010/502
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, … Köyünde bulunan 202 parsel numaralı 19720,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, yörede 2006 yılında yapılan çalışmalarda kısmen 6831 sayılı yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman tahdidi dışına çıkarıldığını ileri sürerek, tapusunun iptali ile 2/B şerhi verilerek Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne ve dava konusu parselin 09.10.2008 tarihli ve 15.09.2008 tarihli orman ve fen bilirkişinin krokisinde (A1) ile gösterilen 1268,20 m²’lik ve (A2) ile gösterilen 303,46 m²’lik bölümlerinin tapu kaydının iptali ile bu alanların 6831 sayılı Kanunun 2/B madde niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından taşınmazın (A2) bölümü yönünden gerekçe ile hükmün çelişik olduğu gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 27.07.2006’da askıya çıkarılarak kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın kısmen 6831 sayılı Kanunun 2/B madde kapsamında kalan yerlerden olduğu gerekçesiyle davacı Hazinenin davasının kabulüne karar verilmiştir.
Ne var ki; karar tarihinden sonra, 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun” 26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiştir.
6292 sayılı Kanunla 17/10/1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun ile 16/2/1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmış, 6831 sayılı Kanunun bazı maddelerinde de değişiklikler yapılmış, bu cümleden olarak, diğer bir çok hükmün yanı sıra, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanlara ilişkin tapu kaydına konulan şerhlerin silinmesi, bu alanlar için Hazine tarafından dava açılmaması, açılan davalardan vazgeçilmesi ya da davaların durdurulması, tapusunun iptaline karar verilen taşınmazların tekrar tapu sahibine iadesi gibi konular düzenlenmiştir.
Bu durum karşısında uyuşmazlığın çözümü bakımından karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan ve halen devam eden davalarda da uygulanması gereken hükümler içeren 6292 sayılı Kanununun somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının irdelenip değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda anılan kanun incelendiğinde, 6292 sayılı Kanunun “(2/A) veya (2/B) belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar” başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, “Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine (2/A) veya (2/B) belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki (2/A) veya (2/B) belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir…” hükmüne yer verildiği görülmektedir.
6292 sayılı Kanunun 7/1-a maddesinde yer alan bu düzenlemenin re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Zira, sözü edilen maddede, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan ve 6831 sayılı Kanunun 2/A veya 2/B madde kapsamında kalan taşınmazlar yönünden, “…bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir…” şeklinde âmir hüküm getirilmiştir. Yani söz konusu düzenleme ile tapuda gerçek kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlara yönelik 2/A veya 2/B madde iddiasıyla dava açılıp açılmaması veya bu iddiayla açılmış davalardan vazgeçilip vazgeçilmeyeceği konusunda Hazineye herhangi bir takdir hakkı tanınmamış, bu tür bir davanın açılamayacağı veya açılmış ise vazgeçileceği yönünde emredici hüküm ihdas edilmiştir.
6292 sayılı Kanunun 7/1-a maddesinde düzenlenen bu vazgeçme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307. ve devamı maddelerinde düzenlenen; “davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi” olarak tanımlanan “davadan feragat” niteliğindeki vazgeçmeyle karıştırılmamalıdır. Burada kanundan kaynaklanan ve davalının rıza ve muvafakatının da aranmadığı, kendine özgü (davanın geri alınması niteliğinde) bir vazgeçme söz konusudur.
Ayrıca, 6292 sayılı Kanun hükümleri uyarınca sonuçlandırılacak davada yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılması ve taraflar leh ve aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekmektedir.
O halde, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, mahkemece karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanunun yukarıda anılan ve somut davada uygulanması gereken emredici hükmü gereğince “davacı Hazinenin 6292 sayılı Kanun gereğince davadan vazgeçmiş sayılmasına” karar verilmelidir.
Kabule göre de; dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkindir. Buna rağmen mahkemece taleple bağlı kalınmadan taşınmazın, öncesi orman olan (A2) bölümünün de tapu kaydının iptali ile 6831 sayılı Kanunun 2/B madde niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi Orman Yönetiminin davaya dahil edilmesinin düşünülmemesi ve davalılar tarafından orman tahdidinin iptaline ilişkin dava açılıp açılmadığının araştırılmaması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27/03/2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.