Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/1342 E. 2014/2564 K. 27.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1342
KARAR NO : 2014/2564
KARAR TARİHİ : 27.02.2014

MAHKEMESİ : Ergani 1.Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 14/06/2013
NUMARASI : 2011/6-2013/51

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar A.. Ç.., H.. K.. ve H.. K.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında E.. İlçesi, .. Köyü, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, orman niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacılar ve 2011/ 17 esas sayılı birleşen dosya davacısı A.. Ç.., 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 70.000 m2’lik yeri olduğunu ileri sürerek dava açmıştır.
Mahkemece, davacıların davasının reddine, birleşen dosya davacısının davasının reddine ve 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro bilirkişisinin 07/05/2013 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile belirtilen 41.211,14 m2’lik kısmın ve (B1) harfi ile belirtilen 27.958,82 m2’lik kısmın ORMAN vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, (A) ve (B1) harfleri ile belirtilen kısımların dışında kalan taşınmazların tesbit gibi tapuya kayıt ve tescili ile davacıların dava dilekçesi ile dava konusu etmedikleri kadastro bilirkişisinin 07/05/2013 tarihli rapor ve krokisinde (B2) harfi ile belirtilen 208 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile krokisinde (B3) harfi ile belirtilen 126 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş, hüküm davacılar A.. Ç.., H.. K.. ve H.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılmış, çekişmeli taşınmaz orman sınırı içinde bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazlar eski tarihli memleket haritasında açık alanda görüldüğü, eğimlerinin düşük olduğu ziraat bilirkişisi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümün tarım arazisi niteliğinde olduğunu belirttiği halde orman bilirkişisi orman sayılan yerlerden olduğunu bildirmiştir. Keşifte davacılar tarafında gösterilen dava edilen taşınmazın bir bölümünün Hazine adına tespit edilen 126 ada 1 sayılı parsel içinde kaldığı, bir bölümünün ise 208 ada 1 sayılı parsel içinde kaldığı anlaşılmıştır. Taşınmazı (B) harfi ile gösterilen bölümünün sınırında bulunan 208 ada 1 ve 126 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ham toprak niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiş ve kadastro tutanakları itirazsız kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmazın bir kısmıda yola sınırdır. Bu nedenlerle, taşınmazın orman sayılan yerlerden ya da ziraat arazisi sayılan yerlerden olup olmadığı konusunda tereddüt oluşmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmaza uygulanan memleket haritası ve hava fotoğraflarına göre orman olduğu ve bitki örtüsü ve toprak yapısıyla da orman olma özelliğini taşıdığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. Şöyle ki, çekişmeli taşınmazların açık alanda kaldığı hava fotoğrafları ve memleket haritasında görüldüğü halde tamamının orman olarak değerlendirildiği ve hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda incelendiği bildirilen 1953 tarihli memleket haritasında dava konusu taşınmazlar beyaz renkli taşlık ve çalılık sahada kaldığının tesbit edildiği belirtilmiştir. Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanununun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli); yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine apike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili ve hava fotoğrafları ve memleket haritasında görülen yeşil ya da koyu renkli alanların ne anlama geldiği, taşınmazın üzerinde var ise ağaçların sayısı, cinsi, kapalılık oranının açıklandığı bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Ayrıca, K.. K.. ve M.. K.. 26/04/2013 günlü dilekçe ile harcını yatırmak suretiyle davaya müdahale talebinde bulundukları, gerekçeli kararda da taraf olarak yer aldıkları halde talepleriyle ilgili olumlu ya da olumsuz karar verilmemiş olması doğru değildir.
Kabule göre ise; gerekçeli kararın 2. sayfasında 30/04/2013 tarihinde ve 02/05/2013 tarihinde keşif yapıldığı belirtilmesine rağmen 30/04/2013 tarihinde yapılan keşif tutanaklarına dosyada rastlanmamıştır. Ayrıca, davanın reddine karar verildiği halde 101 ada 1 sayılı parselin tesbit gibi orman olarak Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken 07/05/2013 tarihli bilirkişi raporunda (A) ve (B1) harfi ile gösterilen bölümlerin orman vasfı ile Hazine adına tesciline hükmün ikinci fıkrasının b. bendinde 101 ada 1 sayılı parselin (A) ve (B1) harfi ile gösterilen parsel kısımların dışında kalan taşınmazların tesbit gibi tapuya kayıt ve tescili şeklinde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar A.. Ç.., H.. K.. ve H.. K.. temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.