Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/1339 E. 2014/3407 K. 24.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1339
KARAR NO : 2014/3407
KARAR TARİHİ : 24.03.2014

MAHKEMESİ : Dikili (Kapatılan) Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 30/05/2012
NUMARASI : 2010/38-2012/70

Taraflar arasında görülen kadastro tesbitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen hüküm davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Kadastro sırasında …Köyü 594 parsel sayılı 379792,30 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden, K.. Y.. niteliğiyle, parsel tutanaklarına ekli Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/232 Esas ve 1996/49 Karar sayılı kararı ile de Kemente Yaylası olarak sınırlandırıldığı, bu kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesince de onandıktan sonra kesinleştiğinden söz edilerek orta malı olarak tesbit edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, bu parselin 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1945 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidinde Kabaklar Fıstık Çamlığı niteliğiyle tahdit dışında bırakıldığı, ancak, 1980 yılında 17 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca yapılan orman kadastrosunda 4785 sayılı Kanun hükümlerine göre devletleşen orman alanı olduğu için, orman niteliğiyle sınırlandırıldığı iddiasıyla, tesbitinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescilini istemiştir.
Birleşen dosyada davacı .. Köyü Tüzel Kişiliği ise, 498, 568, 581, 582, 583, 585, 586, 587, 667, 669 ve 675 parsel sayılı taşınmazların mera niteliği ile sınırlandırılarak özel siciline yazılmasını istemiştir.
Mahkemece, 1) Davacı Orman Yönetiminin açmış olduğu davanın kısmen kabulüne, dava konusu 594 sayılı parselin tesbitinin bilirkişiler U.. D.., T.. K.. ve M…C…’ün 07/05/2012 havale tarihli, İ.. D.. Mevkiini gösterir ölçekli haritada (E) ile gösterdikleri 4750,26 m²’lik alan yönünden iptaline, (E) ile gösterilen 4750,26 m²’lik yere Gökçeağıl Köyünün son parsel numarası verilerek, orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, parselin geri kalan kısmının tesbit gibi Kemente Yaylası vasfıyla orta malı olarak özel siciline kayıt ve tesciline,
2) Davacı G.. K..nin açmış olduğu davanın kısmen kabulüne,
a) G.. K..nin, G….Köyü 669 nolu parsel açısından açmış olduğu davanın, fen bilirkişileri U.. D..ve M..A..Y..’ın 24/05/2012 tarihli ek raporlarındaki krokide (A) ile gösterdikleri 113.755,90 m² yönünden kabulü ile, 669 sayılı parselin belirtilen kısım yönünden kadastro tesbitinin iptaline, (A) ile gösterilen 113.755,90 m² yere … Köyünün son parsel numarası verilerek K.. Y.. vasfıyla orta malı olarak özel siciline kayıt ve tesciline,
b) G.. K..nin 669 sayılı parselin kalan kısmı ile 498, 568, 581, 582, 583, 585, 586, 587, 667 ve 675 sayılı parseller ile davalı diğer parseller yönünden bu dosya ile açmış olduğu davaların reddine, mahkemenin diğer dosyalarında aleyhine dava açılan parsellerin ilgili dava dosyasında belirtilen şekilde ilgililer adına, dava açılmayan parsellerin ise tesbit tutanağında belirtilen şekilde ilgililer adına tapuya kayıt ve tesciline,
karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1945 yılında 13.12.1945 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu; daha sonra 1980 yılında yapılıp, 12.06.1980 tarihinde ilan edilen aplikasyon, 4785 sayılı Kanun hükümlerine göre devletleşen orman alanlarının kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması vardır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/232 E. – 1996/49 Karar sayılı kesinleşen kararı ile de K.. Y..olarak sınırlandırıldığı, bu kararın krokisi içinde kalan kısım yönünden Orman Yönetiminin davasının reddine, Köy Tüzel Kişiliğinin davasının ise kabulüne karar verilmişse de; bu kararda Orman Yönetimi taraf olmadığı için, Orman Yönetimi yönünden kesin hüküm oluşturmaz ve bu karar, yönetimi bağlamayacağından, mahkemenin kabulü yerinde değildir. Orman Yönetiminin açtığı dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tesbitinin iptali ve tescile ilişkin olduğundan, mahkemece yapılacak iş: kesinleşmiş tahdit içinde kalan kısmın, orman niteliğiyle tesciline karar vermekten ibarettir.
Dosya içeriğinden, mahkemece yapılan keşif sonucu, orman ve fen bilirkişilerce kesinleşmiş tahdit haritası ile kadastro paftası çakıştırılarak düzenlenen krokide, çekişmeli taşınmazın kısmen orman tahdidi içinde kaldığı bildirilmişse de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Hükme dayanak alınan orman ve fen bilirkişisi tarafından düzenlenen krokide, O.S.308’den doğuya doğru düz hatla gitmesi gerekirken, tahdit haritasına uygun olmayacak şekilde hat çizilmiş, bilirkişilerin çizdiği krokideki orman tahdit hattı ile orman tahdit haritasındaki aynı noktalarla gösterilen orman tahdit hattı açı, uzaklık ve yön olarak birbirine benzememektedir. Mahkemece yapılan keşifte, mahalli bilirkişi yardımıyla ve orman bilirkişi tarafından tutanaklar uygulanmadığından, taşınmaz tahdit dışında mı, yoksa sonradan açma yapıldığından bir kısmı tahdit içinde mi kalmakta olduğu anlaşılamamış, rapor bu haliyle taşınmazın orman tahdidine göre konumunu belirlemede yetersiz olup, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki orman tahdidinde K… Y.. olarak tahdit dışında bırakılan alanı çevreleyen tüm orman sınır noktaları bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın 1945 ve 1980 yılları arasında yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz
olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/03/2014 günü oy birliği ile karar verildi.