YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1293
KARAR NO : 2014/4055
KARAR TARİHİ : 03.04.2014
MAHKEMESİ : Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/12/2013
NUMARASI : 2012/257-2013/720
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Muhlis E…. vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde özetle; sınırlarını bildirdiği Y….K…Ç.. mevkiinde bulunan taşınmazına ilişkin yörede davadan önce kadastro çalışmaları yapılmadığından 2001 yılında M.K. 713 gereğince tescil davası açtığını ve Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/02/2004 tarih ve 2001/751- 2004/91 sayılı ilâmı ile, davasının kısmen kabul edilerek 4.724,62 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kendisi adına tapuya tesciline karar verilmiş olduğunu, hükmün temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20.12.2005 tarih, ve 2005/14083 – 16012 sayılı kararı ile mahkeme hükmünün onandığını, kesinleşen mahkeme hükmünde taşınmazının Doğusu: kısmen Ali A….. çocukları, Hüseyin A…. ve Raif A… tarlası, kısmen Makbule ve Emine Ç…tarlası, kısmen orman, Batısı: Medine Y…. tarlası ile çevrili 4724,62 m2’lik alan olarak belirlenmiş olduğunu, tapu müdürlüğünce de tescil işlemi yapıldığını, yapılan kadastro çalışmaları sonucunda adına tapuya tescil edilmiş olan 4724,62 m2’lik alanın 1063,48 m2’lik kısmının … ada 74 parsel olarak adına tesbit görürken, geri kalan 3661,14 m2’lik kısmın ise …ada 1 parsel kapsamında orman olarak Hazine adına tescil edildiğini ileri sürerek, orman olarak 101 ada 1 parsel içinde tesbit gören 3661,14 m2’lik kısma ilişkin tapunun iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda; dava konusu edilen yerin kesinleşmiş tahdit içinde kaldığı belirlendiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 07/04/1965 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1977 yılında 1744 sayılı Kanuna göre yapılarak dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2.madde uygulaması ile 1989 yılında 3302 sayılı Kanuna göre yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. Yörede 02.02.2010 – 03.03.2010 tarihleri arasında ilân edilen genel arazi kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; davacı tarafın talep ettiği taşınmaz, orman vasfıyla Hazine adına kayıtlı olduğundan, öncelikle kayıt maliki Hazineye husumet yöneltilerek, husumetin yaygınlaştırılması gerekirken, yasal hasım durumunda bulunan Hazinenin davaya dahil edilmediği ve delillerinin sorulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca; davacının dayandığı Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20.12.2005 tarih ve 2005/14083 – 16012 sayılı kararı ile onanan Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/02/2004 tarih ve 2001/751- 2004/91 sayılı kararının HMK 303 anlamında eldeki davada kesin hüküm teşkil edeceği düşünülerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu nedenlerle; öncelikle Hazine davaya dahil edilerek, taraf teşkili sağlanmalı, ondan sonra işin esasına girilerek, taraflardan delilleri sorularak toplanmalı, önceki bilirkişi dışında seçilecek bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, dayanılan Eylül 2007 tarih ve 1 nolu tapu kaydının oluşumuna esas Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının eki tescil krokisi uygulanmalı, dava konusu taşınmazın bu tescil krokisi kapsamında kalıp kalmadığı, ayrıca Eylül 2007 tarih ve 1 nolu tapu kaydının uygulandığı tüm parseller, yerel bilirkişiler ve tanıklar yardımı ile komşu parsel tutanaklarından da yararlanılarak yöntemince gereği gibi zemine uygulanıp, fen bilirkişi tarafından düzenlenecek krokide miktarı ile geçerli kapsamı gösterilmeli, tescil krokisi ile pafta çakıştırılarak, tescil krokisi kapsamında olup, dava konusu 101 ada 1 parsel içinde kalan bölüm var ise, bu bölüm hakkında davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.
Açıklanan hususlar gözetilmeden, kesin hükmü nazara alınmadan, eksik inceleme sonucu verilen karar usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 03/04/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.