Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/1251 E. 2014/2818 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1251
KARAR NO : 2014/2818
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

MAHKEMESİ : Kemer (Kapatılan) Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 09/01/2013
NUMARASI : 2011/66-2013/2

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı S.. A.. vekili ve davalı M.. A.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

H.. H.. adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında, 220 ada 1 parsel sayılı 2759,76 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden oldukları gerekçesiyle, tutanakların beyanlar hanesine 2/B madde ve M.. A.. lehine kullanım şerhi verilerek, H.. H.. adına tarla niteliğiyle tesbit edilmişlerdir.
Davacı gerçek kişi vekili, dava dilekçesinde özetle; taşınmazın babasından kaldığını, diğer kardeşlerinin taşınmazdaki hisselerini davalıya bağışladığını, kendisinin bağışlamadığını ileri sürerek, taşınmazın 1/8 ‘inin kendi adına tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu 220 ada 1 sayılı parsel (597), kadastro tesbiti ile orman olarak H.. H.. adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekili ile davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanunla 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu tesbitine itiraza ilişkindir.
Mahkemece, 597 parsel üzerindeki 2/B işleminin Kadastro Mahkemesinin 2002/5 – 2002/18 sayılı kararı ile iptal edildiği gerekçesiyle davanın reddine ve 220 ada 1 sayılı parsel (597), kadastro tesbiti ile orman olarak H.. H.. adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir.
Şöyle ki; dava, 5831 sayılı Kanunla 3402 sayılı kanuna eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kadastro ile belirlenen kullanım durumuna, davacı gerçek kişi tarafından açılmış tesbite itiraz davasıdır. Davacı gerçek kişi, taşınmazın kendisinin kullanımında olduğu iddiasıyla dava açtığına göre, hâkim, tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK. madde 26/l) ve iki taraftan birinin talebi olmaksızın re’sen bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz (HMK.md.24/l).
Somut olayda; Orman Yönetimi veya H.. H.. tarafından taşınmazın orman niteliğinde olduğuna ilişkin açılmış bir dava olmadığı gibi, 3402 sayılı kanunun 26/D maddesi gereğince de bu iddiayla eldeki davaya katılımı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, hâkim tarafından talep aşar şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
Ayrıca, mahkemenin kararına esas aldığı, Kadastro Mahkemesinin 2002/5 – 2002/18 sayılı kararında 597 sayılı parsel ile ilgili olarak orman niteliğiyle tescil kararı verilmiş ise de, Kadastro Mahkemesine açılan davada 597 sayılı parselin tamamının davalı olmadığı, bir bölümünün davalı olduğu, mahkemece 597 sayılı parseldeki davalı olan bölümün eldeki dava konusu olan yer olup olmadığı belirlenmediği gibi, Dairemize intikal eden aynı yer Asliye Hukuk Mahkemesinde Orman Yönetimi tarafından 597 sayılı parsel içinde olup, 5831 sayılı Kanunla 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosuna konu taşınmazlara yönelik çok sayıda dava açıldığı anlaşıldığından, dava konusu 220 ada 1 sayılı parsele ilişkin dava açılıp açılmadığı araştırılmamıştır. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz.
– 2 –
2014/1251 – 2818

Bu nedenle; öncelikle dava konusu taşınmaza ilişkin olarak Orman Yönetimi tarafından dava açılıp açılmadığı ilgili kurumdan sorulmalı; varsa, açılan davanın, 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi uyarınca eldeki davaya katılma niteliğinde olduğundan, dava dosyalarının birleştirilmesi gerektiği düşünülmeli; bundan sonra, çekişmeli 597 sayılı parselin tamamına ilişkin kadastro paftası, kadastro mahkemesinin 2002/5 – 2002/18 sayılı dosyasına konu taşınmaz bölümlerinin neresi olduğunun, tapuya tescil edilip edilmediklerinin, varsa tapu kayıt suretleri, eski tarihli memleket haritası ile 31.12.1981 tarihine yakın memleket haritası ve hava fotoğrafları dosya arasına getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, aynı iddiayla çekişmeli 597 sayılı parselde orman rejimi dışına çıkarıldığına ilişkin çok sayıda dava olduğundan, tüm taşınmazlar ile kadastro mahkemesinin 2002/5 – 2002/18 sayılı dosyasına konu taşınmaz bölümleri kadastro paftası, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin haritalar ile memleket haritası ölçekleri (1/5000, 1/10000 ve 1/25000) eşitlenmek suretiyle denetime elverişli olarak ayrı renkli kalemler ile birbirleri üzerinde denetime elverişli şekilde müşterek imzalı rapor ve eki krokide gösterilmeli, kadastro mahkemesinin 2002/5 – 2002/18 sayılı dosyasına konu taşınmaz bölümlerinde 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uygulamasının iptal edilerek taşınmaz bölümlerinin orman olarak tesciline karar verildiğinden, orman rejimi dışına çıkarılma işleminin yalnız bu bölümler yönünden iptal edildiği düşünülmeli, kadastro mahkemesinin 2002/5 Esas – 2002/18 Karar sayılı dava dosyasına konu taşınmaz bölümleri dışında kalan çekişmeli 597 parsel sayılı taşınmaz bölümlerine ilişkin olarak 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi uygulaması ile orman rejimi dışına çıkarılma işleminin kesinleştiği ve 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 11/5 maddesinde, 2/B madde uygulamaları sonucu orman rejimi dışına çıkartılan ancak, fiilen orman olduğu Orman Genel Müdürlüğünce tesbit edilen yerlerin talep üzerine Maliye Bakanlığınca Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilip orman niteliği ile H.. H.. adına tescilinin öngörüldüğü, Orman Yönetimi ile H.. H.. arasındaki uyuşmazlığın, taşınmazın mülkiyetine değil, niteliğine ilişkin olduğu, Orman Yönetiminin bu tür yerlerin H.. H..den idarî yolla orman olarak tahsisini talep edebileceği gibi bu talebini dava yolu ile de isteyebileceği nazara alınarak, orman rejimi dışına çıkarma işleminin kesinleştiği bölümlerin eylemli hali belirlenmeli ve toplanan delillere göre bir karar verilmelidir.
Şayet, Orman Yönetimince dava konusu parsele açılmış bir dava yok ise, bir ziraat ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte yerel bilirkişi, tutanak tanıkları ve taraf tanıklarından taşınmazın, kimden kime kaldığı, kim veya kimler tarafından ne şekilde ve ne kadar süreyle kullanıldığı, kullananların zilyedliği kendi adına mı, yoksa başkası adına mı sürdürdüğü ve mirasçılar arasında taksim yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişi vekili ve davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 04/03/2014 günü oy birliği ile karar verildi.