YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1112
KARAR NO : 2014/6133
KARAR TARİHİ : 05.06.2014
MAHKEMESİ : Alanya Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 01/02/2013
NUMARASI : 2010/878-2013/51
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro çalışmaları sırasında Alanya Ş. Köyü 15625,70 m2 yüzölçümlü 551 ada 1 parsel sayılı taşınmaz Durali oğlu D.. K.. adına tarla vasfıyla tesbit edilmiş, yapılan itiraz üzerine kadastro komisyonunca bu taşınmazın 1/4’er hisse ile M.. İ.., R.. P.., H.. I.. ve T. A. adına; 26621,00 m2 yüzölçümlü 551 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ise ¼ hisselerle M.. İ.., R.. P.., H.. I.. ve Tevfik Aslan adına tarla vasfıyla tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine vekili sunmuş olduğu 07/07/2010 havale tarihli dilekçesi ile; 551 ada 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazların 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerindeki şartlar oluşmadığı halde şahıslar adına tesbit edildiğini belirterek, yapılan tesbitin iptaliyle taşınmazın, Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Birleşen dosya Davacısı H.. D.. vekili sunmuş olduğu 23/07/2010 havale tarihli dilekçesi ile; 551 ada 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazların müvekkil tarafından Kamile İdrisoğlu’ndan satın alındığını belirterek, satın aldığı yerin dava konusu parseller içinde kaldığını, bu tesbitin iptali ile müvekkilin taşınmazının müvekkili adına tesbitinin gerektiğini belirterek yapılan kadastro tesbitine süresi içinde itiraz etmiştir. Bu dava, mahkemenin 2010/1143 Esasına kaydedilmiş, 2010/831 karar sayılı karar ile mahkemenin temyize konu 2010/878 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davanın kabulüne, dava konusu Alanya Ş. Köyü 551 ada 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile bu taşınmazların orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 6831 sayılı Kanuna göre 03.04.1987 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ile 03.12.2009 tarihinde ilân edilerek kesinleşen, 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanunla değişik 9. maddesi gereği yapılan fennî hataların düzeltilmesi çalışması bulunmaktadır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların bilirkişi raporuna göre orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmişse de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; orman bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların 1963 – 1989 tarihli memleket haritalarında açık alanda olduğu, 1958 ve 1986 hava fotoğraflarında ise münferit meşe ve ardıç ağaçları ile kaplı bitişiğindeki ormanın devamı şeklinde göründüğü belirtilmiş olmasına karşın, memleket haritası ve hava fotoğrafları arasındaki bu çelişkinin nedeni açıklanmamış, ayrıca, taşınmazlar hava fotoğrafı üzerinde gösterilmediğinden bilirkişi raporu denetlenememiştir. Ziraat bilirkişi raporunda ise taşınmazda bulunan ağaçların sayıları, yaşları, cinsleri ve kapalılık oluşturup oluşturmadığı konusunda ayrıntılı ifadelere yer verilmemiştir.
Ayrıca, davalıların dayandığı tapu kaydı tüm tedavülleri ile dosyaya getirtilip keşifte uygulanmamış, dayanılan tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmamış, dava konusu taşınmazlara komşu olan 754 ada1 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağı ve tesbitine esas tutulan kayıtlar ile davalı ise dava dosyası, tapuda kayıtlı ise tapu kaydı dosya içine alınıp gerekli inceleme yapılmadan hüküm kurulmuştur.
O halde, mahkemece, dayanılan tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm geldi ve gitti kayıtları ile dayanılan tapu kaydının kadastro sırasında başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılarak, revizyon görmüş ise dayanılan tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları ve 754 ada 1 sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağı ve tesbitine esas tutulan kayıtlar ile davalı ise dava dosyası, tapuda kayıtlı ise tapu kaydı ilgili yerlerden getirtildikten sonra dosya daha önce keşfe katılan orman bilirkişine verilerek dava konusu taşınmazın konumunun komşuları ile birlikte hava fotoğrafı üzerinde gösterilmesi ve hava fotoğrafı ile memleket haritasında taşınmazın niteliği hususundaki çelişkinin giderilmesi husunda ek rapor düzenlenmesi sağlanmalı, daha sonra, önceki bilirkişiler dışında bir ziraat, bir fen ve yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı mahalli bilirkişiler eşliğinde yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazın üzerinde bulunan bitki örtüsünün niteliği, ağaçların sayısı, yaşları, cinsleri ve kapalılık oluşturup oluşturmadığı konusunda ayrıntılı rapor alınmalı, eğim ölçer ile taşınmazın tam olarak eğimi belirlenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, dayanak tapu kaydı, yerel bilirkişiler ve tanıklar yardımı ile komşu parsel tutanaklarından da yararlanılarak yöntemince gereği gibi zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3. maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli, taşınmazın orman bilirkişi raporu ve memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki konumu dikkate alınarak tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı Kanun kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı, asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan ormandan açma yapılarak kazanıldığı kabul edilmelidir.
Çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı ve dayanılan tapu kaydı kapsamında kalmadığı anlaşıldığı takdirde ise; taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, taşınmazda terk olup olmadığı, en son ne zaman ekildiği, ne zamandan beri ekilmediği hususlarında maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu bilirkişi kurulu raporları ile denetlenmeli, somut olayın özelliği gözönünde bulundurularak, ayrıca; 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 tarih ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, Tapu ve ilgili Kadastro Müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tesbit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi; tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden, imar – ihya ve zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında ve kanunun amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; bir kısım davalılar K.. P.. ve arkadaşlarının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/06/2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.