Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/10641 E. 2015/8607 K. 07.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10641
KARAR NO : 2015/8607
KARAR TARİHİ : 07.10.2015

MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … ve davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında; … mahallesi, 357 ada 1 parsel sayılı 385181,71 m² yüzölçümündeki taşınmaz, orman vasfıyla … adına tespit edilmiş; davacı …, 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılan orman sınırlandırılması sırasında 357 ada 1 sayılı parselin orman vasfıyla Hazine adına tespit edildiğini, ancak, yüzölçümünün eksik olduğunu iddia ederek dava açmıştır.
Yörede yapılan genel arazi kadastrosu sırasında 371 ada 20 parsel sayılı taşınmaz, yüzölçümü hanesi boş bırakılarak ve 2007/638 sayılı dava dosyasıyla davalı olduğu bildirilerek, senetsizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak … adına, 371 ada 22 parsel sayılı taşınmaz yüzölçümü hanesi boş bırakılarak ve 2007/638 sayılı dava dosyasıyla davalı olduğu bildirilerek, senetsizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak … ve arkadaşları adına, 376 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yüzölçümü hanesi boş bırakılarak ve 2007/638 sayılı dava dosyasıyla davalı olduğu bildirilerek senetsizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak … adına tespit edilmiştir. 365 ada 12 parsel sayılı 2060.76 m2 yüzölçümündeki taşınmaz belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak … adına, 365 ada 28 parsel sayılı 847,35 m2 yüzölçümündeki taşınmaz belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak … adına, 365 ada 35 parsel sayılı 2917.68 m2 yüzölçümündeki taşınmaz belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak … ve arkadaşları adına, 365 ada 36 parsel sayılı 612,43 m2 yüzölçümündeki taşınmaz belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak … adına, 365 ada 37 parsel sayılı 1576,60 m2 yüzölçümündeki taşınmaz belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak … ve … adına, 368 ada 1 parsel sayılı 306,18 m2 yüzölçümündeki taşınmaz belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak …, … ve … adına tespit edilmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüyle 376 ada 1, 371 ada 20 ve 22, 365 ada 12, 36 ve 37 ile 368 ada 1 sayılı parsellerin tamamı ile 365 ada 35 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen 1802,24 m2’lik kısmının 357 ada 1 sayılı parsele eklenerek 357 ada 1 sayılı parselin 401195,23 m2 yüzölçümüyle orman vasfıyla … adına tapuya kayıt ve tesciline, 365 ada 35 sayılı parselin (B) harfi ile gösterilen 1115,44 m2’lik kısmının tespit gibi, tespit malikleri adına tapuya kayıt ve tesciline, 365 ada 28 sayılı parselle ilgili olarak kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğundan, bu parselle ilgili …nin davasının reddine karar verilmiş; davacı … ile davalılar … ve …, …, … ve … tarafından, 371 ada 20 ve 22, 365 ada 28, 35, 36 ve 37 ile 368 ada 1 sayılı parsellere yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine, hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07/05/2012 tarih ve 2012/838 – 6652 E. K. sayılı kararı ile gerkçek kişilerin temyizi yönünden onanmış, … ve …nin temyizi yönünden bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “1- İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 368 ada 1 ve 371 ada 22 parsel sayılı taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı Hazine ile davalı gerçek kişilerin bu parsellere yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Çekişmeli 371 ada 20, 365 ada 35, 36 ve 37 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazlarına gelince; karara dayanak alınan orman bilirkişi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, çekişmeli 371 ada 20, 365 ada 36 ve 37 sayılı parsellerin tamamının, 365 ada 35 sayılı parselin ise (A) harfi ile gösterilen kısmının eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında yeşil orman alanı içinde kaldığı ve orman sayılan yerlerden olduğu bildirilmiş ise de, rapora ekli memleket haritasında taşınmazlar kısmen yeşil orman alanı içinde kısmen de açık alanda gösterilmiştir. Bilirkişi raporu ile rapora ekli memleket haritası birbiri ile çelişkili olup çelişkili rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
Mahkemece; öncelikle çekişmeli taşınmazlara komşu 371 ada 9, 19 ve 21, 365 ada 33, 34, 38 ve 39 sayılı parsellere ilişkin kadastro tespit tutanakları ile varsa dayanak tapu ve vergi kayıtları, eğer kesinleşmiş iseler kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları, itirazlı iseler dava dosyaları getirtilerek; önceki bilirkişiler dışında halen … Bakanlığı (… Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan, bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K., 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, varsa komşu parsellerin dayanağı olan belgeler mahalli bilirkişi eliyle yöntemine uygun olarak mahallinde uygulanmalı ve çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerleri ne şekilde gösterdikleri belirlenmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan davalıların 371 ada 20, 365 ada 35, 36 ve 37 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle bu parsellere yönelik olarak hükmün BOZULMASINA” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulü ile dava konusu 371 ada 20 nolu parselin tespitinin iptali ile 357 ada 1 nolu parsele eklenmesine, dava konusu 371 ada 22 nolu parselin tespitinin iptali ile 357 ada 1 nolu parsele eklenmesine, dava konusu 376 ada 1 nolu parselin tespitinin iptali ile 357 ada 1 nolu parsele eklenmesine, dava konusu 365 ada 12 nolu parselin tespitinin iptali ile 357 ada 1 nolu parsele eklenmesine, dava konusu 365 ada 36 nolu parselin tespitinin iptali ile 357 ada 1 nolu parsele eklenmesine, dava konusu 368 ada 1 nolu parselin tespitinin iptali ile 357 ada 1 nolu parsele eklenmesine, dava konusu 365 ada 35 nolu parselin tespitinin iptali ile bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 1961,49 m2’lik kısmın 357 ada 1 nolu parsele eklenmesine, dava konusu 365 ada 37 nolu parselin tespitinin iptali ile bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 1001.18 m2’lik kısmın 357 ada 1 nolu parsele eklenmesine, dava konusu 357 ada 1 nolu parselin tespitinin iptali ile yukarıda eklenen kısımlarla birlikte tamamı 400.779,06 m2 olarak orman vasfı ile … adına tespit ve tesciline, bilirkişi raporunda 35/A harfi ile gösterilen 956,19 m2’lik kısmın 365 ada 35 nolu parsel altında kadastro tespitindeki niteliği ile tamamı 36 pay kabul edilerek,
6 payının … oğlu … adına,
5 payının … kızı … adına,
5 payının … kızı … adına,
5 payının … kızı … adına,
5 payının … oğlu … adına,
5 payının … kızı … adına,
5 payının … kızı … adına, tespit ve tesciline, bilirkişi raporunda 37/A harfi ile gösterilen 575,42 m2’lik kısmın 365 ada 37 nolu parsel altında kadastro tespitindeki niteliği ile tamamı 2 pay kabul edilerek,
1 payının … oğlu … adına,
1 payının … kızı … adına, tespit ve tesciline, 365 ada 28 nolu parselle ilgili kesinleşmiş mahkeme kararı olduğundan bu parsele ilişkin davanın reddine ve ayrıca hüküm kurulmasına yer olmadığına,
karar verilmiş; hüküm, davacı … ve davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince orman sınırlandırılması yapılmış ve çekişmeli taşınmazlar orman sınırları dışında bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, mahkemece, davanın kısmen kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; mükerrer kayıt oluşturacak şekilde kesinleşen bölümler hakkında tekrar karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle; hüküm fıkrasının 1. bendinin (B), (C), (D) ve (F) harfli bölümlerinde yer alan “parselin tespitinin iptali ile 357 ada 1 nolu parsele eklenmesine” ibarelerinin çıkartılarak yerlerine “parselle ilgili daha önce verilen karar kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/10/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.