Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/1014 E. 2014/3232 K. 18.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1014
KARAR NO : 2014/3232
KARAR TARİHİ : 18.03.2014

MAHKEMESİ : Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/06/2002
NUMARASI : 2002/248-2002/649

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı Orman Yönetimi vekili 17.05.2012 havale günlü dilekçe ile, Asliye 6. Hukuk Mahkemesinin 11.06.2002 gün 2002/248-649 sayılı ilâmı ile … Köyü 7307 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile aynı ada 2 parsel sayılı taşınmazın 23.10.1998 tarihli fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1020 m² bölümünün tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, (B) harfi ile gösterilen 362 m² bölümüne yönelik davanın ise reddine karar verildiğini ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, kararın infazı sırasında Kadastro Müdürlüğü’nce 2 sayılı parsele ilişkin fen bilirkişi raporunda gösterdiği (A) ve (B) bölümlerinin koordinat değerleri bulunmadığından infazının yapılamadığının bildirildiğini, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek madde 4 uyarınca fiilî kullanım durumlarının belirlenmesi için yapılan ortak çalışma sonucu (V) nolu parseli kapsayan OS 2014 ilâ OS 2044 numaralı orman sınır noktalarının koordinat değerleri tutanak tarifleri ve zemin durumlarına göre yeniden belirlenerek 21.06.2010 tarihinde mutabakat raporu düzenlendiği ve çalışmaların 25.08.2010 tarihinde kesinleştiği, bu çalışma uyarınca belirlenen orman hattına göre mahkeme ilâmında (A) harfi ile gösterilen alanın 1288 m², (B) harfi ile gösterilen gösterilen alanın 93 m² olduğu gerekçesiyle kesinleşmiş hükmün tavzih edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, duruşmalı olarak yapılan incele sonucunda, tavzih talebinin kabulüne ve 11.06.2002 gün ve 2002/248-649 sayılı kararında ve fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfli 1020 m² olarak Hazine adına orman olarak tescil edilen alanın yüzölçümünün 1288 m² olduğunun, reddine karar verilen (B) harfi ile gösterilen 361 m² bölümün yüzölçümünün 93 m² olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, icrasında tereddüt uyandırdığı gerekçesiyle HMK.’nun 305. maddesi uyarınca talep edilen hükmün tavzihi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1946 yılında yapılıp 1947 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonuna bağlı 4 numaralı ekipçe yapılıp 24.03.1976 tarihinde, itirazlar incelenerek sonuçları 7 numaralı Komisyonca 06.04.1983 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1988 yılında yapılıp, 15.06.1989 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece, davacı Orman Yönetimi tarafından istenen tavzih talebi hakkında, duruşmalı inceleme yapılarak kabulüne ve 11.06.2002 gün 2002/248-649 sayılı kararın tavzihine karar verilmiş ise de, delillerin değerlendirilmesinde hata yapılmıştır. Şöyle ki; davacı idare vekili, HMK.’nun 305. maddesi uyarınca, icrasında tereddüt uyandığı gerekçesiyle hükmün tavzihini istemiştir. Tavzihi istenen hüküm henüz infaz edilmediğinden, aynı madde uyarınca tavzih istenmesi mümkündür. Ancak, maddenin 2. bendi uyarınca hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Mahkemece, tavzihe esas alınan bilirkişi Kadir Aypar tarafından düzenlenen raporda, tavzihi istenen karara esas alınan bilirkişi rapor ve krokisinde orman kadastro haritasının aynen uygulanması sonucu orman olan alanların belirlendiği ve yüzölçümünün 1018 m² olduğunun tespit edildiği, bu karardan sonra yörede, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen ek madde 4 uyarınca yapılan çalışma sırasında 21.06.2010 tarihli mutabakat raporu ile orman sınırlarının yerlerinin ve koordinatlarının yeniden belirlendiği ve bu yeni belirlenen koordinat değerlerine göre yapılan alan hesaplanmasında orman içinde kalan bölümün 1288 m² olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Tavzih isteminin de 21.06.2010 tarihli mutabakat raporu ile belirlenen orman sınır noktaları ve koordinatları nedeniyle istendiği anlaşılmaktadır. Tavzihi istenen hüküm fıkrası yeterince açık, icrasında tereddüt uyandırmamakta ve birbirine aykırı fıkralar içermemektedir. Bu nedenle infazında tereddüte yol açan bir durum da bulunmadığı gibi, tavzih sonucunda da, dava ve karar tarihinden sonra yapılan 21.06.2010 tarihli mutabakat raporu esas alınarak hüküm fıkrasında davalı tarafa tanınan haklarda değişikliğe neden olunması usûl ve kanuna aykırıdır.
Ayrıca, mahkemeden 11.06.2002 gün 2002/248-649 sayılı kararın tavzihi talep edildiği halde, talebin kabulüne karar verildikten sonra yalnızca tespit kararı verilmesi de doğru olmadığı gibi, taşınmaz hakkında açılmış birden fazla dava bulunduğu, bu davalardan Asliye 1. Hukuk Mahkemesi’nin 2004/462 E. 2005/296 K. sayılı karar ile de, dava konusu taşınmazın tamamının (tavzih istenen eldeki davada davalı gerçek kişi adına tesciline karar verilen (B) harfi ile gösterilen 362 m² bölüm dahil) orman niteliğiyle tesciline karar verildiği ve taşınmaza ilişkin istenen tavzihin konusunun bulunmadığının da nazara alınmaması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve Antalya Asliye 6. Hukuk Mahkemesi’nin 09.11.2012 gün 2002/248 E. 2002/649 K. sayılı tavzih kararının BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/03/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.