Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/9987 E. 2014/1879 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9987
KARAR NO : 2014/1879
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında …. 116 ada 7, 8 ve 9 parsel sayılı sırasıyla 3273,29 m2, 7287,78 m2 ve 7518,39 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, tarla niteliğiyle Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden ise de, tarım alanı haline getirilebilecek yerlerden olduğundan söz edilerek Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı gerçek kişiler, taşınmazların, atalarının okul yeri olarak bağışladığı tarlalarının karşılığında atalarına verildiğini ve onlardan kendilerine kaldığını, kadim tarım alanı olup Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler ile ilgisinin olmadığını ileri sürerek, tesbitlerinin iptalini ve adlarına tapuya tescilini istemişlerdir.
Mahkemece davanın kabulüne; çekişmeli parsellerin tesbitlerinin iptaline ve payları oranında davacıların kök murisi….n mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hükmün davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24/12/2009 tarih ve 2009/17435 – 19420 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, öncelikle yörede 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4/3 maddesi gereğince yapıldığı anlaşılan orman kadastrosuna ilişkin işe başlama çalışma ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile çekişmeli yeri orman sınır noktaları ile birlikte gösteren orman kadastro haritası ve en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilmeli, davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının genel kadastroda revizyon görüp görmediği sorularak, görmüş ise revizyon gördüğü parsellerin tutanakları getirtilmeli, görmemiş ise nedeni sorulmalı, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafı getirtilmeli, yörede mera çalışması yapılıp yapılmadığı, mera tahsis kararı, mera nitelikli veri kaydı ya da tapu kaydı bulunup bulunmadığı ilgili yönetimlerden sorularak, var ise getirtilip dosyasına eklenmeli, çekişmeli taşınmazların bulunduğu köy ile ilgisi olmayan yerel bilirkişi isimleri belirlenmeli, kadastro tesbit bilirkişileri de çağrılarak, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; bilirkişilerin onayını taşıyan rapor alınıp taşınmazların orman olup olmadığı belirlenmeli, bu şekilde yapılacak araştırmada orman olmadığı belirlendiği takdirde yöntemince zilyetlik araştırması yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.” denilmiştir.

– 2 –
2013/9987 – 2014/1879

Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların tesbitlerinin iptaline ve payları oranında davacıların kök murisi İsmail Özcan mirasçıları adına tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişisi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacılar yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 17/02/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.