Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/9953 E. 2013/12113 K. 23.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9953
KARAR NO : 2013/12113
KARAR TARİHİ : 23.12.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar …, …, …, …, davalı Hazine ile dava dışı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı …, 01.11.2006 tarihli dilekçesiyle, husumeti Hazineye yönelterek, ırsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımını zilyetliğine dayanarak, … Köyü, 107 ada 9, 118 ada 55, 142 ada 161, 267 ve 146 ada 148 parsel sayılı taşınmazların adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Davacı …, 06.11.2006 tarihli ıslah dilekçesiyle, Hazine aleyhine açtığı dava ile 107 ada 9, 118 ada 55, 142 ada 161, 267 ve 146 ada 148 parsel sayılı taşınmazlara hatalı olarak dava açtığını, dava ettiği parsellerin 105 ada 1 ve 106 ada 1 parseller olduğunu bildirmiştir.
Mahkemenin birleşen 2006/120 Esas sayılı dosyasının davacısı …, 06.11.2006 tarihli dilekçesiyle, husumeti davalı …’e yönelterek, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımını zilyetliğine dayanarak, … Köyü, 148 ada 51 parsel sayılı taşınmazın muris Haydar … mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemenin birleşen 2006/144 Esas sayılı dosyasının davacısı …, 08.11.2006 tarihli dilekçesiyle, husumeti Hazineye yönelterek, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımını zilyetliğine dayanarak, … Köyü, 142 ada 161 parsel sayılı taşınmaz içinde tespit edilen yaklaşık 15 dönüm miktarındaki taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemenin birleşen 2006/163 Esas sayılı dosyasının davacısı … 13.11.2006 tarihli dilekçesiyle, husumeti Hazineye yönelterek, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımını zilyetliğine dayanarak,… Köyü, 146 ada 148 ve 148 ada 200 parsel sayılı taşınmazların muris … mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemenin birleşen 2006/166 Esas sayılı dosyasının davacısı … 13.11.2006 tarihli dilekçesiyle, husumeti Hazineye yönelterek, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımını zilyetliğine dayanarak, … Köyü, 148 ada 200 parsel sayılı taşınmaz içinde tespit edilen 2 parça taşınmazın murisleri…mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemenin birleşen 2006/183 Esas sayılı dosyasının davacısı… 13.11.2006 tarihli dilekçesiyle, husumeti Hazineye yönelterek irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımını zilyetliğine dayanarak, … Köyü, 148 ada 200 parsel sayılı taşınmaz içinde tespit edilen yaklaşık 4000,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın murisi …mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemenin birleşen 2006/194 Esas sayılı dosyasının davacısı …., 14.11.2006 tarihli dilekçesiyle, husumeti Hazineye yönelterek, irsen intikal, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımını zilyetliğine dayanarak, … Köyü, 118 ada 55, 148 ada 48 ve 148 ada 200 parsel sayılı taşınmazların adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemenin birleşen 2006/224 Esas sayılı dosyasının davacıları … ve … 15.11.2006 tarihli dilekçeleriyle, husumeti Hazineye yönelterek, irsen intikal, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımını zilyetliğine dayanarak, … Köyü, 142 ada 161 parsel sayılı taşınmaz içinde tespit edilen yaklaşık 10 dönüm miktarındaki taşınmazın adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.
Mahkemenin birleşen 2006/259 Esas sayılı dosyasının davacısı …, 17.11.2006 tarihli dilekçesiyle, husumeti Hazine ve Orman Yönetimine yönelterek, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımını zilyetliğine dayanarak, ada ve parsel sayısı bildirmeden, … Köyü, … Mevkiinde dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği yaklaşık 8 dönüm miktarındaki taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. 21.01.2007 tarihli celsede, dava ettiği taşınmazın 142 ada 161 parsel sayılı taşınmaz olduğunu bildirmiştir. 24.06.2008 tarihli dilekçesiyle ise, dava dilekçesinde her ne kadar 161 ada 139 parsel (142 ada 161 sayılı parsel) sayılı taşınmazı dava etmiş ise de, kendisine ve kardeşlerine ait yerlerin, 142 ada 139, 169 ve 224 sayılı parseller olduğunu belirterek, kararın beyanına göre verilmesini istemiştir.
Mahkemenin birleşen 2006/269 Esas sayılı dosyasının davacısı …, 17.11.2006 tarihli dilekçesiyle, husumeti Hazine ve Orman Yönetimine Yönelterek, irsen intikal, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımını zilyetliğine dayanarak, … Köyü, 118 ada 55, 128 ada 10 ve 142 ada 161 parsel sayılı taşınmazların adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemenin birleşen 2008/9 Esas sayılı dosyasının davacıları …, … ve …, … Asliye Hukuk Mahkemesine sundukları 28.03.2007 tarihli dilekçeleriyle, husumeti Hazineye yönelterek, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımını zilyetliğine dayanarak, … Köyü, 118 ada 55, 148 ada 200 sayılı parseller ile birlikte 149 ada sayısı ile tespit edilen ancak parsel sayısını bilmedikleri ve dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri taşınmazların adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.
Asliye Hukuk Mahkemesince de, davacıların dava ettiği taşınmazın 148 ada 200 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı ve 148 ada 200 sayılı parselin, kadastro mahkemesinin 2006/194 sayılı dosyasında davalı olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine devredilmiştir.
…, 21.01.2008 tarihli harçlı dilekçesiyle, husumeti Hazineye yönelterek, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımını zilyetliğine dayanarak, … Köyü, 142 ada 161 parsel sayılı taşınmaz içinde tespit edilen yaklaşık 6 dönüm miktarındaki taşınmazın adına tescili istemiyle davaya katılmıştır.
Mahkemece, 1086 sayılı H.U.M.K.’nun 45. maddesi gereğince davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda;
Davacı …’nin … Köyü, 118 ada 55, 142 ada 161, 146 ada 148 ve 107 ada 9 nolu parsellere yönelik açtığı, davacılar …, …, Haydar Alkan ve dahili davacılar …’ın … Köyü, 118 ada 55 parsel ile 149 ada (parsel numarası bilinmeyen) yere açtıkları davanın ve davacı …’ın davalı … Yönetimine yönelik açtığı davanın feragat nedeniyle reddine,
Davacı …’nin … Köyü, 106 ada 1 parsel sayısını vererek dava konusu yaptığı taşınmazın, yapılan keşifle 101 ada 1 sayılı parsel içinde kaldığı, yine 142 ada 267 parsel sayısını vererek dava konusu yaptığı taşınmazın, yapılan keşifle 104 ada 1 sayılı parsel içinde kaldığı; davacı …’nın … Köyü, 142 ada 161 parsel sayısını vererek dava konusu yaptığı taşınmazların yapılan keşifle 142 ada 77, 133 ve 138 sayılı parseller içinde kaldığı; davacı … ’ün … Köyü 146 ada 148 parsel sayısını vererek dava
konusu ettiği taşınmazların yapılan keşifle 146 ada 73, 75 ve 76 sayılı parseller içinde kaldığı; davacı …’ın … Köyü 148 ada 200 parsel sayısını vererek dava konusu yaptığı taşınmazın, yapılan keşifle 103 ada 1 sayılı parsel içinde kaldığı; davacılar …, … ve …’in … Köyü, 142 ada 161 parsel sayısını vererek dava konusu ettiği taşınmazın 104 ada 1 sayılı parsel içinde kaldığı; davacı Dursun Altuntaş’ın … Köyü, 142 ada 161 parsel sayısını vererek dava konusu ettiği taşınmazların 142 ada 139, 169, 244 ve 104 ada 1 sayılı parseller içinde kaldığı; davacı …’ın … Köyü, 142 ada 161 parsel sayısını vererek dava konusu ettiği taşınmazın, 142 ada 123 sayılı parsel içinde, yine 118 ada 55 sayılı parsel sayısını vererek dava ettiği taşınmazın 104 ada 1 sayılı parsel içinde kaldığı ve yukarıda anılan asıl dava edilmek istenen parsellerin kadastro tutanaklarının itiraz edilmeden kesinleşmiş olduğu gerekçesine dayanılarak, yukarıda belirtilen kişiler tarafından açılan davaların görev yönünden reddine ve karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosya suretinin görevli ve yetkili …Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Davacı…‘ın … Köyü, 142 ada 161 numaralı parsel içinde kaldığı iddiasıyla açtığı, ancak yapılan keşifte görev alan teknik bilirkişi …’nun 24.09.2007 tarihli raporlu krokisinde (D2) ile gösterdiği 4998,35 m² yüzölçümündeki taşınmazın kadastro çalışma alanı dışında, … Köyü sınırında kaldığı ve bu gibi yerlerin davasının yer ve zaman bakımından kadastro mahkemesinde görülemeyeceği gerekçesine dayanılarak, davanın görev yönünden reddine ve karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosya suretinin görevli ve yetkili …Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Davacı …’nin … Köyü, 105 ada 1 sayılı parsele yönelik açtığı davanın reddine ve 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline,
Davacı …’ın … Köyü, 148 ada 51 sayılı parsele yönelik açtığı davanın kabulüne ve 148 ada 51 sayılı parselin kadastro tespitinin iptaliyle, taşınmazın iştirak halinde mülkiyetle… kızı … ve … evlatları …,…, … ve … adlarına tapuya kayıt ve tesciline,
Davacı … ile davacılar …ve …’in … Köyü, 142 ada 161 sayılı taşınmaza yönelik açtıkları davaların kısmen kabulüne ve 142 ada 161 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile teknik bilirkişi ….‘ün 02.06.2009 havale tarihli raporuna ekli krokide kırmızı renk ile boyalı ve (D1) ile gösterilen 8136,75 m² yüzölçümündeki ve (Ş) ile gösterilen 18014,79 m² yüzölçümündeki bölümlerin, 142 ada 161 parsel sayılı taşınmazdan ifrazı ile son parsel sayısıyla iştirak halinde mülkiyetle … ve … evlatları … ve … adlarına, teknik bilirkişi ….’nun 20.07.2007 tarihli raporuna ekli krokide (B) ile gösterilen 10157,53 m² yüzölçümündeki taşınmazın 142 ada 161 sayılı parselden ifrazı ile 8000,00 m² yüzölçümündeki bölümün vergi kayıtları itibari ile kalan 2157,53 m² yüzölçümündeki bölümün ise belgesizden son parsel sayısıyla iştirak halinde mülkiyetle davacılar … ve … adlarına, kabule konu 36309,07 m² yüzölçümündeki bölüm düşüldükten sonra 142 ada 161 sayılı parselin geriye kalan 304451,49 m² yüzölçümündeki bölümünün tespit gibi, tapuya kayıt ve tescillerine,
Davacı … ile davacı …’ın … Köyü, 148 ada 200 sayılı parsele yönelik açtıkları davanın sübuta ermediği gerekçesiyle reddine,
Davacı …, davacı … ve davacılar … ve müştereklerinin … Köyü, 148 ada 200 sayılı parsele yönelik açtıkları davaların kısmen kabulüne ve dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile teknik bilirkişiler …. ve …’nun 15.10.2007 tarihli raporlarına ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 1410,00 m² yüzölçümündeki bölümün … adına, teknik bilirkişi … ,…’nun 10.06.2009 tarihli ek raporuna ekli 2 numaralı krokisinde eflatun boyalı ve 5000,00 m² yüzölçümü miktarında gösterdiği yerin 1937 tarih ve
618 tahrir nolu vergi kayıt miktarı olan 5000,00 m² yüzölçümü ile davacı … adına, teknik bilirkişi … ve ….’nun 23.06.2008 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 5536,33 m² yüzölçümündeki bölümün iştirak halinde mülkiyetle …., …. ve…. adlarına tapuya tescillerine, kabule konu bölümlerin miktarı olan (1410,56+5000,00+5536,33) =11946,89 m² yerin çıkarılmasından sonra kalan 1533436,35 m² yüzölçümündeki bölümün tespit gibi tapuya tesciline,
Davacı …’ın … Köyü, 128 ada 10 sayılı parsele yönelik davasının kısmen kabülüne ve dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile teknik bilirkişi … Düzgün’ün 02.06.2009 havale tarihli raporuna ekli 2 numaralı krokide (V) harfi ile gösterilen 194,62 m² yüzölçümündeki bölümünün 128 ada 10 nolu parselden ifrazen adanın son parsel numarası verilerek iştirak mülkiyeti halinde mülkiyetle İbrahim evlatları …. ile … evlatları …. adlarına, geriye kalan 75,80 m² yüzölçümündeki bölümün ise tespit gibi tapuya tescillerine,
Davacı…’in … Köyü, 118 ada 55 sayılı parsele yönelik davasının kısmen kabulüne ve dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile teknik bilirkişi ….’nun 10.06.2009 tarihli ek raporuna ekli krokide (C) harfi ile gösterilen 12008,89 m² yüzölçümündeki bölümün 3000,00 m² yüzölçümünün vergi kayıt miktarı ile ve davacının kuru arazide 9008,89 m² yüzölçümüyle senetsizden edinme hakkı kaldığından bu miktarın da belgesizden olmak üzere toplam 12008,89 m² yüzölçümündeki taşınmazın davacı …oğlu … adına tapuya tesciline, krokide yeşil renkli gösterilen 296,19 m² yüzölçümündeki bölüm yönünden davacının zilyetlik ile edinme hakkı kalmadığından bu kısma yönelik davasının reddine, taşınmazın 296,19 m² yüzölçümündeki bu kısmının da kalan kısma ilavesi ile 10059942,55 m² yüzölçümündeki bölümün tespit gibi tesciline,
Davacı …’in … Köyü, 148 ada 47 ve 48 sayılı parsellere yönelik davasının kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazlarının tespitlerinin iptali ile teknik bilirkişi….’ın 22.08.2007 tarihli raporuna ekli krokide (47-A) ile gösterilen 3449,76 m² yüzölçümündeki bölümün 148 ada 48 sayılı parsele ilavesi ile (3449,76 +5778,11=9227,87 m²) olarak 148 ada 48 sayısıyla davacı … Hulki oğlu … adına tapuya tesciline, 148 ada 47 sayılı parselde (B) harfi ile gösterilen 10177,29 m² yüzölçümündeki bölümün ise tespit gibi tapuya tesciline,
Birleştirilen 2006/224 ve 2006/269 Esas sayılı dosyalarda davaya dahil edilen … Köyü Tüzel Kişiliğini temsilen köy muhtarlığı hakkında dava ile ilgili herhangi bir bulgu bulunmadığı, yine birleştirilen 2006/259 Esasa sayılı dosyada davacının husumet yönelttiği Orman İşletme Müdürlüğüne yönelik davasının askı ilânında kesinleşen parsellere yönelik olup orman ile ilgisinin bulunmadığı gerekçeleriyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar …, …, …, …, davalı Hazine ile dava dışı Rüstem Keklik tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçelerindeki açıklamaya göre davalar, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Mahkemece, birleşen dosyaların bir kısmı aynı parsellere yönelik olmadığı halde dosyalar birleştirilmiş, bazı parseller yönünden ise birleşen dosyalar dışında aynı parsele yönelik başka dava dosyaları da bulunmasına rağmen birleştirilmemiştir. Yine, bir kısım davacı gerçek kişilerin dava dilekçesiyle bildirdikleri parsel sayılarının hatalı olduğu yapılan keşifle belirlenmiş olmasına rağmen, dava dilekçelerinde hatalı olarak parsel sayıları bildirilen taşınmazların kadastro tutanak asılları kadastro müdürlüğüne iade edilmediği, hakkında karar
verilen bazı parsellerin ise tutanak asılları dosyaya getirtilmeden karar verildiği görülmüştür. Mahkeme bu uygulamasıyla parsel sayıları yönünden kargaşa yaratmıştır. Öncelikle aynı parsellerin dava konusu olmadığı davaların ayrı ayrı görülmesi gerekirken birleştirilerek görülmesi, bir kısım dosyada ise, aynı parsel aynı mahkemenin başka dava dosyalarında da dava konusu yapıldığı halde birleştirilmeden ayrı ayrı görülmesi isabetli olmamıştır.
Hükmü temyiz eden tarafların temyiz itirazlarına gelince;
1) Rüstem Keklik’in temyiz itirazları yönünden;
Davada taraf sıfatı bulunmayan Rüstem Keklik isimli bir şahıs, 146 ada 73 parsel sayılı taşınmazın, kadastro mahkemesinin kararıyla amcaları adına tescil edildiği ve 146 ada 73 parel yönünden hatalı karar verildiği gerekçesiyle hükmü temyiz etmiş ise de, Rüstem Keklik’in temyize konu ettiği taşınmaz yönünden ne davalı ne de davacı sıfatı bulunmamaktadır. Bir davada hükmü temyiz yetkisi, davanın taraflarına aittir. Bu nedenle, davada taraf olmayan …’in kararı temyiz yetkisi ve sıfatı bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davalı Hazinenin, davacı …’nın dava konusu yaptığı 142 ada 161 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (D1 ve Ş) ile gösterilen sırasıyla 8136,75 m² ve 18014,79 m² yüzölçümündeki bölümleri ile davacı …’ın dava konusu yaptığı 128 ada 10 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (V) harfi ile gösterilen 194,62 m² yüzölçümündeki bölümlere yönelik temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman ziraatçı bilirkişi raporundan, kabule konu taşınmazların tarım arazisi vasfına sahip yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacı … ve diğer mirasçılar ile davacı … ve diğer mirasçılar yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile 142 ada 161 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (D1 ve Ş) ile gösterilen sırasıyla 8136,75 m² ve 18014,79 m² yüzölçümündeki bölümleri ile 128 ada 10 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (V) harfi ile gösterilen 194,62 m² yüzölçümündeki bölümü hakkında kurulan, usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
3) Davalı Hazinenin, davacı …’in dava ettiği ve mahkemenin kabulüne konu 118 ada 55 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (C) harfi ile gösterilen 12008,89 m² yüzölçümündeki bölümü ile yine davacı …’in dava ettiği ve mahkemenin kabulüne konu 148 ada 47 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (47-A) ile gösterilen 3449,76 m² yüzölçümündeki bölümü ile davacılar Nuri, Seydi ve …’in dava ettiği ve mahkemenin kabulüne konu 142 ada 161 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (B) harfi ile gösterilen 10157,53 m² yüzölçümündeki bölümüne yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, ham toprak niteliğiyle Hazine adına tespit edilen 118 ada 55 parsel sayılı taşınmaz içinde yer alan ve bilirkişi raporuna ekli krokide (C) harfi, yine ham toprak niteliğiyle Hazine adına tespit edilen 148 ada 47 parsel sayılı taşınmaz içinde yer alan ve bilirkişi raporuna ekli krokide (47-A) ile gösterilen bölümler yönünden davacı …’in açtığı davanın, yine ham toprak niteliğiyle Hazine adına tespit edilen 142 ada 161 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (B) harfi ile gösterilen 10157,53 m² yüzölçümündeki bölümü yönünden davacılar Nuri, Seydi ve …’in açtıkları davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; mahkemece, birleşen 2006/194 Esas sayılı dosyada 07/08/2007 tarihinde yapılan keşifte görev alan ziraat bilirkişisi Necdet Kaya, “taşınmazlardan 148 ada 47 nolu parselde eğim % 20-45 arasında olup toprak hafif yapılı tınlı, kumlu-tınlı toprak karakterinde olup 15-20 yıl önce tarım arazisi olarak kullanılmış daha sonra terk edilmiş ve arazi sathı kuşburnu (Rosa canina) ağaçları ve çok yıllık buğdaygillerle kaplıdır. Ayrıca, arazinin eğiminin fazla olduğu yerde teknik şartlarda tarım yapmak imkânsızdır.” şeklinde, 118 ada 55 sayılı parsel yönünden ise; “118 ada 55 nolu parselin rakımı çok yüksek olup eğiminin % 15-20 civarında olduğu, toprak yapısı taşlı, ara sıra
kumlu-tınlı toprak karakterinde olduğu, arazi üzerindeki taşlar 50-60 yıl önce toplanıp arazinin ortasında istif edilerek tarım alanı oluşturulduğu, söz konusu yerde işlenen tarım alanıyla işlenmeyen alanın arasında oluşan yükselti farkından tarım için kullanılan alan belli olduğu ancak daha sonra terk edilmiş ve yaklaşık 40 yıldır tarım yapılmamıştır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yine mahkemece, birleşen 2006/224 Esas sayılı dosyada 04/06/2007 tarihinde yapılan keşifte görev alan ziraat bilirkişisi Pınar Kandilci Yıldırım “Keşfi yapılan arazi çayır mera arazisi olarak kullanılabilir. Arazi sulanabilir değildir. Arazinin eğimi yaklaşık %50-60’dır. Arazi üzerinde 10-15 yıllık meşe ağaçları, 5-10 yıllık ardıç ağacı, 2 adet 15-20 yıllık armut ağaçları, 15-20 yıllık elma ağacı, 5-10 adet kırmut (Kırmut yazmış herhalde armut ağacı demek istemiş) ağacı, yaklaşık 20 yerde kuşburnu bitkisi tespit edilmiştir. Arazi üzerinde yabani fiğ ve yabani yulaf gibi yabancı otların da bulunduğu gözlenmiştir. Dava konusu taşınmazın tarım arazisi olarak kullanılması mümkün değildir. Üzerindeki bitki örtüsü ve yine üzerinde bulunan ağaçlar nedeniyle evveliyatı ormandan açma veya meradan açma olabilir. Dava konusu 142 ada 161 parselin toprak derinliği 20-25 cm’dir. Dava konusu taşınmazın toprak yapısı kireçli kumlu yapıdadır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yukarıda ziraatcı bilirkişi beyanında belirtildiği üzere, kabule konu taşınmazların uzun yıllardır kullanılmadığı ve üzerlerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu şekilde tezahür eden bir zilyetliğin, kesintisiz ve iktisap sağlayıcı nitelikte bir zilyetlik olduğu kabul edilemez.
O halde, 118 ada 55 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (C) harfi ile gösterilen 12008,89 m² yüzölçümündeki bölümü ile 148 ada 47 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (47-A) ile gösterilen 3449,76 m² yüzölçümündeki ve 142 ada 161 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (B) harfi ile gösterilen 10157,53 m² yüzölçümündeki bölümü üzerinde davacıların ekonomik amaca uygun olarak iktisap sağlayan süreye ulaşan kesintisiz bir zilyetliğinin bulunmadığı, taşınmazlar üzerindeki tasarruf şeklinin de ekonomik amaca uygun olmadığı ziraatcı bilirkişi sözlerinden anlaşılmış olduğuna göre, değinilen bu yön gözetilerek davacı …’in 118 ada 55 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (C) harfi ile gösterilen bölümü ile 148 ada 47 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (47-A) ile gösterilen bölümüne yönelik; davacılar … ve …’in 142 ada 161 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (B) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik açtıkları davaların reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
4) Davacı …’in 146 ada 73 sayılı parsele, davalı Hazinenin 146 ada 73, 75, 76 ve 148 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece, davacı …’ün dava dilekçesinde 146 ada 148 parsel sayısını vererek açtığı davaya konu taşınmazların, yapılan keşifle 146 ada 73, 75 ve 76 sayılı parseller olduğunun tespit edildiği ve bu parsellerin tutanaklarının itirazsız kesinleştiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de, verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; davacı …, 13.11.2006 tarihli dilekçesiyle, husumeti Hazineye yönelterek dava açmıştır. Ancak, mahkemece yapılan keşifte, davacı …’ün 146 ada 148 parsel sayısını vererek dava ettiği taşınmazların 146 ada 73, 75 ve 76 sayılı parseller olduğu tespit edilmiştir. Sözü edilen parseller Hazine adına değil, gerçek kişiler adına tespit edilmiştir. Dava, askı ilân süresi içinde açılmış ise de, davanın açıldığı günde gerçek hasma yöneltilen bir dava bulunmamaktadır. Husumet hatalı yöneltildiğine göre, parsel numarasının yanlış yazılması maddî hata olarak değerlendirilemez. Bu itibarla, mahkemece; davacı …’ün 146 ada 148 parsel sayısını verip, husumeti Hazineye yönelterek açtığı davaya konu taşınmazların, Hazine dışında, gerçek kişiler adına tespit edilen taşınmazlar olduğunun anlaşılması nedeniyle, davanın husumet nedeniyle reddine ve dava konusu olmadığı anlaşılan 146 ada 148 parsel sayılı taşınmazın tutanak aslının olağan yolla kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, somut davada dava konusu olmayan 146 ada 73, 75 ve 76 parsel sayılı dava dışı parseller hakkında görevsizlik kararı verilmesi ve tutanak aslı dosya
içinde davalı şerhi ile bulunan 146 ada 148 sayılı parsel hakkında ise, herhangi bir karar verilmemesi usûl ve kanuna aykırıdır. Bu nedenlerle, davacı … ile davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile anılan parseller hakkındaki kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
5) Davacı … ile davalı Hazinenin 103 ada 1 sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları yönünden;
Davacı … 13.11.2006 tarihli dilekçesiyle, husumeti Hazineye yönelterek, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımını zilyetliğine dayanarak, … Köyü, 148 ada 200 parsel sayılı taşınmaz içinde tespit edilen 2 parça taşınmazın murisleri Mahmut ve Belge Çakır mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan keşifte davacı …’ın dava ettiği taşınmazların 103 ada 1 sayılı orman parseli ile ham toprak niteliğiyle Hazine adına tespit edilen 148 ada 200 sayılı parsel içinde kaldığı tespit edilmiştir.
Mahkemece, 103 ada 1 sayılı orman parseli içinde kalan taşınmaz yönünden tespit, itiraz edilmeksizin kesinleştiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de, verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Zira, 103 ada 1 sayılı parsel orman vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı husumeti doğru, ancak eksik yönelterek dava açmıştır. Askı ilân süresi içinde doğru kişilere husumet yöneltilerek açılan davada kadastro mahkemesi görevli olup, parsel numarasının yanlış yazılması sonuca etkili değildir. Hal böyle olunca, mahkemece, 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tutanak aslı davalı şerhi ile dosyaya getirtilerek ve ormanların mülkiyeti Hazineye, kullanma ve yararlanma hakkı Orman Yönetimine ait olduğu da gözetilerek, Orman Yönetimi de davalı sıfatıyla davaya dahil edilerek, husumet yaygınlaştırıldıktan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. Bu nedenlerle, davacı … ile davalı Hazinenin 103 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile anılan parsel hakkındaki kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
6) Davacı … ile davalı Hazinenin 148 ada 200 sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece davacı …’ın bu parsele yönelik davasının sübuta ermediği gerekçesiyle reddine, davacılar …, … ve … ve arkadaşlarının 148 ada 200 sayılı parsele yönelik açtıkları davaların ise kabulüne karar verilmiş ise de, verilen kararlar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminde (UYAP) yapılan sorgulamada, … Köyü 148 ada 200 nolu parselin farklı bölümlerine karşı gerçek kişilerce, …Kadastro Mahkemesinin 2006/220-2009/72 sayılı dosyasında da kadastro tespitine itiraza yönelik dava açıldığı ve dairece bu dosyanın temyize konu iş bu dosya ile birleştirilerek hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulduğu anlaşılmıştır (Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09.10.2012 gün 2012/11083 – 11400 sayılı kararı).
Kadastro davalarında, tutanak aslının dosyada bulundurulması ve çelişkili kararların verilmemesi ve infaz sırasında tereddüt yaratılmaması bakımından aynı parseller hakkında açılan davaların birleştirilerek görülmesi esasen usûl hükmü gereğidir. Buna göre, aynı parselin dava konusu olduğu davaların H.M.K.’nın 166. maddesi gereğince birleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, ayrı ayrı görülmesi isabetsiz olmuştur. Bu nedenle, davacı … ile davalı Hazinenin 148 ada 200 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda belirtilen kişilerin açtıkları davalar hakkındaki kararın, bozma nedenine göre sair hususlar incelenmeksizin bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
7) Davacı … ile davalı Hazinenin 142 ada 123 sayılı parsele yönelik temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece, davacı …’ın 142 ada 161 parsel sayısını vererek açtığı davaya konu taşınmazın, yapılan keşifle 142 ada 123 sayılı parsel olduğu ve bu parselin tutanağının itirazsız kesinleştiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de, verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; davacı …, 17/11/2006 tarihli dilekçesiyle
husumeti Hazine ve Orman Yönetimine yönelterek dava açmıştır. Ancak, mahkemece yapılan keşifte, davacı …’ın 142 ada 161 parsel sayısının vererek dava ettiği taşınmazın 142 ada 123 sayılı parsel olduğu tespit edilmiştir. Sözü edilen parsel, Hazine adına değil, dava dışı İsmail Dinç adına tespit edilmiştir. Dava askı ilân süresi içinde açılmış ise de, davanın açıldığı günde gerçek hasma yöneltilen bir dava bulunmamaktadır. Husumet hatalı yöneltildiğine göre, parsel numarasının yanlış yazılması maddî hata olarak değerlendirilemez. Bu itibarla mahkemece, davacı …’ın 142 ada 161 parsel sayısını vererek ve husumeti Hazineye yönelterek açtığı davaya konu taşınmazın, Hazine dışında, gerçek kişi adına tespit edilen taşınmaz olduğunun anlaşılması nedeniyle, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken (142 ada 161 sayılı parsel başka farklı gerçek kişiler tarafından iş bu davada dava konusu yapılmıştır.) somut davada dava konusu olmayan 142 ada 123 parsel sayılı dava dışı parsel hakkında görevsizlik kararı verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. Bu nedenlerle, davacı … ile davalı Hazinenin 142 ada 123 sayılı parsele yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile anılan parsel hakkındaki kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
8) Davacı … ve davacı …’nin 104 ada 1 sayılı parsele; davalı Hazinenin 104 ada 1 ile 142 ada 267 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece, davacı …’ın 118 ada 55 parsel sayısını vererek açtığı davaya konu taşınmazın ve davacı …’nin 142 ada 267 parsel sayısını vererek açtığı davaya konu taşınmazın, yapılan keşifle 104 ada 1 sayılı parsel olduğunun tespit edildiği ve bu parselin tutanağının itirazsız kesinleştiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de, verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; 104 ada 1 sayılı parsel orman vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı …, Hazineye husumet yönelterek dava açmıştır. Yani, davacı … husumeti doğru, ancak eksik yönelterek dava açmıştır. Davacı … ise, doğru bir şekilde husumeti Hazine ve Orman Yönetimine yönelterek dava açmıştır. Askı ilân süresi içinde doğru kişilere husumet yöneltilerek açılan davada Kadastro Mahkemesi görevli olup, parsel numarasının yanlış yazılması sonuca etkili değildir. Hal böyle olunca; mahkemece, 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tutanak aslı davalı şerhi ile dosyaya getirtildikten sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir. Ayrıca, dava konusu olmadığı anlaşılan 142 ada 267 parsel sayılı taşınmazın tutanak aslının olağan yolla kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, tutanak aslı dosya içinde davalı şerhi ile bulunan 142 ada 267 parsel hakkında herhangi bir karar verilmemesi de isabetsiz olmuştur. Bu nedenlerle, davacılar … ve …’nin 104 ada 1 parsele ve davalı Hazinenin 104 ada 1 ile 142 ada 267 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile anılan parsel hakkındaki kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir. (118 ada 55 sayılı parsel başka farklı gerçek kişiler tarafından iş bu davada dava konusu yapılmıştır.)
9) Davacı … ile davalı Hazinenin 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece, davacı …’nin 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik davasının sübuta ermediği gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de, verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; mahkemece hakkında karar verilen 105 ada 1 sayılı parselin ne tutanak aslı ne de tutanak örneği dosyada bulunmamaktadır. Dairece, iade kararıyla tutanak aslı istenmiş, ancak, aynı parselin aynı mahkemenin (…Kadastro Mahkemesinin) 2010/2 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu ve tutanak aslının 2010/2 Esas sayılı dosya içinde bulunduğu bildirilmiş ve taşınmazın sadece tutanak örneği gönderilmiştir. Buna göre, 105 ada 1 sayılı parsel ham toprak niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir. Ancak, mahkemece sözü edilen dosya gönderilmediği için, 105 ada 1 sayılı parselin davalı olduğu …Kadastro Mahkemesinin 2010/2 Esas sayılı dosyasının hükme bağlanıp bağlanmadığı, yani dosyanın halen derdest olup olmadığı anlaşılamamıştır.
Kadastro davalarında, tutanak aslının dosyada bulundurulması ve çelişkili kararların verilmemesi ve infaz sırasında tereddüt yaratılmaması bakımından aynı parseller hakkında açılan davaların birleştirilerek görülmesi ve taşınmaz hakkında tek sicil (kayıt) oluşturulması usûl hükmü gereğidir. Bu nedenle, aynı parselin dava konusu olduğu davaların H.M.K.’nın 166. maddesi gereğince birleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken ayrı ayrı görülmesi isabetsiz olmuştur.
O halde, mahkemece, öncelikle 2010/2 Esas sayılı dava dosyası getirtilerek, eğer dosya halen derdest ise, aralarında hukukî ve fiilî yönden irtibat bulunan ve biri hakkında verilecek kararın diğerini de etkileyeceği dikkate alınarak, şayet 2010/2 Esas sayılı dosyada da, temyize konu iş bu dosyada olduğu gibi 105 ada 1 sayılı parsel dışında dava konusu yapılan başkaca parsel bulunması halinde, işbu dava dosyasında ve 2010/2 Esas sayılı dosyada dava konusu olan 105 ada 1 sayılı parsele karşı açılan davalar, sözü edilen dosyalardan tefrik edildikten sonra, H.M.K.’nın 166. maddesi gereğince birleştirilmesi ve bütün deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi, aksi halde, yani 2010/2 Esas sayılı dosya hükme bağlanmış ve kesinleşmiş ise, aynı parselle ilgili birbiriyle çelişkili ve infaz sırasında tereddüt yaratacak iki ayrı karara yol açmamak bakımından, öncelikle çekişmeli 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tutanak aslı temyize konu bu dosya içine konularak, iş bu davada taraf olmayan ancak kesinleşen 2010/2 Esas sayılı dosyada taraf olan kişilerin davaya katılımı sağlanmak suretiyle taraf teşkili sağlandıktan sonra, bütün deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilip, çekişmeli 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında tek sicil (kayıt) oluşturulabilmesinin sağlanması bakımından, davacı … ile davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile anılan parsel hakkındaki kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
10) Davacı … ile davalı Hazinenin 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece, davacı …’nin 106 ada 1 parsel sayısını vererek açtığı davaya konu taşınmazın, yapılan keşifle 101 ada 1 sayılı parsel olduğu ve bu parselin tutanağının itirazsız kesinleştiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de, verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; 101 ada 1 sayılı parsel orman vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı husumeti doğru, ancak eksik yönelterek dava açmıştır. Askı ilân süresi içinde doğru kişilere husumet yöneltilerek açılan davada Kadastro Mahkemesi görevli olup, parsel numarasının yanlış yazılması sonuca etkili değildir. Hal böyle olunca; mahkemece, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tutanak aslı davalı şerhi ile dosyaya getirtilerek ve ormanların mülkiyeti Hazineye, kullanma ve yararlanma hakkı Orman Yönetimine ait olduğu da gözetilerek Orman Yönetimi de davalı sıfatıyla davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırıldıktan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. Bu nedenlerle, davacı … ile davalı Hazinenin 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile anılan parsel hakkındaki kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
11) Davalı Hazinenin 142 ada 77, 133, 138, 139, 169 ve 224 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece, davacı Dursun Altuntaş’ın 142 ada 161 parsel sayısını vererek açtığı davaya konu taşınmazların 142 ada 139, 169 ve 224 sayılı parseller olduğu, davacı …’nın yine 142 ada 161 parsel sayısını vererek açtığı davaya konu taşınmazların 142 ada 77, 133 ve 138 sayılı parseller olduğu ve bu parsellerin tutanaklarının itirazsız kesinleştiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de, verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; davacı … 17.11.2006 tarihli dilekçesiyle, husumeti Hazine ve Orman Yönetimine yönelterek, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımını zilyetliğine dayanarak, ada ve parsel sayısı bildirmeden, … Köyü, Acıpınar Dört göz Mevkiinde dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği yaklaşık 8 dönüm miktarındaki taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. 21.01.2007 tarihli celsede, dava ettiği taşınmazın 142 ada 161 parsel sayılı taşınmaz olduğunu bildirmiştir. Davacı … ise, 08.11.2006 tarihli dilekçesiyle, husumeti Hazineye yönelterek, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımını zilyetliğine dayanarak, … Köyü,
142 ada 161 parsel sayılı taşınmaz içinde tespit edilen yaklaşık 15 dönüm miktarındaki taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Ancak, mahkemece yapılan keşifte, davacılar … ile …’nın 142 ada 161 parsel sayısının vererek dava ettiği taşınmazların 142 ada 161 sayılı parsel içinde olmadıkları, davacı …’ın dava ettiği taşınmazların 142 ada 39, 169 ve 224 sayılı, davacı …’nın dava ettiği taşınmazların 142 ada 77, 133 ve 138 sayılı parseller olduğu tespit edilmiştir. Sözü edilen parseller Hazine adına değil, dava dışı gerçek kişiler adına tespit edilmiştir. Dava, askı ilân süresi içinde açılmış ise de, davanın açıldığı günde gerçek hasma yöneltilen bir dava bulunmamaktadır. Husumet hatalı yöneltildiğine göre, parsel numaralarının yanlış yazılması maddî hata olarak değerlendirilemez. Bu itibarla mahkemece, davacı … ile davalı …’nın 142 ada 161 parsel sayısını vererek ve husumeti Hazineye yönelterek açtıkları davaya konu taşınmazların, Hazine dışında, gerçek kişiler adına tespit edilen taşınmazlar olduğunun anlaşılması nedeniyle, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken (142 ada 161 sayılı parsel başka farklı gerçek kişiler tarafından iş bu davada dava konusu yapılmıştır.) somut davada dava konusu olmayan 142 ada 77, 133, 138, 139, 169 ve 224 parsel sayılı dava dışı parseller hakkında görevsizlik kararı verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. Bu nedenlerle, davalı Hazinenin 142 ada 77, 133, 138, 139, 169 ve 224 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile anılan parseller hakkındaki kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca, tutanak aslı dosyaya davalı şerhi ile getirtilen ancak davacı gerçek kişilerin hatalı olarak dava dilekçelerinde parsel sayılarını bildirdikleri 106 ada 1, 107 ada 9 ve 142 ada 76 parsel sayılı taşınmazların tutanak asıllarının olağan yolla kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, tutanak aslı dosya içinde davalı şerhi ile bulunan 106 ada 1, 107 ada 9 ve 142 ada 76 sayılı parseller hakkında herhangi bir karar verilmemesi de doğru değildir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde gösterilen nedenler ile…’in temyiz dilekçesinin REDDİNE; yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine,
2) İkinci bentde gösterilen nedenler ile davalı Hazinenin 142 ada 161 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (D1 ve Ş) ile gösterilen sırasıyla 8136,75 m² ve 18014,79 m² yüzölçümündeki bölümleri ile 128 ada 10 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (V) harfi ile gösterilen 194,62 m² yüzölçümündeki bölümlere yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile belirtilen taşınmaz yönünden kurulan usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA;
3) Yukarıda 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11 numaralı bentlerde gösterilen nedenler ile anılan bentlerde belirtilen taşınmazlar hakkında kurulan hükümlerin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/12/2013 günü oy birliği ile karar verildi.