YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9939
KARAR NO : 2014/1967
KARAR TARİHİ : 17.02.2014
MAHKEMESİ : Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/07/2010
NUMARASI : 2009/321-2010/657
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar H.. Z.. ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 1976 yılında yapılıp 18/03/1977 ilâ 18/04/1977 tarihleri arsında ilân edilen kadastro sırasında .. Köyü, 2168 parsel sayılı 9980,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Mart 1948 tarih ve 64 sıra numaralı tapu kaydına dayanılarak dava dışı Mehmet Arısoy adına tarla niteliğiyle tesbit edilmiş ve itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiş, daha sonra satış yoluyla davalı kişilere intikal etmiştir.
Davacı Hazine vekili, 22/06/2009 havale tarihli dilekçesiyle; dava konusu taşınmazın bir bölümünün 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan sahada kaldığı iddiasıyla, taşınmazın 2/B madde kapsamında kalan bölümünün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu … Köyü, 2168 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının kısmen iptali ile 09/06/2010 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 866,63 m² yüzölçümündeki bölümün 2/B madde arazisi olarak tarla vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, geri kalan bölümün davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davalılar H.. Z.. ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp daha sonra nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın kısmen 6831 sayılı Kanunun 2/B madde kapsamında kalan yerlerden olduğu gerekçesiyle davacı Hazinenin davasının kabulüne karar verilmiştir.
Ne var ki; karar tarihinden sonra, 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun” 26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiştir.
6292 sayılı Kanunla 17/10/1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun ile 16/2/1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmış, 6831 sayılı Kanunun bazı maddelerinde de değişiklikler yapılmış, bu cümleden olarak, diğer bir çok hükmün yanı sıra, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanlara ilişkin tapu kaydına konulan şerhlerin silinmesi, bu alanlar için Hazine tarafından dava açılmaması, açılan davalardan vazgeçilmesi ya da davaların durdurulması, tapusunun iptaline karar verilen taşınmazların tekrar tapu sahibine iadesi gibi konular düzenlenmiştir.
Bu durum karşısında uyuşmazlığın çözümü bakımından karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan ve halen devam eden davalarda da uygulanması gereken hükümler içeren 6292 sayılı Kanununun somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının irdelenip değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda anılan kanun incelendiğinde, 6292 sayılı Kanunun “2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar” başlıklı 7 maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, “Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir…” hükmüne yer verildiği görülmektedir.
6292 sayılı Kanunun 7/1-a maddesinde yer alan bu düzenlemenin re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Zira, sözü edilen kanun maddesinde, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan ve 6831 sayılı Kanunun 2/A veya 2/B madde kapsamında kalan taşınmazlar yönünden, “…bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir…” şeklinde âmir hüküm getirilmiştir. Yani söz konusu düzenlenme ile tapuda gerçek kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlara yönelik 2/A veya 2/B madde iddiasıyla dava açılıp açılmaması veya bu iddiayla açılmış davalardan vazgeçilip vazgeçilmeyeceği konusunda Hazineye herhangi bir takdir hakkı tanınmamış, bu tür bir davanın açılamayacağı veya açılmış ise vazgeçileceği yönünde emredici hüküm ihdas edilmiştir.
6292 sayılı Kanunun 7/1-a maddesinde düzenlenen bu vazgeçme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307. maddesinde düzenlenen ve “davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi” olarak tanımlanan “davadan feragat” niteliğindeki vazgeçmeyle karıştırılmamalıdır. Burada kanundan kaynaklanan ve davalının rıza ve muvafakatının da aranmadığı, kendine özgü (davanın geri alınması niteliğinde) bir vazgeçme söz konusudur.
Ayrıca, 6292 sayılı Kanun hükümleri uyarınca sonuçlandırılacak davada, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılması ve taraflar leh ve aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekmektedir.
O halde, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, mahkemece, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanunun somut davada uygulanması gereken emredici hükmü gereğince davacı Hazinenin davadan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar H.. Z.. ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.